• efendim öncelikle dikkat çekilmesi gereken konu şarkının 1982 tarihli olmasıdır..

    mesela ben o sırada babamın aklında espri bile değilken iron maiden gelecek zibilyon nesile heavy metal dersi vermenin tohumlarını ekmeye başlamıştır.. iş sadece heavy metal dersi olmasında kalsa yine iyi.. babalar* bu şarkı ile progressive sıfatını metal türünün içine sokmak isteyenlere ilham alınacak şeyler sunmuştur.. zannetmiyorum ki o sıralarda babaların aklından "lan şu giriş bölümünü de hızlı yapsak mı?" fikri geçmemiştir. tabi ki de geçmiştir ama 26 sene sonra da farkında olduğumuz gibi şarkıya sözleri ile birlikte ruhunu katan; yavaş girişi ve sonra progressive olarak hızlanmasıdır..

    tabi bi de düşünülmesi gereken diğer konu; şarkının efsane lafını anlamsız bırakmaya yeterli riffleridir.. ama sonradan farkettiğimiz gibi bu şarkı, iron maidenın gelecek albümlerinden çıkacak olan diğer efsane şaheserler için attığı bir temeldir. örnek vermeme gerek var mı bilmiyorum ama çok fazla bilmeyenler için (bkz: the trooper) (bkz: fear of the dark) ve daha niceleri..

    fakat bi şarkı bu kadar güzel olunca ortaya bi problem çıkıyo... ilham alıp dersini öğrenmesi gereken nesiller çeşitli nedenlerle bu şarkıyı coverlıyorlar.. breaking the law gibi, paint it black gibi bu şarkıyı da cover manyağı yaptılar..

    hayır tamam; dream theater coverladı.. maşallah maşallah... iced earth coverladı.. kötü değil ama sonuçta orjinali de değil.. ama cradle of filth coverladı.. olmadı.. ne gerek vardı idama mahkum olan bir adamın hislerini ve karmaşasını anlatan şarkıya "röghrk" diye boğaz temizlemeye.. git kendi şarkında balgam çıkar arkadaşım..

    gelmiş geçmiş en iyi heavy metal şarkılarından biri.. adının anlamını anlayabilenlere çağrımdır.. bokunu çıkarmayın adı kutsanmış kalsın..
  • bruce "screaaaaam for meeee (x)" dediği andan sonra o ortamda kafayı gözü yarmadan durabilecek tek bir insan tanımıyorum. yok cradle yok iced earth geçin kardeşim bunları. ona bakarsanız mona lisa da eski.
  • bruce'un yorumladigi konser versiyonunun verdii gaza hicbisey yaklasamaz.
    parcada daragacina gonderilecek bir mahkumun son saatlerindeki dusunceleri anlatilir. metallica'nin ride the lightning sarkisinin sozlerinin toptan bundan arak oldugunu dusunmusumdur hep.

    i'm waiting in my cold cell when the bell begins to chime
    reflecting on my past life and it doesn't have much time
    cos at 5 o'clock they take me to the gallows pole
    the sand of time for me are running low
    when the priest comes to read me the last rites
    i take a look through the bars at the last sights
    of a world that has gone very wrong for me

    can it be there's been some sort of error
    hard to stop the surmounting terror
    is it really the end not some crazy dream

    somebody please tell me that i'm dreaming
    it's not so easy to stop from screaming
    but words escape me when i try to speak
    tears they flow but why am i crying
    after all am i not afraid of dying
    don't believe there never is an end

    as the guards march me out to the courtyard
    someone calls from a cell " god be with you"
    if there's a god then why has he let me die?

    as i walk all my life drifts before me
    and though the end is near i'm not sorry
    catch my soul cos it's willing to fly away
    mark my words please believe my soul lives on
    please don't worry now that i have gone
    i've gone beyond to see the truth

    when you know that your time is close at hand
    maybe then you'll begin to understand
    life down there is just a strange illusion
  • çalınmışların ve çalınacakların en güzeli... bir şarkı ancak hallowed be thy name e göre iyidir veya kötüdür.

    bana jazz davulcusu ayağı çekeceklere teknik yaklaşır kalplerini kırarım onu da belirteyim.
  • uzaylılar gelse "selam dünyalı, biz dostuz, bize dünya müziğinden bi örnek ver hacı" dese, bunu çalarım. "bu ne lan gürültü sırf" filan deseler ağızlarını yüzlerini sker geldikleri kainata kadar taş atarım arkalarından. hastasıyım o derece.
  • kendinizi ölüme gitmek üzere olan bir adamın yerine koymayı denediniz mi hiç? ne düşünebilir, ne hissedebilir, hiç düşündünüz mü? steve harris düşünmüş; hem de fazlasıyla ve bu sözleri yazmış, sonuç olarak, ortaya the number of the beast albümünün son şarkısı çıkmış: hallowed be thy name. kişisel fikrim şu, war pigs ve master of puppets ile birlikte metal türünün en iyi 3 şarkısını oluşturuyor bu şarkı.

    şarkının ismini çeviriye eklemedim zira ayrı bir inceleme gerektiriyor.. onun için de luka incilinden şu satırlara -11:2- göz atalım, tamamına göz atmak isteyenler buraya:

    "1. isa bir yerde dua ediyordu. duasını bitirince öğrencilerinden biri o'na, 'rab' dedi, 'yahya'nın kendi öğrencilerine öğrettiği gibi sen de bize dua etmesini öğret.'

    2. isa onlara dedi ki, 'dua ettiğiniz zaman şöyle deyin:

    'baba, 'adın kutsal kılınsın' *.
    egemenliğin gelsin.

    3. her gün bize gündelik ekmeğimizi ver.

    4. günahlarımızı bağışla.
    çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi
    bağışlıyoruz.
    ayartılmamıza izin verme.'"

    fazla uzatmadan sözlere bakmak gerek, çünkü her şey sözlerde gizli ve aynı zamanda her şey apaçık...

    disclaimer: bu çeviriler, kafiye amacı güdülerek, birebir çeviri yapmak amacıyla yapılmış çeviriler değil; tamamen şarkının derinindeki anlamları yakalayabilmek adına, düz yazı amaçlanarak yapılmış çevirilerdir. bazı şarkılarda, şarkının yapısıyla paralel bir şekilde kafiyeler görülebilir. katkıda bulunmak, yanlış olabilecek bir yeri işaret edecek yazarların eleştirileri, daha doğrusu iyi/kötü tüm eleştiriler kabuldür.

    ***

    bekliyorum soğuk hücremde çan çalmaya başladığında,
    düşünüyorum geçmişteki hayatımı; az kaldı sona ermesine.
    çünkü saat 5'te dar ağacına götürecekler beni,
    benim için vakit, artık tükenmek üzere.

    rahip beni kutsamak için geldiğinde,
    parmakların arasından bakıyorum, hiç de iyi yaşamadığım
    bir dünyanın son görüntülerine.

    acaba bu işte bir yanlışlık olabilir mi?
    bu yokedici dehşeti durdurmak öyle zor ki!
    bu gerçekten son, çılgın bir rüya değil, değil mi?

    lütfen, birileri rüya gördüğümü söylesin;
    çığlık atmayı engellemek hiç de kolay değil ama
    kaçıyor ağzımdan kelimeler, konuşmaya çalışırken.

    gözyaşlarım akıyor ama, neden ağlıyorum?
    ne de olsa ben ölümden korkmuyorum!
    zaten bir son yok; buna inanmıyor muyum?

    muhafızlar beni avluya götürürken,
    "tanrı seninle olsun!" diye bağırıyor birileri.
    eğer bir tanrı varsa, neden bırakıyor beni?

    yürürken gözümün önünden geçiyor hayatım
    ve sonum yakın olsa da, üzgün değilim,
    yakalayın ruhumu, kaçıp gitmek dileği.

    kulak verin sözlerime lütfen, inanın, ruhum yaşıyor,
    üzülmeyin şimdi gidiyorum diye;
    gerçeği görmek adına, öbür dünyaya.

    zamanınızın tükendiğini öğrenirseniz bir gün,
    belki anlamaya başlarsınız,
    dünyanızdaki hayatın garip bir yanılsama olduğunu.

    ***

    tüm şarkı çevirileri/analizleri için:

    (bkz: suffocated/#27443415)
  • bir şarkının içine ne kadar edilebileceğini* dinlemek için cradle of filth coverı dinleyiniz....
  • bu şarkının coverları; goethe'nin hamlet'i yazması, ya da david lynch'in godfather'ı çekmesi gibi birşey. ne kadar iyi olurlarsa olsunlar yaratıcılarının elinden çıkmış orjinal halleri her zaman bir başkadır. hallowed be thy name'i de en iyi bruce dickinson söyler, en iyi dave murray ve steve harris çalar.
  • cradle of filth ve iced earth versiyonlarının orijinali yanında tatlı bir parodi olarak, bir nevi hababam sınıfında koronun sevdan olmasa şarkısını söylemesi gibi algılanması gereken efsane şarkı.
  • en sevdiğim iron maiden şarkılarından biri, iron maiden tarihinin en iyi 3-4 sarkisindan biri. sozleri elimden geldigince çevirdim, ingilizce bilmeyenler için,

    soğuk hücremde bekliyorum ve çan çalmaya başlıyor
    hayatımı,geçmişimi düşünüyorum,pek zaman(ım) kalmadı
    çünkü saat 5 ve beni darağacına götürüyorlar
    kum saati (zaman) benim için azaldı
    papaz son ayin için geldiğinde
    hücremden dışarıya son kez bakıyorum
    işlerin benim için kötü gittiği dünyaya

    bir çeşit hata olmuş olamaz mı?
    durdurmak çok zor bu aşması zor dehşeti
    bu bir rüya değil gerçekten sonum geldi mi?

    biri lütfen bana rüya gördüğümü söylesin
    çığlık atmayı engellemek çok zor
    konuşmaya çalıştığımda kelimeler kaçıp gidiyor
    gözyaşlarım akıyor, neden ağlıyorum ki?
    sonuçta ölmekten korkmuyorum
    son diye bir şeye inanmıyorum

    gardiyanlar beni avluya çıkarırken
    hücrelerden birinden "tanrı yanında olsun" diye bağırıyorlar
    eğer tanrı varsa neden ölmeme izin veriyor?

    yürüdükçe hayatım sürükleniyor (geçip gidiyor) önümden
    sonum yakın olmasına rağmen üzgün değilim
    ruhumu yakalayın, kaçıp gitmek istiyor çünkü
    sözlerime dikkat edin, ruhum yaşıyor
    öldüm diye endişelenmeyin
    ölümden sonrasına gidiyorum gerçeği görmek için

    hayatın sonuna geldiğinizde
    belki anlamaya başlarsınız
    yeryüzündeki hayat garip bir illüzyondur (hayaldir)
hesabın var mı? giriş yap