973 entry daha
  • son albümle ile ilgili ilk entry buydu. kütük gibi bir entry yazayım şimdi.

    aradan nerdeyse 10 ay geçmiş. bu süreçte albümü defalarca dinleme şansı buldum. sadece tool değil, a perfect circle, puscifer gibi grupları da dinlemeye çabaladım. bol bol meshuggah nothing de dinledim. soen bile dinledim yokluktan, hiç sarmadı. olabildiğince kulaklık ve kaliteli bir ses sistemi ile, yüksek seste. sonra maynard'ın albüm hakkındaki yorumlarını, orada burada yapılan röportajları filan dinledim. neler yapıyorlar bakındım. şu on ay içerisinde biraz şunu fark ettim aslında: müziğe eskisi kadar tutkuyla bağlı değilim ve eskisi kadar keyif de almıyorum. yeni şeyler keşfetme hevesim eskisine nazaran yüzde 10 filandır. yaşlanıyorum heralde.

    baştan uyarayım, tool grubuyla yeterince ilgili değilseniz sizi yoracak bir entry bu, bol bol tool tarihi var, bol bol işkembeden uydurduğum tahminler var, bol bol canı sıkılan bir suser var: so... read at your own risk.

    bu entryi girmeye pek niyetim yoktu aslında. dün youtube'da puscifer'ın apocalyptical şarkısını dinlerken aşağıya gözüm kaydı, en beğenilen yorumlarda birinin maynard'ın ne kadar muazzam, acayip şahane birisi olduğunu ve 3 mükemmel grupla üç mükemmel iş yaptığını, eşinin benzerinin olmadığını filan yazdığı yorumunu okudum. gruplara bakıyorum, tamamı cacıkistan olmuş. motivasyonum bu oldu.

    maynard hiç de acayip şahane bir adam değil bence.

    ilk başta entry yazma sebebim de malumunuzdur, tool gibi komplike şarkılar üreten grupların yeni albümleri ilk dinleyişte pek idrak edilmez, zaman vermeniz gerekir. her dinleyişte şarkılarda farklı bir ayrıntı fark edersiniz, sözleri ezberledikçe eşlik etmek keyif vermeye başlar, aksak ritmler kulağınıza zamanla oturur vs... bakayım dedim gerçekten de ben mi idrak edememişim. 10 ay sonra ikinci bakış olsun istedim ama bakılacak pek bir şey de bulamadım. daha çok "neden böyle oldu" kısmına odaklanasım geldi.

    ilk entryden bu yana bende değişen şeyler sadece şunlar oldu; invincible ve pneuma için daha güzel şeyler söyleyebilirim. fear inoculum'un da melodisi biraz hoşuma gider oldu ama şarkı hala cacık tadında. hala en iyi şarkı 7empest. zaten yedi tane şarkı var albümde, sevebildiğim üç tanesi oldu. gerisini artık direkt geçiyorum, playliste koymuyorum filan... bu albüm olmamış. 10 ay sonraki yorumum budur.

    belki çoğu insanın atladığı bir detaydır ama grup lateralus albümünü çıkarırken dağılma tehlikesi geçirmişti zaten. 9/11 zamanında çıkan albümde yer alan bir şarkı medyanın ilgisini çekmişti; schism. 11 eylül saldırılarından sonra abd ulusunda oluşan müslüman-hıristiyan ayrımına atıf yapar gibi bir şarkıydı ama her ne hikmetse saldırılardan önce yayınlanmıştı. hatta, ilginç bir anektod, maynard olaylardan 2 gün sonra verdikleri bir konserde gaza gelmiş ve milliyetçi duyguları kabarmış şekilde "usa! usa!" diye bağıran kalabalığa "you're all gonna be real bummed-out when you find out it was the usa that did it" (türkçe çevirisiyle bu saldırıyı yapanın abd'nin kendisi olduğunu fark ettiğinizde baya canınız sıkılacak) gibi o dönemde o ruh halindeki öfkeli kalabalığa söylemesi sekiz okka taşak isteyen bir laf filan etmişti ve ben maynard reise biat etmiştim o dönem.

