hesabın var mı? giriş yap

  • imam değil sapıklardır.

    sayın avukat çocuk yaşta evliliklerin önüne geçilmesi yönünde bildiri ve konuşma yaptığı icin muhtemelen çocuklara göz koyamayacak olmalarindan rahatsız olmuşlar, eteği bahane etmişlerdir.

    yıl olmuş 2022,modern ve laik türkiye cumhuriyetinde etek giymekten rahatsiz olan insan lütfen bu ülkeden gitsin ve daha fazla ne varlığıyla ne de zihniyetiyle kirletmesin ülkemizi,zira yeterince kirlettiniz zaten.

  • oğlu 16 yaşında hayatını kaybettiği için muhtemelen "oğlum uçağı alkollü kullanma" değil de "ulan ev, para, uçak olmayaydı da oğlum yanımda olaydı" diyordur.

  • yaratıcısı ve senaristi giancarlo berardi muazzam bir öykü anlatıcısıdır. 98 sayfalık bir maceraya bir tuğla roman kadar yoğunluk katmayı bilmiş, çizgi romanın bulanık, abartılı havasını kaybetmeden hem sinemaya hem de edebiyata göz kırpmış, her okunduğunda, sevilen bir kitap okununca hissedilen boşluk duygusunu, havada süzülerek uçmayı yaşatmış bana kendisini övecek sıfat bırakmamıştır.

    --- spoiler ---
    tay yayınları zamanında basılan 21 numaralı apaçi adlı macerası arizona’da yok olmama savaşı veren apaçiler ile beyazların gerilimi ile başlar. yerlerinden kovulan apaçiler iki kola ayrılıp dağlık araziye yönelirler. birinci kol olan yaşlı ve çocuklar dağlık bölgedeki kayalık bir oyuğa saklanırken ikinci kol olan savaşçılar başka bir yoldan ilerlerler.

    apaçilerin takibini apaçilerin düşmanı olan diğer kabile yerlileri yapar. aslında hem düşmanlarını hem de kendileri gibi kızılderilileri yok ediyorlardır. bu şekilde daha en baştan vurgulanır gerçek düşmanın seni en iyi bilenin ve hatta kendin olduğu. bu tema tüm hikaye boyunca çeşitli göndermelerle beslenir ve nefaset finalle yazar son noktayı koyacaktır. (devam edelim)

    ilerleyen macera ile birlikte, orduyla hareket eden bir fotoğrafçı öldürülen, kamplarda yaşamaya mahkum kızılderilileri fotoğraflayarak belgelemektedir. çektiği her fotoğraf gerçek fotoğraflarla resmedilir çizgiromanda. hikaye pis bir gerçekçiliğe bürünür. macera ile belgesel havası muazzam bir şekilde yedirilmiştir hikayeye.

    hikaye aynı zamanda iki, üç koldan ilerlemekte ve belirli karelerdeki sinemotografik dönüşlerle aynı anda tüm olayları resmetmektedir.

    ordu, yaşlı ve çocuk apaçiler kolunu sığındığı yerde kıstırır. oradan çıkmaları için yaylım ateşiyle saklandıkları kayalıklara ateş ederler. topluluğun yaşlı ve çocuklardan müteşekkil olduklarını bilmiyorlardır. amaçları öldürmek olmasa da vahşi apaçilere karşı tedbirlidirler. riske girmeden ateş edip dururlar.

    bu sırada (bir kare sonrası) apaçilerin savaşçılardan oluşan diğer kolunun başındaki şef chato, chato'nun çocukluk arkadaşı dash ile görüşüyordur. kahramanımız ken parker, dash'ın arkadaşı olarak olaylara tanık olur. chato dash'a güvenir ve halkının kaderini düşünerek barış yapar.

    bir kare sonra yaşlılar ve çocukların olduğu gruba dönülür. silah sesleri kesilip baktıklarında yaşlı ve cocuklardan oluşan apaçilerin zaten kaçacak yeri olmadığını, küçük bir kuyu gibi olan kaya oyuğuna sindiklerini, kayanın tavanından seken kurşunlarla hepsinin öldüğünü görürler. üzülürler ama artık çok geçtir.

    halkının yaşaması için savaşçılık onurunu çiğneyen ve geri çekilmeyi kabul eden apaçi şefi ve aynı anda halkının yaylım ateşiyle yok olması yan yana iki karede verilir. boğazınız düğümlenir.

    bir süre sonra, chato halkının yok edildiğini duyup bireysel olarak terör estirmeye başlar. önüne gelen herkesi, askerini, çiftçisini, çocuğunu, yaşlısını katleder. ordu şef chato'nun peşindedir. bir arazide onu kıstırırlar ancak yakalayamamışlardır. eski arkadaşı tecrübeli dash ve yanında ken parker çağrılır. dash beyazların tüm sözlerinin yalan olduğunu bilmesine rağmen, şef chato'yu kurtarabilmek için ona yaklaşır. tekrar barış önerir.

    şef chato , dash’ı , yani beyazlardan tek güvendiği, gençliğinden beri tanıdığı, içtikleri su ayrı gitmeyen, (aynı zamanda ken parker'ın da dostu olan) dash’ı, “artık barış imkansız eğer halkım ölecekse savaşarak ölmeli, ama senin dostluğun beni aciz kılıyor” diyerek vurur ve kaçar. giderken ken parker'a. "düşmanı öldürmek kolaydır ancak bir dostu öldürmek yürek ister , artık barış yok" der.

    yazar "düşman gerçekte kim?" diye tekrar sormaktadır.

    takip başlar. ken parker da işin içindedir artık. bir yandan chato’ya, yaptıkları için hak vermekle birlikte, daha fazla kişiyi öldürmemesi için onu durdurmak zorundadır.

    fotoğrafçı gerçekleri resmetmeye devam etmektedir. yok olan, sefaletin pençesinde bir halk gerçek fotoğraflarla maceraya yedirilir.

    bu sırada chato’yu takip eden küçük bir kızılderili çıkar meydana. chato’ya hayrandır, onun gibi olmak, bir avuç kalan halkı gibi kamplarda sefalet içinde yaşamak yerine isyan etmek istemektedir. chato küçük kızılderiliyi defalarca dövmesine, ona “beni takip etme, benim yolum ölüm yolu” demesine rağmen küçük kızılderili onu bırakmaz ve gizli gizli onu takip eder. akabinde, bir çiftlikteki tüm beyazları öldüren chato bir anlık dalgınlıkla bir beyaz tarafında sırtından vurulmak üzereyken bu ufaklığın oku ile kurtulur. artık birlikte yol almaya başlarlar.

    korkusuz ve büyük bir savaşçı olup halkını yok edenleri öldürmeye and içmiş küçük kızılderili, ölümlerden yorulmuş, eşini ve cocuklarını kaybetmiş chato ile muhabbet ederek at üstünde yol almaya devam ederler. chato, her biri siyah beyaz kartpostallara yazılacak sözler eder. atlarından birinin eyerinin altına diken koyarak onu ve peşlerindeki beyazları yanıltıp sınıra gönderirler. kendileri amansız çöle girmektedir. ancak ken parker izlerden onların çöle gittiklerini anlar ve takibe devam eder.

    sadede geleyim. çölde sadece chato ve dash'ın bildiği bir su kaynağında konaklarlar. chato “burasını en yakın dostumla bulmuştum ve onu öldürdüm” derken ken parker gelir. "dash benim de dostumdu" diyerek birbirlerine girerler. küçük kızılderili hemen sıvışıp ok ve yayını hazır eder, nişan alır ve gerer. ok chato'nun sırtına saplanır. chato ölmeden önce döner ve “sen” diyebilir sadece. küçük kızılderili "evet ben, aravaipa kabilesinden tah-pa nın oğluyum, intikamımın bir soluk yüzlü tarafından engellenmesine izin veremezdim" der son karede.

    yerde ölü olarak yatan chato, omuzları düşmüş ken parker ve küçük kızılderilinin bembeyaz bir arka planda çizildiği karede biter macera. herkes haklıdır. düşman kimdir?
    --- spoiler ---

    (bkz: hayatın anlaşılır olması)

  • "matkap var mı hüseyin abi sende" diye sordum bundan 5-6 ay önce bizim apatman görevlisine, herif "yoo neden olsun ki" diye cevap verdi. kalakaldım öylece. haklı tabii adam.

  • insan gibi "hayırlı işler" diyen sade vatandaşı da siklemeyen esnafın, bu sefer terse gelmesi hadisesidir.

  • aynı işyeri şortlu personelde çalıştırmıyor. cimer ilgilenir mi acaba?
    işletmenin tercihidir devlet karışamaz bu kadar basit. bunda mağduru oynayacak garip bir durumda yoktur.

    @sadecevatansever’in mesajı üzerine edit:
    mado’nun cevabı

    türbanlı bacılarım yine mi mağdur değil be ? :)

  • özet geç piççiler için amme hizmeti,

    ablamız sarhoş oluyor, kapanmasına yakın 21:30'da starbucksa gidiyor, filtre kahve olmayınca çok sinirleniyor ve gönderiliyor

    anlamadığım 8 dk nasıl anlatmış bu durumu vay anasına sayın sözlükçüler

    edit: hocular başka bir hikayeye geçişmiş öyle dedi bikaç yazar, olsun siz yine izlemeyin 8 dknızı harcamayın

  • herif bilmem kaç milyona verilen ihaleyi neredeyse onda birine ihale etti.

    belediye arazilerininin toki ye devredildiğini öğrendik.

    şahsa tahsis edilen 4x4 araçlar var mesela.

    ....

    daha nasıl bir yolsuzluk lazım sana

    edit: internethaber’i kaynak gösterip mesaj atanlar var. güldürmeyin kendinize.