hesabın var mı? giriş yap

  • yarım ekmeği ortadan kesiyoruz, klasik ekmek arası yapacak şekilde. sonra açıp tost makinesine bastırıyoruz. o arada kaşar ve sucuk ayarlanıyor, sonra makineyi açıp içine biraz yağ sürüp yeniden kapatıyoruz ve yağ iyice içine siniyor ekmeğin...

    sonra sucuğu alıyoruz ve ekmeğin üstüne diziyoruz, ekmek açık halde yeniden bastırıyoruz ki sucuğun yağları ekmeğin içine aksın ve sucuklar pişsin.

    sonra üstüne kaşarları diziyoruz, ekmeğin kaşar ve sucuk olmayan tarafına acı biber salçasını abartmadan sürüyoruz. tostu kapatıyoruz ve iyice bastırıyoruz, kaşarlar eriyip akana kadar makinenin içinden almıyoruz, aktığını gördüğümüz an alıyor ve yanında güzel bir içecekle gömüyoruz.

    sonuç: 105 kiloyum amk.

    bir kaç ay sonra edit: 92 kilo oldum ve artık tost yiyemiyorum. ama siz yiyin benim yerime ben yemiş kadar olurum.

    edit: artık 85 kiloyum ve tost yiyebiliyorum nihaha dombililer sizi.

  • dun bi usta grubu calisirken onlarin yaninda muhabbetlerine kulak veriyordum.

    adamlar ekonominin iyice kotuledigini ve ayrica suriyelilerin sektore cok girdigini, işlerini ellerinden almaya basladigini konusuyordu.

    yerli ustanin hakkinin yendigininden, sektorun yabancilastirildigindan flan bahsettiler. bu suriyelilerin ulkeye gelmesini buyuk problem olarak konustular. birbirlerine sakin iş vermeyin, 10 liraya bile calissa is vermeyin bunlara diye ogutlediler.

    en son dedi ki biri; bunlar hep ecnebinin turkiye ustunde oyunu işte. turkiyede yerli uretimi, yerli ustayi, calisani bitirmek icin yapiyorlar dedi.

    karsinizdaki zihniyet cok acayip bi zihniyet gencler. dunyada yaşam varoldu varolali gecen surecteki cahiliye devrinin doruk noktasindayiz suan bu topraklarda.

    o yuzden bu kriz bile bir sey anlatmayacak onlara. bunu sakin beklemeyin.

    bu krizi bile ruslarin bi oyunu olarak gorecekler. belki almanlarin belki kübanin.

  • erdoğan'ın 5 yıldır mal bildiriminde değindiği 500 bin tl alacağını hatırlayın. esad bu paranın üstüne yatan kişidir zannımca, erdoğan alacağını almak için nüfuzunu kullanıyor. esad parayı faiziyle ödese de bu tatsızlık bitse artık.

  • zenginleşmek yerine, açıklanan saçma enflasyon rakamlarına karşı parasının değerini koruyan alıcılardır.

  • sadece basketbol bölümü hatırına bile izlenir bir film.
    bakmayın siz, "çok kötü film ama emma stone taş gibiydi" diyenlere.
    farklı bir şeyler görmek adına mutlaka izlenmesi gerekiyor.

  • an itibariyle gerceklesmis olan olay.
    =======================================================
    13 mart 2016 saat 02:30 || 1361 yazar 1 milyon entry sildi
    ====================================================
    13 mart 2016 saat 02:30 || 6 mart'ta basladigimiz entry silme eyleminde 1 hafta olmadan 1 milyon entry sildik.

    edit: bu entryleri neden sildik, anlamayan arkadaslar icin anlatma ihtiyaci hissediyorum. tema ile sesler yukselmeye basladi. eksi seyler ciktiginda ise kullanici sozlesmesinin habersiz olarak degistirildigi goruldu. ne bir olay isigi yandi bunun icin, ne de haber verildi. oradan sonra artan sesleri kesmek icinse haksiz yere yazarlar ucuruldu.

    peki sadece bu kadar mi? siz su anda sozlukte ozgur bir sekilde yazdiginizi mi zannediyorsunuz? regus olayi nedir bilir misiniz? bilmeyen bilenlere sorsun o basligi acan yazar neden ucuruldu anlatsinlar size. ticari itibar denilen sey nedir, var mi bir bilginiz?

    debe listelerine mudahale edilmedi mi bu sozlukte? kac kere bu olay oldu. yonetim kac defa gercekten, duzgun ve doyurucu bir cevap verebildi? sizin yazdiginiz sey birilerinin hosuna gitmezse debeden de cikabilir. ne kadar da ifade ozgurlugu olan bir sozluk.

    peki bu bir sey mi? hayir. format denilen bir sey vardi bu sozlukte. formattan geriye ne kaldi peki. yer gok cop entry doldu sozlukte. kimse de demedi aga bu nedir diye. su anda sadece ve sadece kufurden olusan entry girebilirsin ve entryn silinmez. boyle de harika sozlukte yaziyoruz.

    bu mu sadece peki? hayir, bitmedi. zamaninda bu sozlukte moderasyon istifasi yasandi. dunyalar kadar emek veren gonullu yazar bu sozlugu birakti. durun diyen oldu mu? ben soyleyim. olmadi. yonetim sag yazarlar selametti. biraz ses cikti, tepki icin entrylerini silenler oldu, o kadar.

    ozet gecmem gerekirse her site dogar, buyur ve olur. ne olursa olsun bu olaydan bagimsiz olarak eksi sozluk zaten oluyordu, biz sadece hizlandirdik bu olumu. aci cekmesin istedik, o kadar.