    ilgili konser kaydı şurada

    işte bu dönemde maynard ile yapılan bir röportajda schism'in hikayesi kendisine sorulduğunda "lateralus için çalışırken kötü dönemler geçirdik ve neredeyse dağılıyorduk, bu şarkıda geçen sözler biraz da bunlar düşünülerek yazıldı" gibi sözler etmişti. ben bunu lateralus'un mastering kalitesini analiz eden, joe barresi ile yapılan bir röportajın da yer aldığı bir sitede okuduğumu hatırlıyorum ama şu anda bulamıyorum o siteyi. o yüzden kaynak belirtemeyeceğim. ( joe barresi danny için stüdyodan içerde 4 tane davulcu varmış gibi sesler çıkıyordu babında laflar ediyordu o röportajda) suserlardan bulan olursa eklerim. (bahsettiğim kişi joe barresi olmayabilir, tam hatırlamıyorum)

    her neyse, sadede geleyim. uzun bir tool ve maynard tarihi. danny carey karşılaştırması da var bol bol.

    post-aenima - pre-lateralus döneminde olan bitenleri araştırdığınızda en net göreceğiniz şey maynard'ın endüstride alternatif müzik alanında isim yapmış kim var, kim yok, herkesle içli dışlı olmaya başladığıdır. r.a.t.m. gibi zaten eskiden beri adam jones ile kanka olan grupların konserlerinde konuk sanatçı olmalar, deftones gibi sıyrık adamların albümlerinde mixing sürecinde stüdyoda sabahlamalar, n.i.n. ekibiyle özel sohbetler, beraber besteler... maynard o dönem gerçekten ilgisini çeken herkesle arkadaşlık kurmuş ve zaman ayırmış. açıkçası biraz araştırdığınız zaman turneler dışında tool ekibiyle bir şey yaptıklarını görmeniz olası değil ama diğer herkesle kayıtlarını bulabilirsiniz. aenima döneminde maynard yoğun şekilde sex-drugs-rocknroll kafasına teslim olmuş zaten. şimdi bunları neden anlatıyorum? çünkü orada danny carey gibi bir adam var. danny bu tür şeylerden pek haz etmeyen, bir müzisyen olarak mükemmele ulaşabilmek için her daim idealist kalması gerektiğini düşünen, bildiğin mistik-ezoterik bir inançla yaşayan birisi. karşı karşıya hiç gelmedik ama bunca yıldır takip ettiğim kadarıyla çok alçak gönüllü bir yapısı var, bunun yanında aşırı da gıcık karakterde biri, seni bir sebepten sevmediyse çok ilginç metodlarla itin götüne sokabilir. bildiğim kadarıyla hayatının hiçbir döneminde uyuşturucu kullanmamış, groupielerle yatıp kalkmamış, bu tür saçmasapan hayatlara özenmemiş, böyle yaşamamış biri. böyle tanınıyor. bu kafada bir adamın kokaini beyne çekip davul çalması zaten hiçbirimizin inanmayacağı bir şeydir. ama işte gelin görün ki grubun en popüler elemanı olan maynard tam anlamıyla danny'nin zıttı birisi olup çıkıyor. diyeceksiniz ki eskiden öyle değil miydi? baktığınız zaman aenima ve undertow dönemlerinde grubun stüdyolarda beraber sabahladığını, albüm için beraber uğraştığını, dört kişi birlikte takıldıklarını rahatlıkla görebilirsiniz. kanka gibiler ve takılıyorlar. tüm bunlar aenima albümü sonrası bitiyor. grup lateralus döneminden beri 3 kişi. maynard ortalarda yok. cevabı siz verin yani. anlayamadığım bir şekilde, buna dair internette çok fazla bir şey de yok. bu kadar hayranı olan grubun hakkında dağılma gibi bir dedikodu çıkmasına sebep verecek şeyler varken ortada doğru düzgün bir röportaj bile yok.

