ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevmek
-
tam karşımda oturuyor şu an.
aramızda bir haftadır evin orta sahasını parselleyen bilmem kaç bin parçalık bir yapboz var. "la palette bistro" diye küçük bir lokanta manzaralı. bitiremedik. her gün usul usul ekledi parçaları, sabırla. küçük karton parçalarını sanki sever gibi birbirine ekledi. ama bitiremedik. yapbozun kalan son parçası eksik çıktı. üzüntüden öyle bıraktı olduğu yerde, toplamadı. "sevmek", salonun orta yerinde terk edilmiş boş bir "dükkan"ın arkasında duruyor şu an.
elinde bir kitap var, "marifetler". onu okuyor. kitap okumasına o kadar alışığım ki. insanlar sevdiğine çiçek alır, ben yeni kitap kokusu hediye ediyorum ona. öyle bir gülüyor seviniyor ki. şu an elindeki kitabı okurken mesela, hayata dair bütün soru işaretleri siliniyor aklımdan. ona bakıyorum: huzurlu. sadece, geçen trenlerin sesine dönüp bakıyor arada bir, çocuklar gibi.
"koltuğun altında yapbozun o son parçasını bulamayınca dönüp bana baktığın yüz ifadeni özlüyorum."
tam bu cümleyi yazmayı bitirirken kalktı geldi yanıma: "ne yapıyorsun?". iş maillerimi açıp, gereksiz bir şeyler gösterdim. yaptığım işin belki de en güzel yanı bu; meraklısı olmayanın ilgisini dağıtacak sayısız malzemem var. hafif geri çekildi, defansta derinliğin kaybolduğu bu andan faydalanıp "belim ağrıyor" bahanesiyle yönümü değiştirdim, rahat yazabilmek için. sırf sana çaktırmadan, gönül rahatlığı ile şu yazıyı bitirebilmek için:
aramızda sadece bitmemiş bir yapboz kadar mesafe varken bile yine anladım.
seni her an özlüyorum ve seviyorum.
hala koronavirüs kapmayanların meslek sırları
-
79. günde, geriye dönüp baktığımda üç kez dışarı çıktığımı fark ettim. dışarı çıkmak dediğim de market alışverişi ihtiyacını gidermeye yönelik. ve bunun neticesinde koronavirüse karşı elimdeki en büyük kozumu kullanmış oldum.
(bkz: yakalanmamak)
fuse tea'nin dehşet verici dayak reklamı
-
peki o çocuğun o saatte orada ne işi varmış sorarım size !
edit; yanlış alarm afedersiniz.
cem yılmaz'ın en iyi filmi
-
hayatta çok az şeyi tartışmam:
(bkz: her şey çok güzel olacak)
yaran diyaloglar
-
internet cafeye polis baskın yapar ve counter strike oynayan çocuklardan birinin yanına gelir:
+ver bakim kimliğini.
-abi kimliğim yanımda değil valla.
+ulan kimlik olmadan ben ne biliyim terörist misin nesin?
-yok abi. ben kantırım zaten.
tehdit edilen ilahiyat öğrencisinin iddiaları
-
tehdit edilmesi suç kesinlikle. maraş dondurmacısı gibi gezen biriyle en fazla dalga geçilir. niye bu kadar ciddiye alıp, tehdit eder ki insan?
volkan bıçakla çıkmış olamaz mı
-
çok haklı ve anlayış ile karşılanması gereken bir şüphe. ben de tedavi edilmeye başlamadan önce bu tür şüpheler ile insanları gözler ve düşünürdüm. 24 yaşıma kadar fubolcuların döner bıçağı taşımak için konçlarını şortuna kadar çekip sahaya çıktığını, uzun boylu olanların ise konç yetmeyeceği için kilotlu çorap giydiğini sanırdım.
sonra ilaç kullanmaya başladım ve geçti bunlar... oluyor. şefkat ile çözülüyor.
uçağın kanadında aniden beliren kedi
-
40 yıllık kedi izleyicisiyim, 1 milyon kedi videosu izlemişimdir bunun kadar ilgincini görmedim ahahasdohaskld
sergio busquets'in messi'ye yaptığı dehşet asist
-
messi dokunmasa gol sergio busquets'e yazılacaktı.
dünyada sadece 7 kişinin cevabını bildiği soru
-
(bkz: içinden geçmek)
edit: hiçbir şekilde hareket ettirilemeyen ve hiçbir şekilde durdurulamayan cisme inanıyorsun da, durdurulamayan cismin hareket ettirilemeyen cismin içinden geçeceğine mi inanmıyorsun?
zeki olmanın dezavantajları
-
maalesef yüksek farkındalık, her şeyin farkındasın ama farkında değilmiş gibi davranmaya çalışmak bir ızdırap, bir de komik gelmeyen o kadar çok şey varken yalandan gülmeye çalışmak... tanrıııım çok zekiyiiiimm!!
karısına masaj yapan doktoru döven adam
-
ruh hastası şerefsiz.
şu anda sinirden elim ayağım titriyor. 39 yaşında kadın hasta çarpıntı ile geldi, çekilen ekg'si svt dediğimiz bir ritm ile uyumluydu. ben de hastaya durumu izah ederek ve ondan izin alarak karotis sinüs masajı yapmaya başladım. o sırada hastanın eşi içeri girdi ve hiddetle şöyle sordu:
-ne yapıyorsun sen lan?
-masaj yapıyorum.
-sen benim karıma nasıl masaj yaparsın it?
-beyefendi yanlış anladınız.
adam, durumu anlatmama bile izin vermedi. eşi de anlatmaya çalıştı ama ona da vurdu ama daha çok bana vurdu.
2 sağlam yumruk yedim ama bir tane de sağlam yumruk geçirdim.
şu anda sinirden gülüyorum.
bu arada masaj dediysek: https://m.youtube.com/watch?v=493z2_kacoq