ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yanlışlıkla 3-j velileri grubuna eklenmek
-
bana biri msj attı.
" oğlunuzu yarın saat 7.30 da alacağız "
yanlış mesajdır diye düşünüp cevap yazmadan sildim.
bir saat sonra geri mesaj geldi.
" efe can ın babasısınız değil mi ? cevap yazmadınız. yarın servis 7.30 da"
ben de yanlış numara falan olduğunu efe can diye bir oğlumun olmadığını söyledim.
15 dk sonra.
" pardon kusura bakmayın ege can olacaktı. yarın 7.30 da servis kapının önüne gelecek " diye msj geldi.
bende ege can diye bir oğlum da olmadığını söyledim. sanırsam yanlış msj falan.
15 dk sonra
" grupta numaranız var adı her neyse oğlunuz veya kızınız yarın 7.30 da hazır olsun bir zahmet"
diye msj geldi.
bende " benim oğlum veya bir kızım yok yanlış msj " yazdım.
sonra başka bir numaradan msj geldi. ( adam sinirlenmiş galiba)
" siz 3 x sınıfında veli değil misiniz?" yazdı.
ben de " 3 x sınıfında veli değilim " yazdım.
aslında ben bekarım.
niye mi böyle yaptım ? en başta söylemedim.
bana yalnızlığın resmini çizebilir misin ? abidin.
he çizebilir misin?
mesaj sesine hasret kalmıştım.
metro saldırganının yakalanma anı
-
adamın maskeyle evde beklemesi de bilinçli bir suçlu olduğunu gösteriyor.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
web tasarımcı pozisyonu için gittiğim orta büyüklükte bir şirkette developer tarafından sorulan soru:
+tasarım dünyasına getirdiğiniz bir yaklaşim, bir yenilik var mı?
-öyle bir şey olsaydı bu mülakatta olmazdım sanırım.
sonuç: işi aldım.
klorofil
-
klorofil, çeşitli dalga boylarındaki ışıkları emerek bitkide fotosentez olayının meydana gelmesine sebep olan, yeşil renkli bir biyolojik pigment. klorofiller fotosentez olayında, karbondioksidin şekerlere ve diğer bitki maddelerine redüksiyomunda kullanılan ışık enerjisini emmektir. halk arasında bitkiye yeşil rengini veren organel olarak bilinir.
anadolu lisesi almancası
-
benim için "ich bin fünf zehn jahre alt"dır. 30 yaşına geldim, almanca yaşım 15'te kaldı.
son 10 yılın en kötü galatasaray 11'i
boğaziçi üniversitesi
-
kendisi hakkında başlık içinde ara kısmına "okulum" yazınca tam 3 sayfa sonuç çıkıyor. gösterilen "çaba" şahane.
edit: 4 olmuş bak...
kendi çocukluğunu evlat edinmek
-
bugün rüyamda görerek çok etkilendiğim bir durumdur.
o kadar ilginç geldi ki...
onu küçükken yaşadığım evden aldım şu an yaşadığım eve getirdim.
odasını gösterdim. saçlarını taradım.
bunlar sanırım küçükken özlemini duyduğum şeylerdi.
bir an gerçek olmasını diledim. küçük yaşta annesiz kalmanın yarası sanırım hiç geçmiyor.
rüyamda kendimin annesiydim.
*sözlüğü ankete çevirdinizciler ötede dursun lütfen.
*sadece bu başlığı okuma zahmetinde bulunanların kendi çocukluğunu evlat edinseydi onunla neler yapacağını merak ettim.
saygılar selamlar
yaran fıkralar
-
amerika'da adamın biri normal işine giderken birden anormal bir trafiğin içine duşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. bi süre sonra yandaki cama birisinin tıkladığını görür ve camı açar.
ne var acaba?
- teröristler bush'u yakaladılar eğer 10 milyon dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmiş. işte onun için, herkesten biraz yardım alıyoruz...
- insanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- valla yaklasık olarak 5'er litre !!!!
babamı acile getirdik nefes alamıyor adam
-
efendim gün geçmiyor ki yurdumda bir ilginçlik daha yaşanmasın. al işte;
--- spoiler ---
https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/…e6743e6288e
--- spoiler ---
alternatif: http://i.imgur.com/ahr0wez.jpg
(bkz: babamla acil serviste delirmeler)
çocuklarla girilen komik diyaloglar
yüzüklerin efendisi'ndeki unutulmaz replikler
-
- içinizden en az yarısını, arzuladığımın yarısı kadar bile tanımıyorum; ve yarınızdan azını hak ettiğinizin ancak yarısı kadar sevebiliyorum.
bilbo baggins
bu sözün muhattabı olan doğum günü partisindeki hobbitlerin anlamsız bakışları ve sözü anlayan tek kişi olan gandalf'ın gülümsemesi de unutulmazdır. tabi ian holm ve ian mckellen gibi iki harika adaş oyuncunun jest ve mimikleriyle daha da güzelleşmişti sahne.
cem yılmaz'ın hakan hepcan'a verdiği tarihi ayar
-
su iki grup istatistik arasındaki ilişkiyi yorumlayınız:
1) twitter takipçi sayıları:
leonard nimoy (live long and prosper kardeşim) = 1.2 milyon
hakan hepcan denen ne idüğü belirsiz = 750 bin (michio kakunun iki katı)
cem yılmaz = 8.7 milyon (neil degrasse tysonın 2.5 katı)
2) global endüstri harcamaları
film: 100 milyar dolar civarı
tüm "eğlence" endüstrisi: 2 trilyon dolar ( film, kitap, gazete, dergi, müzik, internet reklamcılığı, radyo, bilgisayar oyunları)
nasa bütçesi: 18 milyar dolar.
dunyanin en buyuk biyomedikal arastirma kurulusu nih butcesi: 30 milyar dolar.
oecd ulkeleri icinde gmsh'sina oranla en buyuk sivil ar-ge payina sahip israilin yatirimi: 40 milyar dolar.
***
insanoglunun eline daha fazla zaman ve kaynak verince, bunları harcadıgı seyler belli. hükümet zoru olmasa, daha da kötü olacak.
o yüzden "sensin salak ashadhasdh" atışmalarını izleyen, izlemekle kalmayıp taraf tutan, "ayar" oldugunda takımı gol atmışcasına sevinen, çizgiyi gecmeyen topları "tarihi ayar" diye bloglara yazan dijital yerlilerin, michio kaku gibilerini taş plaktan dahi dinleyecek dijital göçmenlerden katbekat fazla olmasına şasıramıyorum.
çare skynet!
***
edit: burdaki isimler ve twitter örneği birer sembol tabii, mesela bu entryi yazdiktan sonra terry pratchettin (kesssssin okumanız lazım) öldüğünü öğrendim, onu da yazabilirdim, illa ilim bilim olmasına gerek yok.
milletler ve endüstriler ölçeğinde de, bireyler ölçeğinde de esktra kaynakların çoğunu boş işlere harcıyoruz, ben de dahil. spock gibi düşünmek veya mütemadiyen verimli olmak derdinde değilim, ama zeki bir canlı türünün ar-ge harcama oranı %2-3 ise, onun da yarısı birbirini daha çabuk öldürebilmenin yollarını bulmaya gidiyorsa, ona hala zeki bir tür demek mümkün değil. tatava yapmadan bir an önce skynet'i bitirelim, o da bizi bitirsin.