368 entry daha
  • bir tane akaryakıt istasyonunda marketçi olarak çalışıyorum. sabahları hep çingeneler geliyor yakıt almak için. diğer marketçi ve pompacılar hep tersliyor. hiçbir şey yapmasalar bile donuk bir suratla, muhatap olmadan alışverişi tamamlıyorlar. ben normal müşterilere (!) yaptığım gibi saygılı konuşuyorum. “buyrun, hoşgeldiniz” diyorum. aldıkları şeyleri tek tek poşete yerleştiriyorum, teşekkürler, iyi günler diyorum. aslında hiçbir gariplik olmayan, yapılması gereken şeyler tamamen. ama o kadar mutlu oluyorlar ki. hor görülmeye öylesine alışmışlar ki normal muamele görmek çok mutlu ediyor onları. sürekli pompacılarla tartışan huysuz abla benle sizli konuşuyor. bana “bir maske verir misiniz” dediğini duyunca pompacı şaşırdı resmen. “bu şopar ne ara medenileşmiş lan bu kadar” dedi. sırf kendisine kötü muamele eden pompacıya gıcıklığına 15 liralık mazot alıp 20 lira uzatan amca bana “abicim bir kısa parliement verir misin” diyor. tek yaptığım da “buyrun hoş geldiniz, tabi ki, başka bir istediğiniz var mı, sağ olun, iyi günler” demek. öküz gibi selamsız sabahsız “hoşgeldiniz” hitabıma “muratti versene” diyen hırbolara on kere tercih ederim. hiçbirinin bir saygısızlığına rastlamadım.

    edit: parliement’i örnek vermek için söyledim, muratti’de olduğu gibi. herkesin içtiği sigarayı hatırlamıyorum. zira satışların neredeyse %80’i sigaradan geliyor. hırsızlık vs yaptıklarını düşünmüyorum (çingeneler hırsızlık yapmaz demiyorum, benim muhatap olduklarım hakkında konuşuyorum) karı koca arabayla hurdacılık yapıyorlar. kendi işlerini yapmak zorundalar çünkü kolay kolay fabrikada vs iş bulamıyorlar. şimdiye kadar da marketin önünden, yanından, yöresinden izin almadan bir şeyi aldıklarını görmedim. çöpe attığımız kırık boruları bile alırken izin istediler. ben hümanist falan değilim bu arada, çingeneler harika insanlar demiyorum. çocukken çingene çocuklarından durduk yere (mahallelerinden geçiyordum) dayak yediğim de oldu. yaşadığım anekdotu paylaşmak istedim sadece.
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap