• yapılması bünyede vicdan azabı bırakan eylem...
  • anneyi üzen davranışlar normalden farklıdır.

    okulu altı seneye uzatırsınız, kiraya da zam gelir. ama anne bir koli yiyecekle size ev ziyaretine gelir. gülerek evi temizler, alışverişinizi yapar. -olsun- der, -sen mutlu ol da- der.
    sonra yaptığı karnıbaharı yemezsiniz anne çok üzülür. bir çatalla biraz ucundan tırtarsanız gene sevinir. bu sevinç bazen mezuniyetinizdeki ile aynı bile olabilir.

    anne en çok olmayan şeylere üzülür, olanlara değil;

    çalmayan telefonuna, olmayan evlilik hazırlığına, giyilmeyen terliğe, çözülmeyen buzluğa...

    olan şeyleri hep atlatır anneler;
    ayrılığa alışır, emeklilik hayallerini uzayan okul yüzünden ertelemeye, başta zırtapoz dediği sevgililere.

    ayrılık rutine biner. ilk gidiş gözyaşları iledir, sonrakiler otobüse yollanan öpücükle. daha çalışıp kazanması gerekirse önce gider üzülerek kaydını sildirir ahşap boyama kursundan, sonra sevinir daha gencim çalışırım diye. tasvip etmediği sevgiliye bir hafta sonra kaşkollar örmüştür rengarenk.

    anneler olmayana üzülür, ya da olmamış gibi yapılana.
    hiç kucağında ağlanmamış, hiç saçları yana ayrılmış çocuk bayramda elini öpmemiş, onun cocuğundan iyi matematik bildiği günler hiç olmamış, bu yaşlı adamcağız ona aşık bir filinta asla değilmiş gibi davranılırsa üzülür.

    anneyi üzmek, kemalettin tuğcu romanı yazmak kadar zordur, mutlu etmek ise numarasını ezbere bilmek kadar kolay.
  • yaptığın yanlışı daha kendin anlamamana rağmen annemiz çoktan ağlamaya başlamıştır.. vicdan azabı korkunçtur..
  • (bkz: buyuk gunah)
  • üzülmekle aynı şey. yavrusu üzülünce üzülüyor ki o.
  • mazallah taş olunur, inmeler iner, karabasanlar gelir, işler kötü gider.
    (bkz: anneyi üzen taş olur)
    (bkz: allahın sopası yok)
  • sucluluk duygusunun en agiri takip eder bunu, yer yarilsa da icine girsem diye dusunur insan ama nafiledir artik cunku anne kirilmistir bir kere.
  • hele bir de anneyi üzdükten sonra bi türlü özür dileyememek vardır ki daha da beterdir.
  • ne kalçaya yapılan bir dövme ne de alınan bir f anneyi gerçekten üzer. anneyi bilerek üzmek aslında çok daha zordur. nasıl bir mekanizmadır bu annler ki evladının onlarca terslemesini filtre üstüne filtreden geçirip sonunda fırından yeni çıkmış bir "ama sen beni seviyorsun"a dönüştürürler.

    onca baştan savmaya gülümseyerek tepki verebilecek başka kimse de yoktur zati. varsa da "aman ne iyi kişi"den çok "süzme salak" olarak bilinirler.

    evet, anneyi asıl üzen şey yavrusunun üzülmesidir..

    (bkz: annenin üzüldüğünü bilmesi)
hesabın var mı? giriş yap