2 entry daha
  • ben yabancı kitapları okurken büyük bir problem yaşıyorum. problem şu ki; isimler. özellikle de rus klasiklerini okurken bu daha fazla hissedilir oluyor. karamazov kardeşleri iki kere bıraktım. böyle bir baş yapıtın bir cümlesini bile kaçırmak istemiyorum.

    bu kitaba da başlarken bu sıkıntıyı yaşayacağım diye çok üzüldüm ve biraz sabır dedim devam ettim. yazar öyle güzel anlatıyordu ki sanki sesimi duydu ve okurken kimdi bu, hangisiydi diyorken bana tekrar hatırlattı kahramanları. eğer benim gibi bir probleminiz varsa biraz sabredin üstesinden geleceksiniz.

    kitaba gelince, ilk kez cilt halinde bir yazılan bir kitabı okuyorum. kafanızda o kadar farklı şeyler canlandırıyor ki bir bölümü okurken acaba diğerleri ne yapıyor şuan, o olay ne olacak diye düşünmeden edemiyorsunuz.

    yolda yürürken birden aklınıza geliyor. gregor niye böyle yaptın? ben de olsam belki aynısını yaparım diyorsunuz. natalya nasıl biri ki diye düşünmeden edemiyorsunuz. natalya'nın yaptıkları doğru ise aksinya yanlışların içinde yüzüyor olması gerekir ki aksinya'yı da suçlayamıyorsunuz. hele panteleymon var gregor'un diğer aile üyeleri var komşular var ki onlara girmeyeceğim:)

    köyün bütün evlerinde dolaşmaya başladıktan sonra diğer köylere geçiyorsunuz. her bir eve girip çıkıyorsunuz. sonra savaşa gidiyorsunuz. var mıdır sizi okurken her yerde dolaştırabilecek, her yerde kendinizden bir şeyler bulmanızı sağlayacak herkesin haklı yanlarının olabileceğini düşünderecek bir hikaye?

    okuyun derim...
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap