2392 entry daha
  • biraz önce çocukluğu ve annesiyle ilgili konuştuğu video seyrettim. çenesi nasıl da titriyordu konuşurken. orada, çenesi titreye titreye konuşan kocaman bir adam değil, küçücük bir çocuktu. bunu yaşayan kolayca görür, kolayca anlar.

    sevgisiz büyüyen çocuklar gerçekten de iyileşmiyor.
    büyüdüğü zaman ne kadar sevilirse sevilsin inanmıyor insan. bir tarafı daima tetikte bekliyor inanmadığına dair haklılığını yüzüne vurmak için.
    sürekli bu değil diyerek arayışta oluyor. kendisini sevenleri çok üzüyor. yıpratıyor. yaralıyor. uzaklaştırıyor bu yüzden kendisinden.
    erbil'de de aynı durum olmuş.

    seyredince beni çok sevenleri nasıl yıprattığım, nasıl üzdüğüm, nasıl kırıp paramparça ederek kendimden uzaklaştırdığım ve sevilmekten neden nefret ettiğimi bir kez daha iyi anladım.

    çocukken görmediğim sevgiye karşı yetişkinliğimle hınçla dolmuşum. sevildiğim zaman çocukken görmediğim sevginin intikamını alır gibi ezmişim sevenlerimi.
    kim biraz sevse, kime biraz nazım geçse, ağzına sıçıp bırakmışım.

    neden evlenmediğimi, çocukları çok sevmeme, hatta onlara tapmama rağmen, bir kızım olması için çıldırasıya arzu duymama rağmen neden asla çocuk yapmamaya kararlı olduğuma anlam veremeyenler sanırım bu video seyretselerdi anlarlardı beni.

    yalnız öleceğim, biliyorum. insan geleceğini görür.
562 entry daha
hesabın var mı? giriş yap