5 entry daha
  • 1972 yılında alman grup can rock 'n' roll tarihinin en garip albümüne imza attı: "ege bamyasi". hiçbir tarza dahil edilemeyecek derecede ilginç olan bu albümle ilgili söyleyebileceğim en kesin şey, ilk dinleyişten sonra hiçbir şey anlamamış olacağınızdır. bu, muhtemelen albümü ikinci, üçüncü, n. dinleyişinizden sonra da değişmeyecektir. ama arada bir içinize bir heves dolması mümkündür:
    - bir kez daha dinleyeyim, belki daha önce atladığım bir şeyler olabilir?
    hiçbir şey değişmez. "ege bamyasi" hep aynı kalır. albümün kapağı ne kadar saçmaysa, müziği de o kadar garip ve anlaşılmazdır. ama bu hep onu çekici kılmıştır.
    ilk şarkı pinch, rock tarihinin aykırı davulcularından jaki liebezeit'a ait bir gövde gösterisi gibidir. arada solist damo suzuki'nin de sesi duyulur ama pek de bir şey anlaşılmaz. şarkı 10 dakika sürer ve sonunda nasıl olduysa biter. ve siz sanki saatlerdir hiç durmadan sonic youth dinlemişsiniz gibi yorgunsunuzdur.
    ardından gelen, su sesleriyle başlayan sing swan song nispeten daha kolay hazmedilebilir. arada kendinize paranoyakça sorular sormanız da mümkündür:
    - sanki bu şarkının bir melodisi var gibi, ama bana öyle geliyor da olabilir?
    one more night ile nefes alabilirsiniz: bu şarkının gerçekten de bir melodisi vardır ve "pinch"e göre daha az deneysel olduğu kesindir.
    yayınlandıktan 25 yıl sonra unkle tarafından yorumlanmış olan vitamin c'nin nakaratı bile vardır ve hatta oldukça catchy'dir de. daha az zorlama ile, daha 'normal' bir grup tarafından kaydedilseymiş, belki bir radyo hiti bile olabilirmiş.
    soup albümün en uzun ve en atmosferik parçasıdır, tam on buçuk dakika sürer.
    muhtemelen albümün en iyi parçası olan i'm so green'de yine davulcu jaki liebezeit'ın ağırlığı hissedilir. şarkıda gitar solosuna benzeyen bir şey de vardır ve tınısı bugün bile kulağa çok canlı ve güzel gelmektedir. syd barrett'ın en karmaşık bestesini alın, biraz daha karıştırın, ortaya buna benzer bir şeyler çıkacaktır heralde. şarkının sonunu hakikaten biraz da zorlamayla pink floyd'un jugband blues'una benzetmek mümkündür.
    spoon ile albüm biter. bu da belli bir melodisi olan bir şarkıdır.
    albüm tamı tamına 40 dakika sürer. ve ilk dinleyişinizden sonra, bu geçen 40 dakikaya yanıp gruba bir küfür sallamanız çok muhtemeldir.
    can sayısız sanatçıya ilham kaynağı olmuştur; pek çok deneysel albümde "ege bamyasi"ndan izlere rastlamak mümkündür. bu albümlerin bazıları** "ege bamyasi"ni bile aşmayı başarmıştır, ancak hiçbiri rock müzikte onun kadar büyük bir devrim yaratamamıştır.
    tracklist'i şöyledir böyledir:

    1. pinch
    2. sing swan song
    3. one more night
    4. vitamin c
    5. soup
    6. i'm so green
    7. spoon
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap