67 entry daha
  • bu dilde bilinen kelime sayısına (daha doğrusu bilinen kanji sayısına) göre japon halkı içerisinde sınıf ayrımı oluşmaktadır. örneğin siz lise mezunusunuz, sizden beklenen 1000 kanji'ye yakın kanji bilmeniz. eğer bunun altında biliyorsanız lise sonrası eğitime devam edemezsiniz ve hayatınız boyunca o seviyede takılırsınız. universite sınavını geçip, mühendis olmak isterseniz, mezuniyet zamanında en azından 1200-1500 karakter bilmeniz gerekir (200-500 azımsanacak bir sayı değildir, özellikle bu kanjilerin çoğunun 15 üzeri stroke(çizgi) ile çizildiğini ve teknik terimler olduğunu düşünürseniz). bu hadise master, doktora, mba falan gibi mevzularda da devam etmektedir. en son seviyesi ise 2500+ kanji bilmesi gereken üst düzey bürokratlardır.

    ayrıca garip bir fenomen daha mevcuttur, birbirine yakın eğitim dallarında (örneğin ekonomi ile işletme, elektronik ile bilgisayar mühendisliği) kanjiler büyük farklar göstermektedir. yani bir bilgisayar mühendisinin öğrendiği dil ile elektronik mühendisinin öğrendiği diller zaman içerisinde birbirinden uzaklaşmaktadır, elektronik üzerine doktoralı bir arkadaşın çizeceği 78 stroke'a sahip kanjiyi muhtemelen elektronik doktoralı olmayanlardan başka kimse anlamayacaktır. (bu durum elbet diğer dillerde de böyledir, fakat emin olun bilgisayar mühendisine elektronikçinin ödevini verin, kasar eder bir şekilde bir şeyler yapar, meraklıdır araştırır falan, bu adamlar bildiğiniz bunu yapamıyor, olmuyor yani. marx amca japon toplumu üzerine araştırma yapsaydı kimbilir neler çıkarırdı)

    bu durum aslında japonların yabancı korkusunun ve yabancıların topluma entegre olmasında yaşadıkları zorlukların da bir numaralı göstergesidir. eğer bir üniversite mezunu japonya'da yaşamak istiyorsa, japonca bilmek zorundadır. japonya'da bir üniversite mezunu seviyesine gelebilmesi ve kendi mesleğini icra edebilmesi için yukarıda bahsettiğim dil duvarını aşmak için uğraşması gerekmektedir. durum böyle olunca, genellikle yurtdışından gelen arkadaşlar japonyada fena çuvallamaktadır.(bkz: sayanora fatsa)

    ayrıca dil öğrenirken kültürü ile en fazla içli dışlı olmanız gereken dillerden birisidir (muhtemelen çince de böyledir.) eğer kalkıp 1000 kanji ezberlemek isterseniz muhtemelen kafayı yersiniz. zaten bir sonu yok bu kanji olayının, kültürel olarak olayın akışını anladığınız noktada rahatlıyorsunuz. şunuda kabul etmek gerekiyor ki, bulunduğumuz coğrafya nedeniyle, hem orta doğu dillerine (arapça, farsça) hem de avrupa dillerine kültürel olarak daha yakınız, yaşayış tarzımız benzemekte. hiçbirimiz her sabah kalktığımızda uchimisu yapmıyoruz ve çay içmek dediğiniz gürültülü ve kalabalık bir aktivite bizim için.

    uzun lafın kısası, her ne kadar güzel ve çekici gözüksede birçok dilden zordur öğrenmesi, sindirmesi.
438 entry daha
hesabın var mı? giriş yap