ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tabu diyalogları
-
iki sevgili olan arkadaştan, kız olan evliliki anlatmaktadır, oglan arkadas bulmaya calismakta, soyle bir diyalog gecmistir.
kız : biz simdi napıyoruz?
ogl : cikiyoruz
k : ilerde ne yapıcaz?
e : cikicaz
k : daha ilerde ne yapıcaz?
e : cikmaya devam edicez...
k : ama daha da ilerde diyorum.
e : bana o sözü söyletemezsin..
hüzün kokan mekanlar
-
köyler;insanlar yeniye alışamamış eski evler eski insanlar yokolmuş göçten dolayı az sayıda kişi kalmış bu yerlerde
piston aşağı indi
-
a380'nin güvenlik testlerinde bu hıza ulaşılamadı.
turgut özal'ı barnağından furdukları gün insanlar yere bu kadar hızlı yatamadılar.
gençliğim bile elimden kayıp giderken bu insanlardan daha yavaştı.
ve allah sizi inandırsın türktelekom istediği kadar fiberoptik döşesin bu hıza yetişemez.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
korsanların taktıkları tek göz bandının amacı yaralanma sonucu kaybettikleri tek gözü saklamak değildir.
aydınlık bir ortamdan karanlık bir ortama ani bir şekilde geçtiğiniz zaman gözünüzün karanlık ortama alışması için belli bir süre gerektiğini, gözün karanlık ortama hemen adapte olamadığını hepiniz tecrübe etmişsinizdir. işte korsan gemilerindeki kaptan korsanlar sürekli olarak güverte ile depo ya da kamara arasında gidip geldikleri için, gözün karanlığa alışma süresini yok etmek amacıyla bu göz bandını kullanıyorlar. güverteden içeri (aydınlıktan karanlığa) geçtiklerinde göz bandını çıkarıp gün boyu göz bandının altında karanlıkta kalan gözü kullanıyorlar. bu şekilde göz bandı tarafındaki göz, zaten gün boyu karanlıkta kaldığı için karanlığa hazır bir şekilde bekliyor, karanlığa alışma süresi yaşamıyor ve hemen net görmeye başlıyor. özellikle savaş gibi saniyelerin hayatınıza mal olabileceği kritik anlarda gözün karanlığa alışma süresini göz bandı sayesinde yok etmek çok büyük önem taşıyor.
ekleme: yukarıda yazdıklarıma inanmayanlar oldu. tek göz bandının anlattığım şekilde kullanıldığı zaman ne kadar da büyük bir fark yaratabileceğini ve bilimsel kısa bir açıklamasını şuradan izleyebilirsiniz.
diğer kaynaklar:
http://www.theladbible.com/…wear-eye-patches-280416
http://www.wsj.com/…7887323646604578404581544768850
http://mentalfloss.com/…id-pirates-wear-eye-patches
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
laleleri alinca nereye gitti derken dudagin kipirdamamasi.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
akıllı telefonlarımızı kablosuz maus olarak kullanabilmemiz. yeni nesil gençler daha ne inlik-cinlik-itlik biliyorlardır eminim ama şu bilgi bana teknoloji adına çok fazla geldi. haliyle inanamadım, kurdum;
adım 1) andromouse desktop 2.5 programını pc'ye indiriyoruz. (500kb'lık java dosyası, kurulum gerektirmiyor.)
adım 2) telefona appstore'dan andromouse uygulamasını kuruyoruz. (o da minnak bi'şey.)
adım 3) (internetiniz yoksa program bluetooth ile de çalışabiliyor. ben wireless üzerinden devam ediyorum) her iki alet de ortamdaki wireless'a bağlı iken, her iki uygulamayı da açıyoruz. (buraya kadar 10 sn sürüyor hepsi)
adım 4) telefondaki uygulamadan "wifi" seçeneğini seçip, pc'deki programda karşınıza çıkan ip'yi yazıp, bağlan diyoruz. (bu ip de modemin ip'si. 192.168... diye başlıyor. ilk kurulumdan sonra, daha ip falan istemiyor.)
voila! mausunuz hazır. bundan sonra kumanda kullanıyor gibi parmağınızı ilgili ekranda gezdiriyorsunuz. okulda sunum falan yaparken, elleriniz arkada pc'nizi kontrol edebilirsiniz mesela, o hesap.
program bununla da kalmıyor, ihtiyacınız olduğunda klavye de olabiliyor. 1-2 kere kurduktan sonra da, hepsi taş çatlasın 10 sn sürüyor.
en başta da dediğim gibi, maksat itlik olsun. kurulumu yaptım, ohannes dedim, bana yetti. ihtiyacı olan buyursun :)
program screenshot'larımız da şu şekilde.
program pc ekranı
program telefon açılış ekranı
ip bağlama ekranı
maus ekranı
denişik denişik ayarları
download:
program - pc versiyon.
program - mobil - google play store linki
edit: ios için;
pc download; https://www.remotemouse.net/
mobile download; https://itunes.apple.com/…trackpad/id385894596?mt=8
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
jarbas agnelli isimli bir müzisyen, bir gün elektrik telleri üzerindeki kuşların diziliminin fotoğrafını çekiyor.
işte fotoğraf burada.
daha sonra bu kuşlardan ilham alıyor ve "bu kuşları bir notaya dökseydim nasıl bir melodi ortaya çıkardı?" diye kendisine soruyor.
kuşları notaya döküyor. ilgili fotoğraf burada.
en sonunda da kuşların diziliminden böyle bir melodi üretiyor.
buradan çıkartmamız gereken sonuç: elektrik telleri üzerindeki kuşların notaya dökülmüş hali bile türk pop müziğinin %90'ından daha iyi.
ayrıca yaratıcı olmak harika bir şey.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
artık bırakın iki katına çıkarmasını, yazılanlara bakınca bu kadar bilgiyle nasıl yaşanırı merak ettiren şeylerdir.
bütün kıtaların isimleri a ile başlayıp a ile bitiyor he? vay çağımızın çiçerosu vay. neredeydin sen bu zamana kadar?
lan insan utanir şunu yazmaya. başlığın geldiği noktaya bak cemil abi.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
einstein’a 1 mil kaç feettir? diye sormuşlar.
einstein: bilmiyorum. herhangi bir referans kitabından iki dakikada bulabileceğim gerçeklerle neden beynimi doldurayım, demiş.
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
(bkz: gire suns)
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
bilgisayarı kapatırken eskimesin diye mouse, klavye, monitör vs. tüm fişlerini ayrı ayrı söküp paketlemek. her açışta tekrar bilgisayarı kurmak. bunun üstüne mallık yoktur sanırım.
pokemon go
-
bulbasaur'la macerama başladıktan sonra çakma profesör oak hadi oğlum kalk macera dışarıda dedi. tekel bayiine doğru yürürken, 'anıl tekel' logosunun üstünde pidgey gördüm. tam yakalayacaktım fotoğraf çekiyorum zannedip bayiinin sahibi dik dik bakmaya başladı, utandım eve döndüm.
(bkz: türkiye'den iyi bir pokemon trainer çıkmaması)
debe editi:d.günümde debeye girmişim,sevindim,mutlu oldum,tatlı bir hediye oldu.
bu arada unutmadan (bkz: küçük beril için acil trombosit ihtiyacı)
bir bilgisayar oyununda yapılmış en zalimce şey
-
karakterlere bilinç verip net bilgi vermeden yaşamaya zorlamak
(bkz: hayat)
kelimelik
-
bu başlık altına bunları yazacağımı hiç düşünemezdim.
uzun zamandır oyun oynadığım ama hiç muhabbet etmediğim biriyle en son 5 şubat akşamı karşılıklı hamle yaptık. normalde en geç bir iki saat içinde hamle yapmasına rağmen bu kez 72 saatlik hamle süresini geçirdiği için oyunu kaybetti.
oyundaki nickinin sonu "_46" olduğu için kahramanmaraşlı olduğunu ve depremde başına bir felaket geldiğini düşünüyorum. belki şu an enkaz altında, belki bir yakınını kaybetti, bilemiyorum. kendisine yeni bir oyun teklifi gönderdim. insanın böyle günlerde oyun oynayası gelmiyor ama şu anda ekranda "..._46 ile yeni oyun açıldı" cümlesini görmeyi çok istiyorum.
***
mutluluk edit'i: 11 şubat sabahı itibariyle yeni oyun açıldı. çok sayıda arkadaş iyi dileklerde bulunup böyle bir edit'i beklediklerini yazmışlardı.