• bir orhan veli şiir'i

    çok şükür

    bir insan daha var, cok sukur, evde;
    nefes var,
    ayak sesi var;
    cok sukur, cok sukur.
  • bir neyzen tevfik şiiri:

    deli gönül, neyi özler durursun?
    acınacak dostun, cânanın mı var?
    dünya yansa yorganım yok içinde,
    harap olmuş evin, dükkânın mı var?

    hatır, gönül bulamazsın birinde.
    dama dedi dişisinde erinde,
    vatan dedikleri yangın yerinde,
    insanlığa hâlâ imânın mı var?

    nene yetmez senin şu kuru kaval
    pîr aşkına sıkıldıkça durma, çal.
    maltadaki kurnazlardan ibret al,
    paran mı var, bağın, bostanın mı var?

    sana giren çıkan nedir be dürzü ?
    be allahın nümunelik öküzü
    ben mi yuttum on dört bin okka düzü,
    bekri mustafa'dan fermanın mı var?

    ne uymazsın zamaneye be domuz?
    kırk senedir... ne verdin omuz.
    nâzır olmuş desem sana istakoz,
    reddedecek kılıç, kalkanın mı var?

    çünkü neden ? dalyanın yok, ağın yok,
    bir tek hamsi kızartacak yağın yok.
    ocağın yok, dalın yok, buğdayın yok,
    yoksa gökalp gibi tûran'ın mı var?

    uyanmadın gitti, dalgın uykudan,
    sana ne be âlemdeki kaygudan?
    dem vurursun siyasetten duygudan,
    beynelmilel bir imtihanın mı var?

    feylesof'um dedi herif, pap çıktı,
    nâzır oldu, saman sattı sap çıktı.
    reçete şurup yazdı, hap çıktı,
    yutmayacak yoksa, âyanın mı var?

    ispermeçet zade, kirpi, pehlivan
    yanaşması, o bayraklı kahraman
    sadrazamlar içinde en düztaban
    imzacılar başı mervan'ın mı var?

    çal nayını, ferahnâkte ver karar,
    sikin nazır taşşakların müsteşar.
    kumda oyna çöp batmasın âşikâr
    düşünecek senin zamanın mı var?

    kendi cihanında bak sen keyfine,
    kulak asma halkın hayfa-hayfine.
    tamburuna, kemânına, define
    sen de katıl, neyde noksanın mı var?

    şu kırk yıldır senin daran alındı.
    suratına yüz bin kara çalındı.
    nasıl olsa şu bokluğa dalındı
    neyzen'den de büyük isyânın mı var?
  • " patates gibi bir sevgilim var " diye başlayan bir şarkıdır . böyle başlayan şarkı sevilmez mi !aynı zamanda patlayacak albümdür , adeta bomba!
  • bir neyzen tevfik şiiridir aynı zamanda.

    deli gönül, neyi özler durursun?
    acınacak dostun, cananın mı var?

    dünya yansa yorganın yok içinde,
    harap olmuş evin, dükkânın mı var?

    hatır, gönül bulamazsın birinde,
    dama dedi dişisinde, erinde,

    vatan dedikleri yangın yerinde,
    insanlığa hâlâ imanın mı var?

    nene yetmez senin şu kuru kaval?
    pir aşkına sıkıldıkça durma, çal.

    malta'daki kurnazlardan ibret al,
    paran mı var, bağın, bostanın mı var?

    sana giren, çıkan nedir, be dürzü?
    be allah'ın numunelik öküzü!

    ben mi yuttum on dört bin okka düzü,
    bekri mustafa'dan fermanın mı var?

    ne uymazsın zamaneye be domuz?
    kırk senedir.... ne verdin omuz.

    nâzır olmuş desem sana ıstakoz,
    reddedecek kılıç, kalkanın mı var?

    çünkü neden? dalyanın yok, ağın yok,
    bir tek hamsi kızartacak yağm yok.

    ocağın yok, dalın yok, budağın yok,
    yoksa gökalp gibi turan'm mı var?

    uyanmadın gitti, dalgın uykudan,
    sana ne be âlemdeki kaygudan?

    dem vurursun siyasetten duygudan,
    beynelmilel bir imtihanın mı var?

    feylesofum dedi herif, pap çıktı,
    nâzır oldu, saman sattı sap çıktı.

    reçetede şurup yazdı, hap çıktı,
    yutmayacak yoksa, âyanın mı var?

    ispermeçet-zade, kirpi, pehlivan
    yanaşması, o bayraklı kahraman.

    sadrazamlar içinde en düztaban”
    imzacılar başı mervan'm mı yar?

    çal nayını, ferahnakte ver karar.
    ...n nazır...rın müsteşar.

    kumda oyna çöp batmasın aşikâr
    düşünecek senin zamanın mı var?

    kendi cihanında bak sen keyfine,
    kulak asma halkın hayfa-hayfine.

    tanburuna, kemanına, define
    sen de katıl, neyde noksanın mı var?

    şu kırk yıldır senin daran alındı,
    suratına yüz bin kara çalındı,

    nasıl olsa şu bokluğa dalındı
    neyzen’den de büyük isyanın mı yar?

    ayrıca kuan muhteşem seslendirir.
  • özellikle yeni evli kadınların ağzından son zamanlarda, sık sık duyduğum sözcük öbeği. sanırım meali şöyle; evlilik, evlilik diye tutturdum. sonunda evlendim, ama işler hiç de dışardan göründüğü gibi değilmiş. insanlara dert yanarsam, "ee evlenicem diye tutturmuştun. evlendin, gene memnun değilsin" diyecekler. ben en iyisi, çok şükür diyeyim.
  • çok şükür; zor günleri geride bıraktık, şimdi sırada daha zor günler var. dayan babam dayan.
  • neyzen tevfik şiiridir. haydarpaşa’da, tıp fakültesi hastanesinde 9 ocak 1921 de yazmıştır. bazı sayfalarda beyit şeklinde yazılıyor ama gerçeği 4’lük şeklindedir.

    neyzen’in şiir kitabı azab-ı mukaddesin ilk şiiridir.

    bir hicivdir aynı zamanda. şiirde ismi geçenler
    ispermeçet-zade : ali kemal
    kirpi: refik halit karatay
    pehlivan: yakup kadri
    sadrazamlar içinde en düztaban: damat ferit paşa

    şiirin ilk iki dörtlüğü 1921’den beri hiçbir şeyin değişmediğini gösteriyor.

    deli gönül, neyi özler durursun?
    acınacak dostun, cananın mı var?
    dünya yansa yorganın yok içinde,
    harap olmuş evin, dükkânın mı var?

    hatır, gönül bulamazsın birinde,
    dama dedi dişisinde, erinde,
    vatan dedikleri yangın yerinde,
    insanlığa hâlâ imanın mı var?
  • en çok da en son söylemesi gereken insanlardan duyduğum söz öbeği.

    tuvalette, bir temizlik görevlisi beyaz yakalının birini lafa tutmuş anlatıyor...

    – düğünümü de kendim yaptım, kemençe tuttum. bir ara sabahları başka işte çalıştım, akşamları temizliğe gittim. eşim hamileyken bir iş buldu çalıştı… şimdi televizyonumu da aldım. “çok şükür” abi ya…

    evet bütün bunlar ben pisuvara işediğim süre içerisinde anlatıldı. kendi varoluşunu bir başkasına bu kadar süre içerisinde anlatabilmesi gerekiyordu belki de, belki de çalışmıştı tüm bunları.

    nasıl tuvalet temizleyip de “çok şükür” diyebiliyorsun, aklım almıyor. küfür etmelisin abi sen, herkese gıcık olmalısın, gördüğün herkesi boğazlamak istemelisin. senin en son yapman gereken şey “çok şükür” demek. oysa senin sesin rastgele rastladığın birine “ben varım” diyebilecek kadar çıkıyor.

    kapıdan çıkmak üzereyken bir an önce ordan kurtulmak istediği yüzüne yansımış dinleyiciden bir karşılık geldi;

    – memleket nereydi abi senin?
  • bazı ortamlarda * durduk yere sarfedilmesi hayret dolu bakışlarla karşılansa da günde an az on defa sesli olarak tekrarının kişi üzerinde terapi etkisi olduğuna inandığım replik.
  • uyuyamazsın, ezan sesleri dinerken kapanır gözlerin. saat 8 i gösterirken uyanır, uyuyamazsın. iki tane kapı hayal edersin. yan yan duran iki kapı. beyaz ve kara renkli iki kapı... tek dileğin beyaz renkli olanın açılmasıdır. sıkıntıyla beklersin. gözün saate kayar.dakikalar birer birer selam durur geçerler önünden.
    ara ara korkarsın. hep sıkılırsın. sıkıldıkça daha çok istersin. bazen bir birşeyler mırıldanır hemen ardından yine sıkılırsın. dakikalar selam durur geçerler hala...

    sonra bir hareket olur. haber gelir. çekinerek tuşlar , korkarak okursun. kapılardan beyaz olanı açılır. içeri , içine taze bir rüzgar eser. o beş harfin yan yana dizilişine hayran hayran bakarsın. yüzünde bir tebessümle iki kelime yuvarlanır dudaklarının arasından. "çok şükür"
hesabın var mı? giriş yap