• 01 sine wave
    02 take me somewhere nice
    03 o i sleep
    04 dial: revenge
    05 you don't know jesus
    06 robot chant
    07 2 rights make 1 wrong
    08 secret pint

    $eklinde bir tracklisti olan,japonya versiyonunda iki tane de bonus track'i mevcut album.
  • prodüktörü ise, mercury rev ve flaming lips'ten tanıdığımız dave fridmann'dır
  • young team ve come on die young'a göre * light bi mogwai albümü; ilk iki albüm kafamıza romla ya da votkayla karıştırılıp vurulmuştu, bu seferki efes light'tan farksız olmuş
  • sine wave'in mukemmel bi acilis sarkisi oldugunu dusunmekteyim, hatta acilis sarkisi fetisi yaratabilecek guzellikte bi parcadir.
    rock action icin ise southpaw recordings'in cikardigi yegane bilindik albumdur diyebiliriz. albumun kalitesi hakkinda ise biseyler soylemek hayli guc, en significant parcanin take me somewhere nice olmasinin disinda..
  • mogwai aslında üzerinde çok fazla konuşulacak, yazılıp; çizilecek bir grup değil.****.
    ancak, iş bu rock action sonrası grubun farklı bir yola girmesi ve kimi fanların bunu bir çıkmaz yol olarak görmesi -hatta abartıp suçu dave fridmann'a atmaları- tümüyle terbiyesizlik değildir de nedir?

    evet, albüm matador'dan yayınlandı, her biri kendini bir otorite sanan pek muhafazakar indie kitlesi bunu grubun popülerleşme süreci olarak gördüler.* /tamam, doğrudur bu albümden sonra daha geniş kitlelere seslendiği grubun/

    neyse asıl konuya dönecek olursak, rock action takipçi bir albüm değil, young team yada come on die young'a pek benzemiyor. ne inanılmaz bir rock aksiyonu söz konusu, ne de gitar droneları ile pekleşen sonic gürültüler.

    ama rock action'ı -bence- özel kılan ve diğer albümlerinden ayıran nokta; tek başına şarkıların 'ben burdayım' demesi. bilirsiniz, cody yada young team tüm albümü dinlemedinizmi size biraz yan gözle bakan albümlerdir.
    peki rock action öyle mi? pek değil. daha önce bir take me somewhere nice yada sine wave gibisinden bir 'şey' ile karşılaşmadık -ki bence take me... en iyi mogwai şarkısıdır-*

    prodüksiyon açısı önceki albümlere göre daha sofistike, daha yerli yerinde düzenlemeler ile kendini belli ediyor. bu sefer basit melodiler her zamankinden daha karışık, daha oturaklı, daha ciddi yada daha ciddiyetsiz -> bu konuda biseyler söylemek hayli güc*. grubun alaycı tavrı zaten müzikleri ile ters düzlemde. bir karşılaştırma yapacak olursak -ki yapmasak ta olur ama- bizim elemanlar efrim* gibi oraya buraya laf yetiştirmek yada dünyayı kurtaran adam olmak yerine yaptıkları işlere "anlam" yüklemeye çalışıyorlar.

    klişe bir açıklama olabilir ama, bir 2 rights make 1 wrong'da bu bahsettiğim noktanın altını çizen bir şarkı, üzgün olduğunuzda körükleyen, mutluyken daha mutlu yapabilen bir atmosfere sahip, tek başına bir konsepti var yani. bu albümde şarkı ismi seçimleri de biraz farklı, biraz daha anlamlı sanki, grubun bu konudaki ironisi sürüyor: mesela ciddi anlamda take me somewhere nice insanı alıp bambaşka yerlere götürebiliyor.*

    .... albümde 8 şarkı var, bunlara ek olarak japon versiyonunda 2 tane daha.
    bunlar d to e ve close encounters, daha çok come on die young dönemine ait şarkılar.

    başta ifade ettiğimi biraz düzelterek, mogwai hakkında yazmanın kolay olmadığını tekrardan belirtmek istiyorum.

    sonuçta, güzel bir albüm rock action.! öyleki daha fazla söylenmesi gereken bir şey yok.
  • biraz dinlediğiniz ortam, ruh halinize göre şekillenen bir albüm. ilk defa arabanın içinde gece şehir ışıkları altında araba sürerken yaşadığım deneyimi asla unutamıyorum, ve sanki albüm o an bestelendi bitti. o anı, o yolculuğu anlatıyor o günden bugüne hala.
hesabın var mı? giriş yap