• pazartesi sabahları tabur komutanının verdiği en güzel komut, aynı zamanda feridun düzağacın albümüne adını veren ve çıkış noktası olan sözcükler grubu
  • askere gidene kadar adini anlamlandiramadigim fd albumu idi. gercekten.

    sonra ne zaman bir aralik sabahi ayazda gotumuz donarken ictima esnasinda bu sihirli cumleyi duydum, algilarim genisledi, ufkum iki katina cikti, fd ye bir kez daha saygi duydum.

    ama sevinemedim amk, daha safak 140 kusurdu.
  • bu albüm,
    aranjör, süpervizör, müzik direktörü, ticari kaygı vs. ihtiva etmez.
    türk popçu standartlarına uymaz.
    ömrünüz boyu garantilidir.
    günde en az iki kez yüksek volumde alınız.

    1- lavinia
    2- hoptirinom
    3- nenni
    4- sevgili öyküler
    5- paranoya
    6- beyaz
    7- adı sevda
    8- hep sarhoş
    9- ay
    10- buralar soğuk
    11- kördüğüm
    12- beni rahatta dinleyin

    adlı eserleri barındıran feridun düzağaç'ın çıkış albümü.

    kartonetinde şöyle bir yazı yer alır:

    fırtınalı yağmurlar karşısında bile kurak yürekler gördüm: ben bir ölü kuşun-mesela-kanadına hüzünden fırtınalar çizerken.
    yüreğimden düştü, düşten öte gitmedi sevgili öykülerim.
    sevinçlerim yanmayan bir sokak lambasıydı yokluğunda farkedilen ve hüzünlerim gökkuşağı gibi gözalıcı olsada
    masallara sağır kalmadı gözlerim.
    uçan kuşları, ölü düşleri seviyorum.
    tanıdığım insanların çoook azını, tanımadıklarımınsa
    h e p s i n i . . .
    işte bu inanç sevgidir seni bana getiren.
    ve
    her çalınışı ve dinlenişi bu şarkıların, bir borcun ödenişidir bu inanca bu sevgiye...

    sana şarkılar söylemeye devam ederim sevmeye çıkarsız inanırsan, sevmeye inan !
    yaşamak zor bi oyun

    feridun düzağaç
    eylül'ün bin900doksan6sı
    istanbul
  • öncelikle (bkz: sasruş)
    komutan gelir rahat der. askerler rahat pozisyonuna geçer. sonra onları sınamak için konuşmaya başlar: "bugüün.." konuşma başlar başlamaz askerler tekrar (tek ses çıkararak) sasruş durumuna geçerler. yani demek isterler ki: "gomutanım! sen öyle konuşurken biz rahat olamayız"
    komutan da babacan bir tavırla: "beni rahatta dinleyin" der. yani der ki: "bakın ne kadar iyi bir insanım saatlerce aynı pozisyonda durmaktan kurtarıyorum sizi. daha ne istiyorsunuz". oysa fark eden bir şey yoktur çünkü rahatın da kendine göre bir formu, kalıbı vardır, o da aynı derecede kasar. sadece adı "rahat"tır.

    bir de denyo uzman çavuşlar vardır. "rahat!" der. sonra konuşmaya başlar. o konuşmaya başlayınca pırıl pırıl zekalara sahip kısa dönem askerler topuklardan "hart!" sesi çıkararaktan sasruşa geçer. uzman önce ne olduğunu anlamaz. sonra söz konusu formaliteyi siyah beyaz bir flash-back'le öğrencilik anıları eşliğinde hatırlar. "rahat ulen!" diye bağırır. işte bu komut da "beni rahatta dinleyin" olarak algılanmalıdır. nitekim öyle alıgılanmış ve askerler aynı sesi çıkararak rahata geçmişlerdir. (bkz: yorum sınırı)
  • askerde komutanın içtimada tekmili aldıktan sonra bir saat sürecek konusmasının habercisi bildirim komutu, bu komut verildikten sonra anlarsın ki en az bir saat daha bekliceksin ayakta karsındaki istedigi kadar rahatta dinleyin desin ama onun rahat anlayısı bir turlu tutmaz seninkini, oysa sen otururken rahatsındır ama yok olmaz oyle illede ayakta kollar yana salınmıs ayaklar hafif acık gogus ilerde goz komutana bakar vaziyette olmalıdır ve seninde bu halde rahat olmus olman beklenir yada kabul edilir. birileri cıkıp boyle rahat mı olur anasını satim lan basbaya gotum delindi demelidir ama demez her nedense sanki o yasa kadar o vaziyette rahat etmis dinlemis gibi kabullenir bu durusu içselleştirir.
  • yağmurda tanıdım seni yağmuru da sevdim seni de
    seni yağmurdan çok
    bak denizin ortsındayız rüzgarlar altında
    ve yağmurumuz artık yok
    ölüm ayrılıktan da zor senin gibi ölünce
    gözlerin dolacak mı beni görünce
    bir gün ölürsem ki ölürüm
    yüzünü gecelerde görürüm
    ellerimi uzatsam sana değmez bilirim
    adı var kendi yoklardan bıktık
    adı var kendi yoksa ben de yokum
    yarım kalsa da sevgimiz farketmez dostum
    bir gün bitecek türkümüz bitecek dostum
    söyleyecek
  • feridun düzağaç'ın açık ara en sağlam albümü. belki de türkiye'de yapılmış en iyi soft rock albümü bile olabilir bu başyapıt. kayıtlardaki gitarlar ve feridun abinin vokali oldukca sağlam olmuş. albümdeki favori parçalarım: lavinia, sevgili öyküler, beyaz, adı sevda ve buralar soğuk eserleridir.
  • herhangi bir bildirim komutu, üst komutanın hitabı gibi faktörler beni rahatta dinleyin'i bozar.
  • 97'nin soğuk bir şubat günü evimize girmişti feridun düzağaç'ın bu albümü, elinde kasetle gelen abimin sayesinde tüm gün dinlemiştik şarkılarını.

    seneler geçti yarım düzine albüm yaptı f.d. hepsi de güzel ama bunun tadı apayrı oldu hep, her şarkısını aynı özenle aynı o günkü tadıyla dinleyebiliyorum.

    şarkısına gelince;

    "bak denizin ortasındayız rüzgarlar altında
    ve yağmurumuz artık yok"

    diyor ya, işte bu iki satır şarkının o bilindik hikayesini (bkz: #18470567) ya da (bkz: #2088672) açıklayıveriyor kısaca.

    ne güzel albümdün sen.
  • kızımın en büyük zevklerinden biri, doğumu sonrası odamı ona vermek zorunda kalmam sebebiyle tüm türkiyeye dağıttım cd koleksiyonumdan arta kalanların olduğu rafa gidip, boyunun yettiğince cdleri aşağıya indirip hepsini tek tek sorarak anlattırmak.

    ağabeyimden miras aldığım güzel bir alışkanlığım, satın aldığım kitap ve cdlerin iç yüzüne tarih ile birlikte o anki durumla ilgili bir kaç satır karalamak.

    sevgili kızım, bu gece kucağımda olmanın avantajını kullanarak, uzun zamandır gözünü diktiği üst raflardan rastgele bir cd çıkardı: 'beni rahatta dinleyin - feridun düzağaç'
    heyecanla açtı içini.

    '' 6.000.000 tl

    21.07.2003

    üç yıllık aradan ve bir sürü koşuşturmacadan sonra...
    aniden çok eski bir dostla karşılaşmış gibi heyecanlıyım!

    çok şey var konuşulacak...

    bjblazkowicz(imza)
    saime ve alperle
    kafe keyf'te ''

    1996'da aldığım kasedi dinleye dinleye 2000 yılında bozmuş, tüm şehri talan etmeme, hatta istanbulu bile soruşturmama rağmen bir daha ne cd, ne de kaset olarak bulamamıştım. (bkz: prestij müzik) o gün arkadaşlarla her zaman oturduğumuz kafeye gitmek için kısayol yapıp bir pasajın içinden geçerken , albümün çaldığını duydum. hemen içeri damladım, dükkan sahibi ile sıkı bir pazarlığa giriştim. abi sıkı f.dci çıktı, kullanılmış cd'ye öğrenci halimle bir müzik seti bedeli teklif ettiysem de, kabul etmedi. fakat bir güzellik yaptı, cdyi kopyalatmama izin verdi, ön ve arka kapaklarının da renkli fotokopi çektirdim , abiye o zaman için bir orjinal cd parasını kavga dövüş verdim ve hayatımında ilk ve son kez sahip olduğum korsan feridun düzağaç cd'mi cebime koyup (gerekirse aç gezilir, eve yürüyerek gidilir ama f.d. cd'leri orjinal alınır.) kafe keyfe geçip bu satırları karaladım.

    tayyip başkan paradan altı sıfır attı, artık milyonlar yok. saime ve alper ayrıldı. alper başkası ile evlendi, sonra ben ağır bunalımlı bir dönemimde ondan çok ilgi bekledim, göremedim. haksızlık ederek kinlendim ve bir daha görüşmedim. artık alper de yok, kafe keyf kapandı, üzerine belki beş tane de kafe açıldı kapandı, anılarımızın tozu bile kalmadı. ama feridun düzağaç hep benimle, hiç terk etmedi. yol gösterdi, akıl verdi, yeri geldi acı verdi yeri geldi teselli etti, derdimi paylaştı, göz yaşlarımı sildi. yaşa varol sen f.d. , hiç terk etme bizleri. bizlere öğrettiğin hüzünlü gülüşü eksik etme yüzünden. varolman ve hepimizin hayatlarına ince ince dokunman şerefine bir daha 'rahatta' dinliyorum ilk albümünü. en sevdiğim olan 'adı sevda'dan başlayarak:

    'aradığım bulunmayan, haykırdığım duyulmayan
    sen asla dün olmayan bir yaşanmamış an...'

    nice onuncu albümün olsun. kızıma bu çirkin ve kötü dünyada anlatacağım yegane güzelliklerden birisin.

    not: annesinin doğum tarihi 21 temmuz. şaşırıyor muyuz? tabii ki hayır, çünkü işin içinde f.d. varsa bunlar olağan şeyler.
hesabın var mı? giriş yap