• birilerinin/kendilerinin/varliklarin ve inanclarin artik yasayanlara ama özellikle de kadinlara üstüne basa basa söylemesi gereken motto.
    dünyevi algilarimizla (bu algilar her gün de degisebilir, mevsimlerle mesela **)algiladigimiza güzel deyip dememek konusunda karar vermek zaten imkansizken, ic dünyayi kotarmak dururken yasayanlari acmaza sokar iyiden iyiye.
  • iyi bir dost söylemi,samimiyse.iyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur demiş mevlana.insanlık(ben de dahil) ne zaman güzelliği hiçbir zaman umursamayacak merak ederim bunu.
  • sadece güzel görünmek değil "güzel olmak" zorunda da değildir genel olarak insanoğlu. istiyorum ki bir marka da çıksın, "biz vazgeçtik kardeşim size manyak gibi para harcatmaktan, garip bir şekilde olmayan nedenlerle üzerinizde sosyal ve psikolojik baskı kurmaktan ve kurdurtmaktan, hepinizi anlaşılamaz kriterlere göre göre sınıf sınıf, bölüm bölüm ayırmaktan ve hepinize bir yer biçmekten/biçtirmekten; biz artık sadece gerekli olanı satıyoruz. giysiyi örtünün üşümeyin diye, aha bu kremi de güneşte 2. derece yanık olmayın diye satıyoruz. hem de hepinize satıyoruz, size olurdu olmazdı; yakışırdı yakışmazdı demeden. ayrıca almazsanız da bişeycikler olmuyo" desin. "tıpkı başarılı olmak zorunda değilsiniz" gibi bir sav bu; birilerinin belirlediği kriterlere göre bir yere oturmak, biyerlerle özdeşleşmek zorunda değiliz. değiliz ama "politik bir hayvan" olduğumuzdan tüm o "polis" in baktığı yere doğru bakıyoruz, hep aynı açıdan ve tabii onun içinde yaşıyoruz. yoksa "polis" bizi istemiyor; biz de bu şekilde yapamıyoruz, dönüp dolaşıp gene kürkçü dükkanı ve onun kriterleri.
  • en son 2005'de entry girilmiş başlık, üzücü. anlatacaklarımı kapsayacak en yakın başlık buydu, yeni bir başlık açmak istemedim.

    evet, 'güzel' görünmek zorunda değiliz. ne kadar göreceli bir kavram olsa da, sokağa çıktığımızda insanları birbirinden ayırt edemez olduk. 'güzel'in modası, 'moda'nın güzelliği her yerde pompalanıyor ve bu kavram genelleştiriliyor. erkek veya kadın fark etmez.

    bir erkek olarak evden çıkarken aynada kendime bakıyorum, -kendimce- normal halimden daha dikkat çekici olduğumu düşündüğümde derin bir sıkıntı duyuyor ve 'ortalama' bir hale büründüğümde daha rahat hissediyorum. belki de bu bir sorundur.

    bunu bir ben mi hissediyorum bilemem ama 'kendin ol' tarzı sloganlarla biçime saplanıp kalan insanlarla dolu etraf. halbuki 'kendi' olabilen insan yok, diyojen gibi eline fener alıp sokağa çıkılacak bir dönem.

    edit: insanın kendisini iyi hissetmesinin ve özgüveninin artmasının kaynağı elbette görecelidir. genel olarak bu kaynakları da üç maddede özetleyebiliriz; dış görünüş, para(statü) ve zeka.
  • evet ama kendine ve çevrene saygılı olmak zorundasın.
  • var olmanın amacı biyolojik açıdan üremek ve hayatta kalmak olduğu için zorunda değiliz ama illaki özeniyoruz (kadınlar olarak).
  • biz günün birinde güzel görünme umudunu öyle bir gecede bırakmadık. dört gece sürdü diye hatırlıyorum yanlışım yoksa.
hesabın var mı? giriş yap