53 entry daha
  • ...........
    herşey güzeldi bi süre.. heyecanla eve koşarak gidiyodum. gitmeden markete uğrayıp bişiler alırdım.
    mutlaka şarabımız olurdu. televizyonda abuk sabuk şeyleri izleyip gülerdik... bu kadar uykuyla nası yaşadığımı merak ederdi.
    bazen sabahlara kadar otururduk sonra o uyurdu nasolsa gitmesi gereken yerleri yoktu. ama benim yapmak istediklerim için gitmem gereken bir okulum ve sorumluluklarım vardı. sabah o uyurken hazırlanırdım sonra yanağına bi öpücük kondurup sessizce çıkardım evden.
    geri döneceğimi bilerek çıkmak ayrı bi huzurdu. bu sefer kaçmayacaktım.
    ben geldiğimde bazen yeni kalkmış olurdu. arada bi okula uğrardı. yemek sipariş ederdik. benim yemek yapmaya halim olmazdı geldiğimde.
    bazen o yemek pişirirdi, ben onu izlerken. ..
    her gece farklı bişi denerdik. ben kilo aldığımdan şikayet ederdim o kemiklerini sayarken...eleştirmezdi hiç beni diğer herkes gibi herşeyimin kötü olduğuna inanmazdı. tüm kusurlarımda bi güzellik olduğunu söylerdi. film izler kritik ederdik. televizyonun karşısındaki koltukta geçerdi hayatımız. dışarı çıkmak aklımıza bile gelmezdi çoğunlukla. bazen o kadar dünyaya kendimizi kapatmış olurduk ki telefonlarımızı duymazdık bile. arkadaşlar arardı sanırım aradığımız herşey o evde olduğu için umursamazdık çoğu zaman.
    sürekli dokunurdu bana. sarılmadan uyuyamazdı. hala ertesi sabah kaçmadığıma inanamadığını söyleyip dururdu. ama artık burada onunla olduğuma inandığını kaçmayacağımı da bildiğini söylerdi. kaçmamalıydım da...
    cumartesi sabahı geç uyandık. o günü yataktan çıkmama günü ilan ettik. bilgisayarda müziğimizi açtık. bi onun sevdiği şarkıyı dinliyoduk ardından bi tane de benden... derken telefonum zangırdamaya başladı. bakmamalıydım kimin aradığına. o defteri kapatmalıydım. önemsememeliydim. ikimizde gördük kimin aradığını. rahatsız oldu beceriksizce belli etmemeye çalıştı. 1-2-3... derken cevapsız çağrılar sona ermiyordu. "aç konuşmalısın yoksa vazgeçmeyecek" dedi. üzerine bişiler giyip odadan çıktı. evet o belkide tanıdığım en mükemmel erkekti. ama ben mükemmel kadın değildim.
    cevapladım telefonu, sesini duydum, içimde kırılıp yapıştırılmış tüm parçalar yeniden tuzla buz oldu. uzunca bi süre sustuktan sonra konuştum.
    gereğinden uzun sürdü konuşmam. içeride sigara üstüne sigara söndüren kişiyi çok incittiğimi farkettim. kapattık sonra... içeri gittim, ona sarıldım. gözlerinde soru işaretleri vardı ama hiçbir şey sormadı. o zaten hiç birşeyi sormazdı, sorgulamazdı... bilirdi kanatlarıma söz geçiremeyeceğini.
    tek birşey söyledim, tek bir cümle...
    "ben gidiyorum, üzgünüm..."
    o sırada yeah yeah yeahs'den runaway çalıyordu... severim o şarkıyı..
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap