time (tom waits şarkısı)
aynı isimdeki diğer başlıklar:
- time
- time (pink floyd şarkısı)
- time (dergi)
- time (hans zimmer parçası)
- time (pentragram şarkısı)
- time (film)
- time (alan parsons project şarkısı)
- time (izabo şarkısı)
- time (sözlük yazarı)
- time (cat stevens şarkısı)
- time (joe satriani parçası)
- time (msg şarkısı)
- time (david bowie şarkısı)
- time (red hot chili peppers şarkısı)
- time (culture club şarkısı)
- time (mercyful fate albümü)
- time (mercyful fate şarkısı)
-
tom waits, rain dogsdaki time'ı türkçe söyleseydi belki de şöyle bir şey olurdu:
ne diyorduk, haydan gelen para huyda bekler tüyosunu
ve dolunay düşerken sokaklara
bıçkın delikanlıların kırmadığı ceviz kalmamış,
sen ise kenar mahallenin de kenarında kalmışsın
rüzgar nutuk atarken
yağmur yükselen bir alkış sesine dönüşüyor,
napolyon karnaval salonunda
aynadaki nişanlısıyla oynaşıyor (1),
çalgıcılar evlerine dönüyorlar,
bardaktan boşanırcasına, damları delercesine yağıyor yağmur
evet, doğru, o adama burada hayat yok artık.
ve zaman zaman zaman
ve zaman zaman zaman
senin aşık olduğun
ve zaman zaman zaman
herkes yetim herkes kimsesizmiş gibi,
anılar tıpkı bir tren
uzaklaştıkça vagonları küçülen
hatırlayamadıkları şeylerle birlikte,
öyleyse sen de unutamadıklarını say tek tek
geçmiş, düşlerimize birer aziz bırakır.
o kız buralarda takılacağını söylüyor
yaraları iyişeşene dek,
bu oğlanlar dur durak bilmiyorlar ki...
ve matilda soruyor denizcilere, kabus mu bu gördüğüm diye,
yoksa gerçekleşen beddualar mı.
öyleyse sen de kapat gözlerini, evlat
o zaman canın bir damla bile acımaz.
işte gördüğün gibi, takvim güzelleri için işler tıkırında değil buralarda
serseriler arabalarından sokaklara akıyorlar
ve caddelere sıçrıyorlar sokaklardan
ve sıra kıza gelince, kız, usulca bir jilet çıkarıyor
çizmesindeki zulasından ve binlerce
güvercin üşüşüyor ayaklarının dibine.
öyleyse sen de bir mum yak bari pencerende
ve öp oğlanı dudaklarından yavaşça
yağmur, pencerenin pervazındaki kabı doldurana dek,
tıpkı yüreğini ele geçiren bir yabancı gibi
ve ben dönene dek ver sus payını kemancıya.
(1): buradaki napolyon, kafesinde, aynadaki aksiyle ötüşen bir muhabbet kuşu olsa gerek.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap