hesabın var mı? giriş yap

  • en iyi asimilasyonu türkler uygular demiş üstteki yazar. 800 senelik imparatorluk dağıldıktan sonra zerre kadar asimile olmamış kırk tane balkan, orta doğu ve afrika ülkesi kuruldu.
    buralarda türkçe konuşma oranı sıfıra yakındır ve zerre jeopolitik destek atmazlar.

    afrika’nın yarısı kendini fransız zannediyor. frank kullanıp, fransız futbol alt yapılarına doluşuyorlar.
    adamların tv standardı bile fransız kökenli secam.
    azıcık mantık yahu.

    edit
    secam yerine ntsc yazmışım ama zaten konu o değil :-)

  • dakika 62:emre aşık kafası bandajlı olarak oyuna girer...
    dakika 66:emre aşık, altıpasta ıskaladığı bir top sonrası rakip forvetin kafasına tekme atarak pozisyonu savuşturur.

    bence maçın özeti budur.zira biliyorum ki jan koller 10 yıl sonra anılarında şöyle yazacaktır:

    "2-0 öndeydik,her şey istediğimiz gibiydi,çeyrek finale çok yakındık.
    fakat birden başı sarıklı adamlar üzerimize gelmeye başladı,hatta birisi arkadaşımın kafasına tekme attı.sonrasında ise inanılmaz bir şekilde maçı kaybettik..."

  • sadece kemalistler değil; ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, backenbauer, kaleci mayer, nadia komanaçi, brigitte bardot ve fenerbahçeli cemil de sorumludur.

  • yildiz cocugu *

    film bu bolumlerde kendini asar, yonetmen bile ne yaptigini anlamaz. daha dogrusu sanirim arthur clarke demisti, ben bu sonunu anlamadim diye. neyse uzulmeyelim, biz daha akilliyiz.(daha dogrusu onun zamaninda internet yoktu). insan kendi evriminin tuzaklarina dusmemistir. yani aletlerine ve egosuna bu kadar baglanip kendisine yabancilasmaya bir dur demistir.

    o monolitleri yerlestirenler de insani almis, fantastik bir yolculuktan sonra bilinmeyen bir yere getirmislerdir. efektlerden anladigim kadariyla (bazi renk katmanlarinin ustunde mason kelimesini gordugume de eminim) zamanin ve mekanin otesine geciyor insan. burada kurtulmasi gereken o son yukten de kurtulacak ve evriminin (tekamul mu yoksa) bir sonraki basamagina yukelecektir: bu yuk, olumdur, bedendir.

    o son sahnelerdeki kuruluma kapilmayin. yani bu otel odasi da ne boyle, beyaz beyaz, iyice sapitti bu film demeyin. o sahne, kelimenin tam anlamiyla bir "sahnedir" artik. hicligin ortasinda son derece surreal bir tecrubedir. bu sahnede yasliligini gorur, bedeninin gittigine tanik olur. ama beden sadece bir aractir; bilinc olumsuzdur. yemek sahnesinde yasli adam bardai devirir ve bardaki kirilir. bu bedendir ama bardagin icindeki yokolmamistir. olum korkusunu yenerek ozgurlugunun onundeki son engeli de asar ve bedeni olmayan, zamandan bagimsiz, bilincten ibaret bir varliga donusur: yildiz cocuk olmustur. [her ne kadar nietzsche ustinsan taniminda bu kadar iddiali olmamis olsa da..]

    evet kardeslerim, filmin bana ifade ettikleri, gonul telimi titreten taraflari bunlardir. bunlar entel dantel ayagi midir, yoksa gercekten de kubrick yaratici bir usta midir, vicdaniniz karar versin. her ne kadar bu seviyede bir cigir acmamis olsa da (unutmayin, sinemacilik bakimindan hicbirsey soylemedik bile, ozel efektleri, renkleri, muzikleri, kisaca herbir ogesi ozenle yaratilmis) bir baska eksik anlasilmis ve haketmedigi kadar kotulenen film icin (bkz: blade runner) * *

  • hiçbir şey için geç değildir.

    tam şu an o elinizdeki klavye midir ne sikimse işte, onu yavaşça bırakın ve bir adım atın. korkmayın, deneyeceğiniz şeyde başarısız olmak ömür boyu nefret ettiğiniz işte çalışmak kadar kötü değil.

    mal mal insanlarla aynı ofiste bir ömür geçer mi, gidip toki'den ev alıp 15 senesini bağlar mı lan insan 98 metre kareye? sonra kölesi olur mu patronunun?

    iğrenç insanların yüzüne gül, nefret ettiğin kıyafetleri giy, sikinde olmayan kelimeleri telaffuz et, işsizlik haberleri okuyup haline şükretmek adı altında kendini kandır, kaderine razı ol, 40 yaşına geldiğinde antidepresan manyağı ol. lan bu kadar mı korkaksınız, bu kadar mı ucuz sizin hayatınız?

    neymiş efendim bizim yan binadaki hayri abilerin kızı okulu bir sene uzattığı için hayata bir sene geç atılmış, bir senesini kaybetmiş hayatından. sizin hayat dediğiniz şey bir patronun kucağından başlayıp oradan inice mi bitiyor?

    sonra 50 yaşınıza geldiğinizde "ulan o gün binecektim o uçağa" demeyin.

    evet sana diyorum, hani sıcak sahil kasabalarında yaşamak istiyorsun ya hep. hadi toparla eşyalarını, git orada garsonluk yap. daha mutlu olursun. 10 seneye oranın kurdu olursun, iyi kazanır, iyi yaşarsın.

    daha ne bekliyorsun? bak hala burda!!!

    edit:
    (bkz: hayatından memnun olmayanlara tavsiyeler /@bayermuhen)

  • bu olay bir kere yaşandı ya, devamının gelmesi ihtimali de yüksek. açıkçası böyle olayların bazı psikopatlara ilham verdiğini düşünüyorum. bunu kendisi yapsa nasıl keyif alacağını hayal ediyordur. özellikle ölmek isteyen psikopat ruhlu insanlar.

    abd ve diğer bir çok ülke vatandaşlarından kendine lazım olan kısmını(ülkeyi gelecekte yönetecek nesli) gerektiği şekilde yetiştirirken kalan büyük çoğunluğa ne olduğu veya ne olacağı ile ilgilenmez. bunu sadece güvenliği sağlayan birimler, "suçun önüne nasıl geçebiliriz?" sorusu sorulduğunda dillendirse de hiç bir zaman bu konuda bir çalışma da yapılmaz. çünkü bütün insanları tek tek kazanmak için zenginlerin rahatlarından taviz vermesi gerekir. ülkenin zenginliği nüfusuna oranla çok çok olan bazı ülkelerde bile bu ütopya gerçekleşemiyor. bir kaç sene önce norveç'te 77 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliamı hatırlıyorsunuzdur. ancak norveç için bu durum belki 30-50 yılda bir olacak bir olay iken durum abd olunca bu kadar iyimser olamıyorum. insanı değersizleştiren kapitalist sistem, değersiz insanlara her şeye ucuzundan ulaşım imkanı tanıyor. bu da modern kölelik anlamında insan satın almayı çok kolay kılıyor. aslında dünya üzerinde çoğu müslüman coğrafyası olan sıkıntılı bölgelerdeki sorunun ana kaynağı da ucuza satın alınabilinen milyonlarca insan olmasıdır.

    sanırım abd'nin sonu buna benzer olayların çoğalması ile gelecek diye düşündüğüm katliam.

  • aşının faz 3 çalışmaları daha önce de belirtildiği gibi türkiye, endonezya ve brezilya'da devam ediyor. her ülkede çalışma o ülkenin bilim insanları kontrolünde sürüyor. haklı tereddütler de var ancak varsayımlarını kesin bilgi gibi paylaşanlar maalesef salgın sürecini uzatmaktan başka birşey yapmıyorlar,

    çin'de neden faz 3 yok savı yanlış zira çin'de bu aşı kullanıma açıldı, ancak uygulama batı standartlarına uygun ve kontrollü olmadığı için haklı olarak kabul görmüyor,

    bildiğim kadarıyla türkiye pfizer aşısı almak istedi ancak aşı geliştirme sürecinde ödeme yapan avrupa ve abd öncelikli, üretim kapasitesi sebebi ile şimdilik 1 milyon gönderilecek bize, burada nüfusundan fazla sipariş veren isviçre gibi ülkeler var maalesef (2 doz olarak hesaplandığında adamlar nüfuslarının iki katından fazla aşı sipariş etti)

    çin aşısının ilk sonuçları antikor seviyesi düşük olmakla birlikte yan etki tarafında güvenli olarak değerlendiriliyor, koruyuculuk faz 3 sonrası ortaya çıkacak. bu değerlendirmeler batı bilim insanlarının değerlendirmeleri. zaten ciddi yan etki beklenmiyordu zira eski teknikle geliştirilen inaktif virüs aşısı bu

    brezilya'da faz 3 bir ara askıya alındı, ölen doktorun plasebo grubunda olduğu belirlendi ve çalışma devam etti ve bitmek üzere, brezilya bu aşıdan 46 milyon sipariş etti ve ilk parti ülkeye ulaştı

    çin aşısının ucuz olduğu doğru değil, pfizer aşısı 20 usd. geçen hafta siparişimiz için doz başına 25 usd ödedik çin aşısına, ilk parti 10.000.000 doz. burada avrupa birliği ve abd nin hibe adı altında pfizera daha faz 2 de ödeme yaptığını hatırlatmak lazım

    çin aşısı tabiki ideal seçenek değil ancak mevcut durumda iyi seçeneklerden biri

    şunu unutmamak lazım en iyi aşı bile toplumda çoğunluğa uygulanmadıkca bir işe yaramaz, bu sebeple önyargıları bir tarafa bırakıp kendi bilim insanlarımızın değerlendirmelerine güvenmek zorundayız.

    şahsen hem pfizer hem sinovac için faz gönüllü başvurusunda bulundum, geçen cuma coronovac faz 3 e dahil oldum. yani çin aşısı eğer placebo değilsem bana uygulandı.

    faz 3 sonuçlarına göre karar verirsek hepimiz için daha iyi olacak, maalesef salgında herkes kendi kararlarından mesul değil, birimizin yanlışı hepimizin hayatını mahvedebilir. lütfen önyargı ve paranoyalarınızı bir tarafa bırakıp mümkünse yurtdışı yayınları takip edin. burada kaos ve kötü haber ilgi çektiğinden hem basında hem bu mecrada hep bunlar pompalanıyor

    aşının milliyeti olmaz, etkinliği, koruyuculuğu, yan etkisi olur.

  • merhaba,

    sözlük içinde entry’lerinden yola çıkarak varlıklı kadınları hedef alan, maddi ve manevi suistimalde bulunan bir çetenin varlığı iddiası tarafımıza ulaştı. konu ile ilgili tarafımıza başka bir bilgi iletilmediği için olayın doğruluğundan şüpheliyiz. ancak, konunun hassasiyeti sebebiyle tüm boyutlarıyla araştırılması için söz konusu ihbarı emniyet güçlerine ilettik, sürecin takipçisi olacağız.

    siber zorbalığa karşı tüm kullanıcılarımızı uyarmak isteriz. böyle bir durumla karşılaştığınız takdirde kolluk kuvvetleri veya adli makamlarla iletişime geçmenizi önemle tavsiye ederiz.