ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
noktalı virgül
-
genellikle yanlış kullanılan noktalama işareti. kullanım alanlarına şöyle bir göz atmakta fayda var kanımca:
1. cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: öğrenciler birinci sınıfta mitoloji, eleştirel okuma, gramer; ikinci sınıfta ise kültür tarihi, rönesans, romana giriş gibi dersler alırlar.
2. ögeleri arasında virgül bulunan sıralı tümceleri birbirinden ayırmak için konur: sabahtan beri bekliyorum; ne gelen var, ne giden.
3. virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur: italya, ingiltere, ispanya; roma, londra, madrid.
4. kendilerinden önceki tümceyle ilgi kuran ancak, fakat, lakin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, öyleyse vb. cümle başı bağlaçlarından önce konur. ancak bu bağlaçlardan önce yazar, araya nokta, virgül, noktalı virgül koymakta serbesttir. bu husus, yazarın biçemdeki tercihiyle ilintilidir: ilk başta şüpheyle içeri alındı;(,)(.) ama sonra kim olduğunu anladıklarında ona dostça davrandılar.
** özneden sonra kullanılmaz; bağlaçla başlayan tümcede bağlaçtan sonra kullanılmaz.
** bu entry hazırlanırken http://www.tdk.gov.tr/ adresinden yararlanılmıştır.
(bkz: eksi sozlukte egitim seferberligi)
15 ekim 2021 mehmet barlas yazısı
-
barlas'lar gaziantep'in köklü bir ailesine mensuplar.
mehmet barlas'ın dedesi cumhuriyet'in ilk hakimlerinden biri.
babası yüksek hakimlik, milletvekilliği ve bakanlık yapmış.
fabrikatör hasan pertev paker'in kızı ile evlenmiş (açık toplumcu (sorosçu) can paker'in kardeşi olur canan barlas aynı zamanda).
barlas'ın hayatı villalarda, yalılarda, uşaklarla, hizmetçilerle geçmiş.
sağ siyasetçilerin yoldaşı, yandaşı, sırdaşı olmuş.
devletin koruması üzerinde baki olmuş.
bir güne bir gün yokluk görmemiş.
hayatında hiç fırında ekmek sırasına girdiğini bile zannetmiyorum.
kısacası bu adamın herhangi bir şey hakkındaki görüşlerini kaale alıp, eleştirmeyin bile.
bu adam bütün gün boğazdaki tankerleri seyredip, asistanlarına söylediği 3-5 cümleden yazılar yazdırıp, gazeteye gönderten biri sadece.
tuğçe kazaz'ın yazacağı kitaba isim önerileri
-
(bkz: eşhedüenlaameno)
çanakkale savaşı'nı evliyaların kazandırması
-
aynı evliyalar sarıkamış soğuk diye yardıma gitmemişlerdir
yeni kulaklık denerken dinlenilen ilk şarkı
-
kulaklık ve hoparlör testi için kullandığım birkaç şarkı var.
netlik, berraklık için limp bizkit - behind blue eyes
bass testi için neo fresco - sublimation
bass sınırlarını test etmek için de james blake - limit to your love
rock performansı için ac/dc - shoot to thrill
klasik müzik performansı için dmitri shostakovich - waltz no.2
edit. anam coştu lan bunlar. bu kadar fav beklemiyordum hiç. o zaman birkaç tane daha test etmeye uygun şarkı vereyim.
bass ve tiz bir arada: foreign beggars & noisia - contact
bu şarkı için ciddi bass performansı gerekiyor, bu şarkıda hoparlör veya kulaklık zorlanmıyorsa her yola gelir: bishop briggs - be your love
aynı şekilde kosheen - little boy'da da yoğun bass var, güzel bir kerteriz noktası denebilir.
hep bass önerdik, bu şarkıda da sağlam tiz ve mid performansı gerekli: astyplaz - zaira
youtube'da pink floyd - money'nin bir hd kaydı var, stereo testi için çok ideal.
editto: eklemeler
akustik testi için: charles bradley - dusty blue
tekno: prodigy - the day is my enemy
bir de bu aralar guggenz diye bir oluşuma sardırdım, 2k15 diye bir albümleri var spotify'da, ilk 3 şarkıyı evirip çevirip dinliyorum: love is gone, miles apart ve midnight.
ezel
-
--- spoiler ---
havaalanındaki anonsta "istanbul'dan ispanya'ya gidecek uçak" deniliyordu. hangi şehri lan ispanya'nın? ada vapuru mu bu be, şehir şehir dolanacak mı uçak ispanya'yı??