    aenima albümü sonrası maynard'ın iyice salması mevzusu en nihayetinde a perfect circle grubunun kurulmasına kadar gidiyor. 1999 yılında maynard bambaşka bir grup kuruyor, bambaşka bir iş yapıyor. yukarıda anlattığım şekliyle grubun dağılma aşamasına gelmesini tetikleyen mevzulardan birisi de bu. tool ile doğru düzgün stüdyoya girmeyen maynard başka gruplarla projeler üretmeye başladıkça işlerin rengi değişiyor. danny carey de başka gruplarla çalmaya bu dönem başlıyor zaten. lateralus albümünün 2001 yılında çıktığını unutmayın. şimdi bir göz attım, wikipedia'da bile grup üçlüsü şarkılar yazarken maynard'ın dönüşünü bekliyorlardı gibi bir şey yazıyor... aslında biraz ortada yani olan biten, çok da zor ulaşılabilecek bir bilgi değil. sadece ilgi görmemiş. ilginç.

    danny tarafından yaşanan, maynard tarafından taşak geçilen bu okultizm-ezoterizm inancı da göze batmaya başlıyor. danny davullarında kabalistik semboller kullanıyorken, maynard röportajlarda lachrymology filan diyor, aleister crowley ile taşak geçiyor. bu da ilginç bir anektod olarak kalsın burada.

    a perfect circle başarılı oluyor, grup turneye çıkıyor, tool üçlüsü ise stüdyoda maynard bekliyor... bu dönemde olan bitene dair tek kelime yok internette ama tahmin etmek de çok zor değil sanırım. bildiğimiz anlamıyla tool bu günlerde sona eriyor. ekip artık üç kişi. lateralus'un yapım aşamasında stüdyoda olsalar da, bundan sonra maynard olaya sadece şarkılar enstrumantal olarak yazıldıktan sonra dahil oluyor. lateralus şarkılarına baktığınız zaman öfkeden arınma, kalıpların dışına çıkma, farklı düşünme, kendini bulma, ruhsal yolculuğunu tamamlama teması olduğunu görüyorsunuz. maynard ruhsal arınma mevzularıyla taşak geçen biriyken, scientology için şarkı bile yazmışken, birden değişmiş gibi sanki değil mi? maynard'ın şarkı sözlerinin o dönemlerde aşırı otobiyografik olduğunu da göz önünde bulundurursanız, aslında şarkılarda bahsedilen "tamamlanma"nın biraz da tool projesi ile alakalı olduğu yorumunu yapabilirsiniz. öyledir, değildir bilemeyiz ama akılda soru işaretleri oluşturuyor kesinlikle. zira grup ilk defa lateralus albümü ile uzun bir ara veriyor. tam 6 yıl. yeni bir albüm çıkarana kadar o zamana dek en fazla 2 yıl beklemiş ve 89-95 arası 1 ep, 2 lp çıkarmış olan grup ilk defa 6 yıl ara veriyor.

    şimdi biraz daha fanfact yapayım. tool'un undertow ve aenima albümlerindeki liriklere bakarsanız maynard'ın küçüklüğünden büyüklüğüne kadar süreçte yaşadıklarıyla hissettikleri hakkında çok şey bulabilirsiniz. sober, bottom, prison sex, jimmy, pushit, undertow, h. gibi şarkılar yüzde yüz otobiyografik ve örselenmiş bir çocukluğun izlerini takip ediyor, yetişkinliğe ulaşıyor, hatta kendisi de bir çocuk sahibi oluyor. iki albüm ve yaklaşık 7 şarkı boyunca anlattığı bir hikayesi var. tüm bunlar lateralus ile birlikte bitiyor, farkında mısınız? lateralus da elbette kişisel lirik içeren bir albüm ama tema artık bambaşka. daha yukarıdan, daha uzaktan bakan, yaşananları kişisel algılamanın ötesine geçmiş bir aklın ürünü.

