• asıl anlamıyla çeşitli batı ve doğu anlayışlarının sentezi. müzikte ve diğer sanat dallarında da arabesk sentez dönemleri bulunur

    bizdeki yaygın kullanımına gelince:
    arabesk müzik: arap müziği benzeri çalgılarla türkçe yorumlar, içki-aşk konuları ağırlıkta
    batıdan arak giyim ve doğulu zihniyetin aynı evde yer alması.
    ata erkillik.
    umursamazlık.
    gevşeklik.
    tembellik.
    kural tanımama, saatlere uymama.
    erkeğin avrupai tarzda eğlenmesi yanında kızların evde oturması, oturmayana yapılan yakıştırmalar.
    trafikte abuk sabuk hareketlerin marifetten sayılması.
    batıya doğru bakarken geri geri doğuya kaymak.
    batılı olmayı da marifet saymak, özünü bilmemek
  • türkiyede orhan gencebay ile başladığı düşünülen olgu
  • sezen aksu ile toplumun değişik katmanlarına ulaştığına inandığım kültür
  • (bkz: oksimoron)
  • 80 sonrası vahşi kapitalizmin bu coğrafyaya çöreklenmesiyle saf hali özlenen bir hale gelen olgudur. en azından samimi bir tarafı vardı arabeskin ilk çıktığında. kırsaldan göç eden insanların dili olma konusunda da yetkindi.

    yıllar sonra o göç edenlerin çocukları yarı şehirli yarı köylü sosyo-psikolojik bir mutanta benzemeye başladı. arabesk kültür bencillikle yoğrularak para kazanmanın her yolunun meşru görüldüğü bir ortamda ruhunu kaybetti. arabesk sinema "demode" oldu. türk halk müziği motifleri süslemelik olarak kaldı. bir zamanlar "yeter ki sen mutlu ol" denilen sevgiliye siktir çekildi.

    egolar şiştikçe şişti. dünyayla ilişkisini aciz bir kul olduğu temeline dayandıran arabeskçi dünyanın merkezine yerleştiğini zanneden fantezik bir karaktere dönüştü. kısacası orhan gencebay gitti ismail yk geldi. ferdi tayfur gitti mahsun kırmızıgül geldi.
  • winamp kullanabilen ve eline fırsat geçmiş en sıradan adamın bile en kral dj'den daha çok insanı sahneye toplama yeteneğine sahip olmasına vesile olan kültür. kalitesizliğin sözlükte(tdk) ek anlamı olması gereken. gelişememe sebebi. mezdeke. ayrıca böyle hayatın amına koyayım.
  • hep söylenen şeydir.."1980 sonrası başlamıştır" denir arabesk kültür için..kanlı darbe sonrası toplumu uyuşturmak adına ortaya sürülmüş köylü-kentli kafa karışıklığının kontrol altına alınmasının en önemli ayağı olarak görülür..oysa ki bu topraklar üzerinde arabesk kültürün yerleşmesinin evveliyatı vardır..70lerin ikinci yarısından itibaren şuursuzca siyaset üretmeye! çalışan toplumun -ki bu başka bir tartışma konusudur- zapt-u rapt altına alınması önemliydi..türkiye'nin sanayi bölgelerine doğru gerçekleşen iç göçün etkisi, sonrasında oluşan arada kalmışlık, hor görülme, kabullenilmeme gibi etkenler sebebiyle büyük şehirlerin kültür anlayışı ister istemez evrildi..bu gerekliydi..üç otuza hayatını devam ettirmeye çalışan insanlara bir ağlama duvarı gerekiyordu ve arap ezgileri bu rehabilitasyon için biçilmiş kaftandı..

    halk bunu istiyor televizyondan çok önce yayıldı eğlence dünyasına..acı prim yapmaya başladı..bize benzeyeni sevme halleri kendini iyiden iyiye gösterdi..en çok şive yapan sevildi..en ağlak olan takdir edildi..üstelik buna önayak olanlar fransız sinemasını alkışlayan, chanson lar dinleyen, dvorak ile verdi ile coşup chopin ile ağlayan insanlardı..bu samimiyetsizliği kimse algılamadı..göremedi..ülkeyi ağlama duvarına çevirenler rob de chambre ları ile yine istediklerini dinleyip izlediler, bizi koli koli peçete tüketimine mahkum ederken..

    öte yandan, bu kültürün taşıyıcısı rolünü üstlenler de içlerindeki "anadolu insanı"nı çabuk öldürdüler..halk denen güruh o "bizden" dediklerinin erk sahibi olduklarında ilk kendilerini ezdiğini göremedi..mağarada doğduğunu söyleyenler okuma yazma bilmemeleri ile övündüler, vecizeler yumurtladılar..toplumsal riyakarlığın yüzü olmakta beis görmediler..onlar dalgalarına baktılar, birileri onların dahil olduğu bir kültür! anlayışını literatüre kazandırırken..
  • (bkz: george orwell)
    (bkz: 1984)
  • gündüz sokak köpeklerinin gece ise şarapcıların mesken tuttuğu, basket potasının mahallenin serserisi ismet tarafından asılmak suretiyle kırıldığı, belediyenin bile park olarak benimsemediği yeşillik içinde kırık bir bank üzerinde gidenin arkasından bakakalmışların, eve dönüp baba'dan "nerdeysen bir haber gönder, diğer yarım yanında kalmış"* dinleyerek teselli aradıkları bir kültür.

    seversen dinlersin eyvallah, sevmezsen oo bekçımas hizinadı beybe yee.
  • zeka ve kültür coğrafyası dışında kalmış bir gençliğin, acı çeke çeke yakalandığı acı narkomanlığı sonrası dinlediği ''ölümcül vakı-a'' bağırma ve zizleme türüdür.
hesabın var mı? giriş yap