--- spoiler ---
1 mayıs 2014
-
hala taksim mücadelesini sadece 1 mayıs'ı kutlamak olduğunu düşünenleri gösteren gün.
bak arkadaşım taksim 'in yasaklanmasının nedeni, orada trafik etkileniyor , ulaşım aksıyor filan diye değil bildiğin güç gösterisi. ben nerede istiyorsam orada kutlaya bilirsin demek, ben ne istiyorsam onu yapmak zorundasın demek içindir... akp sırf bunu ispatlamak bunu göstermek için 1 mayıs 'ı taksimde yasaklıyor. kendisi de biliyor taksim'e izin verse bir şey olmayacağını olay çıkmayacağını ama olay o değil.. olay muhaliflere buranın sahibi benim, işte gücümde bu , ben ne istersem onu yapacaksın demek için yapıyor bunu.
işte bu yüzden bizde taksim'e gidiyoruz. işte bu yüzden olay sadece 1 mayıs'ı kutlamak değil!! bu artık onur mücadelesi bu ben ne dersem o olacak diyen bir padişaha sen padişah değilsin demek..
diyorsun ki ne olur gitmeseniz başka yerde kutlasınız!! geziye gitmeseydik ne olacaktı? şu an gezi parkı diye bir yer olmayacak, toplu kışlasının bir kaç katı bitmiş olacaktı.. topçu kışlası yapılmadı gençler öldü iyi mi oldu diyeceksen sakın deme! gezi'de ölen gençler bir park için yada başbakanın dediği gibi bir ağaç için ölmedi.. yarın 1 mayıs günü ölen olursa onlarda 1 mayıs için ölmeyecek...
ben 37 yaşındayım , 8 yaşında bir kızım , 9 aylık bir oğlum var.. ben yarın taksim 'e bırak çıkmayı yaklaşamayacağımızı bile bile, üstümüze gaz bombaları yağacağını bile bile yarın oraya gidiyorsam .. en başta çocuklarım için gidiyorum.. gelecekte onlara daha özgür bir ülke bırakmak için.. ben ne dersem o olacak diyen halkı korku ve baskıyla sindirmeye çalışanlara sizden korkmuyorum demek için gidiyorum. ölüme gitmiyoruz.. özgürlük için gidiyoruz.
bu sene taksim'e çıkamayacağız,
seneye yine gideceğiz yine çıkartmayacaklar,
sonra ki sene yine gideceğiz..
biz kazanamıyorsak onlarda kazanamayacak..
pes etmeyeceğiz..
tarih hiç bir zaman onlar kazandı diye yazmayacak..
çünkü tarihin en güzel yerinde
son sözünü hep direnenler söyler..
uzmanımız koydu hoppa sakarya'mız koydu hoppa
-
sadece bir kadını günlerce özgürlüğünden mahrum bırakıp tecavüz eden musa orhan'ı değil; sakarya'daki kürt mevsimlik işçilerinin linç edilmesini, afyon'da silahlı saldırıya uğrayan kürt işçinin ölümünü dans ederek kutlayan, bozulmuş adalet sistemini, yozlaşmış toplumsal mütabakatı ve akp-mhp koalisyonu tarafından çöküntüye uğratılmış iç politikalarını, yobazların ırkçılığa olan reddetme-görmezden gelme tutumlarını işlediği suça destek olarak bellemiş bir gerizekalının iğrenç sözleri.
manisa'da normalin 140 katı radyasyon
-
çok daha korkutucu olanı şu açıklamadır:
"kasar köyü civarındaki ölçümlerin ardından görüştüğümüz köprübaşı ilçesi akp’li belediye başkanı zafer mergen, seçim sürecinde bu türden bir çalışmaya sıcak bakmadığını söyledi. mergen, ilçesinin adının böylesi bir çevre sorunu ve radyasyonla anılmasının ilçeye zarar vereceğini ileri sürdü."
zafer mergen'in söylediklerinden anlıyorum ki radyasyonun bahsi, radyasyonun kendisinden daha fazla zarar veriyor. söz konusu yerel seçimse kanser teferruattır!