hesabın var mı? giriş yap

  • gelecegin futbol tanrisi. barcelona nin 13 yasindayken hormon tedavisini ustlenip arjantinden getirdigi, futbol dengesizi bir firlama. sozu gecen hormon dengesizliginden dolayi under 21 de oynadigi son sampiyonada yedekten bes mac girip 6 gol atmisligi var. calimlar direk ilahindan arak, rakibin bastigi ayaga dogru topu vurmayla. bu teknik abidesi de saviola olmaz umarim. ekstrasi sampiyonlar liginde forma giymis en genc futbolcusu olmasi disinda futbolda kendi derdinin futbol oldugunu sahada gostermesi. (edit*: bu entry yazıldıktan sonra bissürü sakatlık geçirdi gidişat pert)

  • hagi'yi elinde türkiye bayrağı ve uefa kupasıyla kopenag'da koştururken hatırlarım, alex'i..sikimde değil valla alex.

  • gece gece koparan insan.

    sergen yalçın: bizim takımlarımız sezon öncesi iyi çalışmıyorlar.
    mustafa doğan: beşiktaşlı oyuncularla konuştum, sezon öncesi iyi çalıştık diyor hepsi.
    sergen yalçın: mustafa, hangi oyuncu kötü çalıştık der?

  • amma abartmışsınız amk. adam fake make yememiş, acil işi çıktığı için olay mahalinden ayrılmış. bi de dalga geçiyorlar.

  • havaalanlarında guvenlik kontrol noktasındaki insanların içinden geçtiği dedektörler, uluslararası güvenlik kuralları gereğince her on kişide bir mutlaka alarm veriyormuş.üstünüzde alarm çalmasına neden olacak birşey yokken bile alarm çalıyorsa "ulan ne var üstümde" diye düşünmeyin. açıverin kollarınızı arasınlar sizi. güvenlikçiler de biliyor durumu ama çaktırmıyorlar.

    neden böyle birşey yapılıyor sorusu çok geldi. elimden geldiğince açıklayayım:
    1- cihazların kontrolünü sağlamak: yani cihaz bozuldu diyelim. ne zaman farkına varılabilir. belki 50-100 kişi geçtikten sonra. ama her on kişide otomatik alarm verilirse, en kötü 10 kişiden sonra durum anlaşılır.
    2- uluslararası kurallar demiştim. cihaz alarm versin vermesin rastlantısal olarak 10 kişiden birini arama mecburiyeti getirmiş. bunun nedeni de 1. maddedir diye tahmin ediyorum.
    3-güvenlik görevlilerinin uyuklamalarını önlemek, her an tetikte kalmalarını sağlamaya yönelik olabilir.. gubarrak bildirdi.
    4-her hangi bir planı olan kişiyi de "ahanda bu cihaz çalışıyor, şimdi ananı laciverde boyadım" şeklinde panik yaptırıp kaçırtmak da olabilir. 1000 tb arsivim var benim bildirdi.
    5- bir de sırada bekleyenleri uyarmak için de yapıyorlar bunu. insanlar dalgın bir şekilde cebinde falan bir şey unutup boşu boşuna aranmasın da alarmı duyup "lan ben her şeyi çıkarttım üstümden di mi" diye kontrol etsinler diye öttürüyorlar.. nixolidia bildirdi.

  • 2 maçta 1 gol bile atamadığımız fenerbahçe'ye balıkesirspor'un 41 dakikada 3 gol attığı maç. hay yapacağımız şampiyonluk yarışının...

    not: tiner çekiyorum.

  • ingilizcesi body positive movement olan bir çeşit başkaldırı hareketi. türkçesi beden olumla hareketi olarak biliniyor. peki beden olumlama hareketi nedir? nerden çıkmıştır?

    yıllardır özellikle kadınlara belli güzellik algısı dayatılıyor. ince bir bel, dolgun göğüsler, ince bacaklar, küçük bir kalça... bu liste böyle uzar gider bu örneklerle. her şeyin belli ölçüleri var. bu algının biraz dışına çıkarsanız eğer hemen çirkin olarak suçlanırsınız. üstelik sağlıklı bir bedene sahip olsanız bile. bunun için yaratılan kocaman bir güzellik ve moda endüstrisi var. medya sadece bu belli tip güzellik anlayışına göre hareket ediyor. deliler gibi sizi ince gösterecek, daha uzun gösterecek kıyafetler üretiliyor. oysa siz vücut tipinize göre değil; canınız nasıl istiyorsa öyle giyinebilirsiniz.

    işte beden olumla hareketi de tam olarak bu noktadan doğuyor. bütün bu dayatmaları reddediyor ve bedeniyle barışık yaşama anlayışını benimsetiyor. beden olumlama hareketi sadece kadınların bedeni üzerinden değil; bütün bedenleri kadın, erkek, trans, beyaz, siyah bütün bu vücut tiplerini kapsıyor. bedeninizi her an her saniye sevmek zorunda değilsiniz. sadece nefret etmemelisiniz. çünkü güzellik sizi mutlu edecek salt şey değildir. güzel olmadığınızda da mutlu olabiliyorsunuz. olay aslında bundan ibaret.

    bu akım sosyal medyada da oldukça yer veriliyor. birçok insan dikkat çekmek için dayatılan güzellik anlayışının dışında fotoğraflar paylaşılıyor. haliyle çok hızlı bir biçimde büyüyen bir akım haline gelmiş durumda beden olumlama.

    şöyle de bu akımla ilgili daha detaylıca bilgi almak isteyenler için güzel bir yazı var:
    https://berraque.com/…i-guzel-hissetme-zorunlulugu/

  • genelde çok şekerlilerine denk geldiğim için roze şekerlidir gibi bir algı oluşmuştu bende. ama öyle bir şey yokmuş. kırmızı şarapta nasıl çeşitli şeker seviyeleri varsa (dry, medium sweet, sweet) roze için de geçerliymiş bu. geçen gün metrodan 22 liraya aldığım pamukkale anfora blush'ı tatlı şarap sevmeyenler için tavsiye ederim. rahat içimli ve ekonomik.

    şimdi roze ve blush farklı şeyler mi, nedir bu blush? üstüne bir de clairet varmış. neymiş bu clairet? öncelikle ikisi de rozedir. anladığım kadarıyla bunların arasındaki esas fark renkleriymiş. bu renk farklılığını da kabuğa temas süresi belirlemekteymiş.

    şaraba rengini veren üzümün suyu değildir çünkü uzum suyu beyazdır. kabuk şaraba rengini verir. yani siyah üzümden beyaz şarap elde edilir mi? evet elde edilir. blush açık pembe rozedir yani kabuğuyla az temas ettirilmiştir.

    blush 80'lerde amerika’da üretilmiş ve rozenin popülerliğini oldukça artırmış. o dönemde flamingo yolu diye bol entrikalı bir dizi varmış. oldukça ünlüymüş hatta trt’de de yayınlanıyormuş. her neyse efenim bu dizide zenginler beyaz şarap içiyormuş ve bir beyaz şarap modası oluşmuş. beyaza olan talep artınca üreticiler yetişememiş amerika’da daha az değerli siyah zinfandel üzümlerinden de beyaz şarap üretilmeye çalışılırken (saignee metodu) beyaz zinfandel ortaya çıkmış. bu pembe şaraba beyaz demeye gönülleri el vermemiş çünkü rengi
    gayet pembe imiş ve mahcubiyetten adı blush (yüz kızarması, al al olma durumu) olmuş.
    blush'ın tarihi bu kadar yeniyse de roze şarap üretimi çok eskilere dayanmakta olduğunu da ekleyeyim. roze üretiminin pek çok metodu varmış buna kırmızı ve beyaz şarabı karıştırmak bile dahilmiş. bu yöntem üretimdeki meşakkati azaltmak için tercih ediliyormuş ancak avrupa’da bu karışımın piyasaya sürülmesi (şampanya hariç) yasakmış. hala yasak mı bilmiyorum.

    pembe şarap ilk olarak antik yunan döneminde ortaya çıkmış. çıkışıyla ilgili bir mit varmış. mite göre deucalion ve pyrrhanin oğlu amphictyon insanların münakaşalarını azaltmak için şaraba su katarak seyreltiyor ve böylelikle ilk roze oluşuyormuş.

    clairet'e gelelim. blush'in aksine yoğun bir pembe renge sahiptir. hatta clairet kırmızıdır, kırmızı şarap bordodur.

    + bonus bilgiler
    yıllanmışlık roze şarap için aranan bir ölçüt değil imiş. hatta aromasını çabuk kaybettiği için bilhassa yeni üretilmiş olması tercih ediliyormuş.

    roze bardağının ağız kısmının dışarı doğru kıvrılmasının nedeni dilin arka tarafına temasını sağlayarak rozenin aromatik tadını vurgulamak imiş.

  • ben size konuyla ilgili en eski formülü kısaca anlatayım.

    1. kalp ritmini anlık ölçen akıllı bileklik alınır. (mi band 3 gibi)
    2. (220-yaşınız)x%60 hesabıyla kardiyo yaparken kalp ritm alt hızınız bulunur.

    mesela 32 yaşındaysan (220-32)x 0,60 = 112 bpm

    32 yaşındaki biri yağ yakmak istiyorsa herhangi bir sporda kalp hızının 112 lerde olması yeterlidir. ne kadar uzun süre yaparsa o kadar çok yağ yakar.

    3. (220-yaşınız)x%80 hesaplaması da maks kalp atış ritminizi ölçer. 32 yaşındaki için hesaplarsak

    (220-32)x 0,80 = 150

    32 yaşındaki arkadaşımız 150 yi geçerse hem kendini gereksiz yoracaktır, hem kalp krizi geçirme riskini artıracaktır hem de yağ yerine kastan yakmaya başlayacaktır.

    peki her kardiyo egzersizimizde yağdan ve kastan yakıyorsan yağdan maksimum yakıp kastan minimum yakmayı nasıl sağlarız. bunun da hesabı yukarıdaki bulduğunu iki rakamın farkını 3 e bölüp ilk aralıkta çalışmak.

    yine bunu da 32 yaşındaki birine göre bulursak

    150-112= 38

    38/3=12

    taban kalp hızımızla bunun 12 yukarısı yağdan en çok, kastan en az yaktığınız kardiyo aralığıdır. yani 32 yaşındaki biri için bu aralık 112-124 arasıdır.

    şimdi başlığa bu kalp ritm aralıklarına göre cevap verirsek: bu kalp atış hızını hangi sporda, aktivitede ayarlarsanız ayarlayın çok güzel yağ yakarsınız. forma girersiniz. fakat en az bunun kadar önemli bir faktör daha var; eğer tüm vücudunuzdaki kasları güçlendirmezseniz oturduğunuz yerde yaktığınız kalori çok az olur ve yağlı görünürsünüz. kaslı doku, kassız ve yağ ağırlıklı dokuya göre durduğu yerde kat kat fazla yağ yakıyor.

    çok uzattım: final önerime geliyorum. yağ yakacaksanız tek başına yüzme, koşma, yürüme az etkilidir. beraberinde bir kaç ay hafif ağırlıklarla bile olsa fitness yapın. mükemmel yağ yakacaksınız.

    edit: neden 220 baz aliniyor diyenler oluyor.
    220 yeni dogmus bir bebegin kalp atis hizi ve her sene ciddi anlamda duser bu hiz. cocuklarin daha yuksek, yaslilarin daha dusuktur.

    her insanin kalp buyuklugu de ayni degildir, buyuk kalpli sporcularin her kalp atisinda pompaladigi kan daha fazla oldugu icin vucutlari kan ihtiyacina gore kalp atis hizini dusurur.

    saglikli bir insanin kalp atis hizi misal 60-100 arasi ise kocaman kalpli bir power lifter icin 50 normal hizdir. kalbi cok zayif olan ve her seferinde az kan pompalayanlarin kalp ritmleri ise 100 u asar otururken bile. o yuzden zaten kalp kaslarini guclendirmekten bahsediliyor. her seferinde yuksek hacimde kan pompalayan kalp yavas ama saglikli calisir.

    edit2: neden 3 e boldugumuz fark araliginin ilk diliminde calismamiz gerekir.

    o aralikta maksimum yag yakimina ulasiyoruz ve kas yıkımı minimum olurken az yoruldugumuz icin uzun sureli antreman yapabiliyoruz.

    edit3: kisiden kisiye bu hizlar degisebilir, yukaridaki hesaplama cok kaba bir hesaplama yontemidir. sagliginizla ilgili en ufak supheniz var ise doktor esliginde hesaplamaniz daha dogrudur. kalp, en tehlikeli organ, yanlış yapmaya gelmez. ayrıca potasyum ve yağları yeterli almaya ozen gostermezseniz de kalp krizi riskiniz yuksek olur. ozellikle kas olan kalbimize potasyum eksikliginden dolayı girecek kramp direk ve hizli ölüm sebebidir. dikkat..

  • abi şaka mısınız aaaa? şampiyon mu yaptı, avrupa'ya mı taşıdı bu çocuk takımı naptı? hahahahah

  • ya biraz kafanız çalışsa şunu sorarsınız kendinize; sizi şampiyonluktan etmek isteseler pendik ve kasımpaşa maçlarında son dakika penaltıları verirler miydi? bunu bile düşünemiyorsunuz arkadaş.