    bu altı yıllık arada maynard puscifer grubunu kuruyor. a perfect circle ile 2 yeni albüm (birisi cover) çıkarıyor ve grup kış uykusuna yatıyor. bir sürü yan proje üretiyor, sürekli üretmekle meşgul ama malesef bu projelerin içinde tool yok. hadi neyse diyelim ama ürettiği yan projelerin hiçbirisi tool kadar başarılı değil, tool kadar güçlü değil. zaten a perfect circle'ın da sonu puscifer'ın kurulmasıyla oluyor. apc resmi olarak dağılmadı elbette ama açık konuşmak gerekirse dağılmamış olmalarının tek sebebi arada bir single çıkarıp, turneye çıkıp para kazanabilmek. başka bir amaçları yok. yani üç muazzam grupta üç muazzam iş yaptığını iddia ettikleri bu adamın grupları pek uzun ömürlü olmadığı gibi, yeni grupların kapasitesi de sınırlı. hiçbirisi tool olamıyor. ortaya çıkan işin muazzam olduğunu söylemek de bence çok mümkün değil. bence maynard sadece mer de noms albümünde başarılı bir iş çıkarmış. gerisi gayet ortalama.

    bunca laftan sonra gelelim 10.000 days ve fear inoculum sürecine. maynard'ın sahnede geri plana, ışığın olmadığı tarafa yerleşmesiyle başlıyoruz. grubun canlı performanslarında bile bir değişiklik var. maynard yıllar boyu turne turne gezip yorulmanın yorumunu şöyle yapıyor "sahneye çıkıp bağırarak şarkı söylemek kolay bir şey. bunu sürekli, her gün yapmak, değil"

    maynard'ın kafasında tool yok artık, başka projeler ile meşgul. grup üyeleri teker teker evlenmiş, çocuk sahibi olmuş, hayatları boyunca hiç girmedikleri bir moddalar. yapımcı işkencesi bitmiş, grup özgürce takılabiliyor. yaş olmuş 40. para bok. ün gırla... değişmemeleri imkansızdı ve ben de değişmelerini bekledim zaten. 2005 yılında puscifer kuruluyor ve 2006 yılında 10.000 days yayınlanıyor. albümün prodüksiyon aşamasında aceleye getirildiği, grubun normal rutinin dışına çıkarak stüdyoda tek tek çalışmak zorunda kaldığı, miksaj ve edit süreçlerinde bazen hiçbir grup üyesinin stüdyoda bulunmadığı bilgileri var aklımda. maynard yine yokları oynuyor, grup üçlüsü de her bir arada değil. daha çok danny tek başına stüdyoda bir şeyler kaydedip diğerlerine fikirlerle geliyor. onlar da zaman buldukça fikirleri büyütüyor. hatta justin evinde kurduğu ufak stüdyoda çalışıyor, yalnız takılıyor filan. buna rağmen the pot gibi bir şarkıyı yazmış olmaları cidden akıl sır erdirilecek bir şey değil.

    böyle böyle gidiyor 10.000 days çalışmaları. bildiğim kadarıyla da bu sebeple prodüksiyon şirketinden uyarı alıyorlar. en sonunda da yapacağınız işi sikeyim diyen şirket yetkilileri olayları hızlandırmak amacıyla millete mesaj atıp bitirin şu ıvır zıvır işleri de albümü çıkaralım artık diyor ve albüm apar topar çıkıyor. açıkçası bunun bir grup için faydalı olacağını hiç düşünmezdim. fear inoculum'un 13 sene aradan sonra gelmesi ve 15 dakikalık şarkılardan oluşması gerçeğini gördükten sonra diyorum ki; meğer tool gibi bir gruba tam olarak da bu lazımmış. birilerinin bunları ittirip kaktırması lazımmış ki bir şeyler olsun. oysa grup üyeleri bundan çok şikayet ediyorlardı.

    bildiğiniz üzere grup 10.000 days ile hiç yapmadığı bir iş yapmış ve konsepti olmayan bir albüm çıkarmıştı. tool diskografisinde en iyiler arasına girmesi muhtemel the pot, intension, right in two, rosetta stoned gibi şaheserler bu albümdeydi. dolayısıyla grup yine bir başarı yakalamıştı ama hayranların ağzında kekremsi bir tat da bırakmıştı. neden? dediğim gibi, konsept yoktu albümde. şarkılar harikaydı ama birbirinden bağımsız, farklı hikayeler anlatıyordu. baştan sona dinlemek istediğinizde eski albümlerde olduğu gibi büyük bir hikaye dinlemiş hissiyatına kapılmıyordunuz. bir şarkı çok kişiselken diğeri tüm insanlığa sesleniyordu. grubun olayı değişiyor gibiydi yani. alarm veriyordu hatta. peki bunun müsebbibi kim? maynard'dan başka bir cevabı olan varsa sebeplerini duymak isterim. sebep maynard'ın kafasında tool'un ömrünü tamamlamış bir proje olarak yer almasıydı. önüne konan ve enstrumantal olarak tamamlanmış şarkılara bir nevi "narrator" olarak, sanki belgesel sunuyor gibi davranıyordu.