    ==========================

    acikcasi bu listeyi tutmaya basladigimda bu kadar cok desteklenecegini dusunmuyordum. 1500'e yakin yazar sozlukten memnun degilmis ve bu memnuniyetsizligini yillarini verdiklerini anilarini, arkadasliklarini, hayallerini ve dus kirikliklarini silmekten cekinmeyerek dile getirecek kadar cesurmuslar da. bu yuzden hepinize tesekkur ediyorum.

    bu sure zarfinda 50'ye yakin yazar ucuruldu. ve hepsi de sudan bahanelerdi. sivrildikleri icin, sesleri cok ciktigi icin ucuruldular. yonetime bu konuda tesekkur ediyorum, bizleri uyandirdilar, bizim daha da motive olmamizi sagladilar.

    yakin zamanda beni de ucuracaklarini dusunuyorum ama daha once de belirtmistim ki ben zaten ucmayi goze aldim. korkacagim bir sey yok. artik bu platformda bulunmak istemiyorum. ha bu entryi senelerce burada barindirma cesaretleri olacaksa bu entry benim tarafimdan silinmeyecek. gorelim bakalim.

    1 milyon entry'nin silinmesine goz yuman yonetim acaba ne dusunuyor su anda cok merak ediyorum. merak etme kanzuk az kaldi bitiyor cilen.

    bu zamana kadar destek olan, entry silen-silmeyen, kufreden-oven herkese tesekkur ediyorum. bu sozlukte durmanin daha fazla anlami kalmadi benim adima.

    kanzuk hani demistim ya bundan bir kac gun once biz gidiyoruz diye. sana trollerin ve kadin yazarlarinla bir omur boyu mutluluklar dilerim. (alinanlar olmus. elbette kalan cok iyi yazarlar da var. onlarin alinmasina gerek yok)(kadin yazarlar surekli aliniyor efendim, durduramiyorum) (tabi ki 8 mart 2016 toplu alimda gelenlerden bahsediyorum. onlarin icinde de formata uyan, sozluk kulturunu bilenler var, onlari tenzih ediyorum. rica ediyorum alinmayin artik)

    kanzuk, biz gittik.

    not: nereye gittigimi soran olursa mesaj atabilir. ellerine koz vermek istemiyorum.

    artik tema yuzunden olay cikaruuleeer diyen olursa kalbini kirarim.

  • ben bunu yaptım lan, vallaha da billaha da yaptım.

    ilk defa evime gelecekti. o aralar da şimdiki gibi mutfakla az çok aram iyiydi. gel sana yemek yapayım dedim. tavada biftek, makarna ve fırında sebze yapacaktım. bir gün önceden pasta da yapmıştım. malzemelerle birlikte şarap da aldım ve gelmesine yakın girdim mutfağa işe koyuldum.

    normalden biraz erken geldi. o esnada makarna pişiyordu, biftekleri kızartmak üzereydim ve fırında sebzelerim vardı. bilgisayardan kaliteli bir müzik açmış, artistlik olsun diye de tezgaha bir kadeh şarap koymuş, arada bir içiyordum. "böyle de lord bir insanım, yemek yaparken bile şarap yudumlar, müziğimi dinlerim" mesajı vermekti amacım. kız evi gezip kediyi falan sevdikten sonra yardım etmek için mutfağa geldi. ben o gelene kadar heyecandan iki üç kadeh falan şarap içmiştim. bayağı bayağı mutfakta şarabı gömüyordum.

    sonra bir an geldi. bir yandan fırından sebzeleri çıkartıyorum, bir yandan makarnayı süzüyorum, bir yandan da biftekleri çevirmem gerek. bir an geldi... kendimi o kadar mutfağa kaptırdım ki bir büfeciye dönüşüverdim ve biftekleri çevirmek için kullandığım maşayı tabağa çıkırt çıkırt vurarak "biyron biyron biyroooooonn" diye haykırdım. hızımı alamayıp "biyorsanlar efendim et var tavuk var biyroooooooooooon" diye devam ettim. kendimi durduramıyordum. stresten patlama yaşamış, şarabın ve maşanın da etkisiyle bir dayıya dönüşmüştüm.

    bir ömür gibi gelen beş saniyelik sessizliğin ardından ikimiz de dağıldık. sevgilim olayı "off ya slk şey" modunda bir tepkiyle karşıladı. o ana dek hiç bu kadar yakınlaşmamıştık belki de. resmen maskemi çıkarmıştım, çırılçıplak karşısındaydım artık. "ben aslında bu adamım" demiştim. ben "biyron" demekten zevk alan o adamım.

    iyi ki de demişim.

    "işte o çocuğun adı aynştayndır" klişesi olacak belki ama sonra o kızla karı-koca olduk biz. ve ben ne zaman mutfakta hararetli bir şekilde yemek yapsam maşayla "biyron biyron biyrooooon" diye bağırıp evi çınlattım. o da her defasında ilk kez duyuyormuş gibi güldü.

    demem o ki gençler, özünüzü gizlediğimiz maskelerden sıyrılın ve içinizdeki büfeciye karşı koymayın. çıkacağı varsa, bırakın çıksın. inanın hayat daha iyi akacak.

  • hem kırmızı ışık, hem yaya geçidi, hem aşırı hız ihlali var. idam edilmeli ve geçilmeli.