    10.000 days sonrası olan bitene toolheads olarak hepimiz şahidiz sanırım. iki üç turne, iki üç haber sonrası kabuklarına çekildiler. danny kendini legend of the seagullman grubuna adadı sayılır. sürekli onlarla turluyordu bir ara. maynard şarap yapmaya başladı, puscifer ile cacık cacık albümler çıkardılar, kendisini anlattığı bir kitap yazdı ve adını "zıt şeylerin mükemmel uyumu" koydu. mütevazı abim benim.

    sonra sonra o kadar büyük bir baskı oluşmaya başladı ki sosyal medyada, maynard'ın her paylaşımının altına "yeni albüm ne zaman çıkıyor?" yazanlar normal yorum yapanları geçti. buna rağmen yaklaşık 10 sene milletle dalga geçti maynard. her seferinde millete trollük yaptı. bir kere mi ciddi cevap vermez insan? vermedi. danny de, garibanım, grup üyeleriyle yaptığı her işten sonra haber veriyordu, şunu yaptık, bunu yaptık, şu kadar uzun bir şarkımız var diye. podcastlere katılıp anlatıyordu insanlara şu şu yüzden geç kaldık diye. biliyoruz reis, biliyoruz biz niye geç kaldığınızı.

    fear inoculum ile ilgili sözün özü, bu adamların kimyası bozuldu bir kere. taa lateralus döneminden kalma sıkıntılar var. danny ve maynard sosyal hayatta bence artık görüşmüyor bile olabilir. buradan bakınca o kadar zıt, o kadar aykırı görünüyorlar ki, eğer çok iyi iki arkadaşlarsa şaşırırım. yaptıkları işlerin kalitesine ve müzisyen olarak hangi kalibrede olduklarına bakınca danny carey maynardın yanında ilah gibi devleşiyor. 59 yaşında olmasına rağmen eskisinden daha iyi davul çalabilen, fiziksel olarak hala taş gibi duran bu adama söylenecek söz yokken, şimdilerde mikrofonun dist ayarını açmadan çığlık atamayan maynard'a ancak bol bol cacık yemesini salık verebilirim.

    fear inolculum için de son olarak şunu diyeyim; aklımda şöyle bir şey var; şarkıları tek tek editlemek istiyorum. introlardaki gereksiz uzun (her biri yaklaşık bir buçuk dakika) gitar arpejlerini kesmek, bazı interlude kesimlerini kesmek, şarkıların bridge kısımlarını komple çıkarmak ve o şekliyle, her biri yaklaşık 7 dakika olacak şekliyle telefona atıp dinlemek istiyorum.

    bilmem anlatabildim mi?

    (sonuna kadar okuyan özelden yazsın, yürekten bir helal olsun demek isterim)

    edit: ben de diyorum neden bu kadar çok mesaj aldım? debeye girmişiz, hiç söylemiyorsunuz! neyse, keşke daha fazla özenseymişim yazarken. orada burada ufak tefek hatalar var ama idare edin artık. adettendir, buraya bir şeyler bırakmak lazım. eğer hala izlemediyseniz şunu mutlaka izleyin ve 59 yaşındaki bir adamın sıfır hata ile (evet, sıfır hata) 11 dakikanın üzerindeki poliritim dolu bir şarkıyı benim diyen gencin çalamayacağı kuvvetle ve o kuvveti kullanırken omuz ve bileği çalıştırarak, dirseği yormadan, kusursuz bir teknikle çalışına tanık olun.
134 entry daha
hesabın var mı? giriş yap