• ilkokuldayken konu$masini taklit etmeye cali$irdik.. "abaragandaragi puuuu hahahahah" $eklinde.. cok ba$arili oldugumuz soylenemez.. bir tane el vardi arada yardim ederdi adama bazen silerdi cizgilerini..
  • kalem tutan el tanrısının kulu(la linea) ile oynaması. bu el tanrısı biraz çocuk ruhludur. genel olarak la linea ne isterse (çizi)verir. önce onu yaratır, daha sonra türlü muzipliklerle "usdklj sdakjf sdkojgasd fegjfd abaragandi!! aslkdjad" dedirtir;

    jenerik davudi bi sesle başlar; "badüm badu, badüm badu, badüm badu"... la linea doğar ve ellerini havaya kaldırarak "hmmmm.... daaaaaa!" ile hareketlenir. daha sonra sol tarafı göstererek "sad? lksdf ğpuıolm ıusey ıoerutm" der. meali; "eee? burayı çizmemişsin... hadi çizde başlıyayım"

    "daara diiiri di diiiiiiiiiii, daara diiiri di diiiiii" (meali; mutlu bi şekilde yürümek, ilerlemek) diyerek başlar seans. yürür, yürür, yürür sonra çizgi biter. la linea "dfglk kdsfg mqw wuhm sdfp öçç!" der. yani "ebeni s.kicem ama senin ha!... oynıcaksan doğru dürüst oyna... çiz şurayı". kalem tutan el gelir, bişi çizer çizginin bittiği yere; sandal, pilaj, televizyon, keman...artık nasıl devam edicekse öykü...daha sonra olaylar gelişir ve la linea zaman zaman kızar "flskdjfmlk ğhpjoıl ğpdoş abaragandi!!! wtrgdtw" diye küfreder, zaman zaman da "puuurrrrrrrhhhhffff tı haq haq haq haq haq" diye gülerek dalga geçer. en sonunda da çizgi aniden biter ve la linea aşağıya düşer;

    _____________ fin _______________________________
  • ben kucukken cenk korayin pazar gunleri sundugu programda izledigim animasyon. sonradan reklam filmlerinde oynaması butun buyusunu goturdu nerdeyse.
  • kahkahasında çocukluğum gizlidir.
  • 80'lerde çocuk olmanın bir başka avantajı... bahsi geçen yıllar tek kanallı döneme isabet ettiği için televizyonu olan bütün aileler aynı programları paylaşırlardı. la linéa, nam ı diğer bay meraklı pazar günleri rahmetli cenk koray'ın tele pazar programında ara skeçleri olarak boy gösterirdi. skeç esnasında tahta renk değiştirir; yeşil, siyah, lacivert olurdu. tabii ki önceleri bunun farkına pek varamazdık; çünkü televizyonlarımız genellikle siyah-beyazdı. bay meraklı durgun pazar günlerimizin bir-iki dakikalığına da olsa neşe kaynağı olurdu. sonra program bitti... unutuldu gitti bay meraklı... bu arada köprünün altından çok sular geçti. cenk koray rahmetli oldu, trt kabuk değiştirdi. sonra birgün vestel reklamlarında gördük kendisini... eski bir dostu görmüş gibi... o eski günler dimağımızda yankılandı... daha sonra izmir'in bir yerel kanalı olan yeni tv'de karşılaştık tekrar bay meraklı ile... ama bay meraklı bizi yine yalnız bıraktı; yeni tv satışa çıkarıldığı için 24 saat video-klipler yayınlayan bir kanal haline geldi. bu arada geçtiğimiz yıl atv'nin sabah kuşağındaki bir çocuk programında pingu adında bir animasyon vardı. bir penguenin maceralarını anlatıyordu. hadiseye bakın ki bay meraklı'yı bay meraklı yapan dublaj sanatçısı pingu'yu da seslendiriyordu. hem de aynı tarzda! her ne kadar görünüşü aynı olmasa da gözlerimizi kapayıp bay meraklı'yı yad edebiliyorduk... bay meraklı şu anda hotbird uydusunda bir fransız çizgi-film kanalı olan boomerang'da arz ı endam etmektedir. umarız onu tekrar ulusal kanallarımızda birgün yine görebiliriz. çünkü abaragandi daha çok insana ulaşmalı ve onları sadece bir anlık da olsa hayatın dertlerinden uzaklaştırmalı...
  • türkiye'de gösterildigi yıllarda trt tarafından adı bay meraklı olarak konulmuş idi. gecenlerde katır sagolsun bütün bölümlerine kavustum. megersem hakikaten gürültü patırtıya veya basına gelene göre arka plan renk değiştiriyomus, biz hep siyah - beyaz seyrettigimiz icin enteresan geldi bana. pazar günleri cenk koray ın pazar programlarını kaçırmama sebebimdi bay merkalı. bence hala bu gün bile yeri doldurulamamış muhteşem bir animasyon türüdür. her şeyin linear tek bir çizgi üzerinden bu kadar güzel ifade edilebilmesi inanılmaz. ve bu gün bile hala güldürebiliyor. gerçekten muhteşem. çocuklarımıza saçma sapan vurdulu kırdılı kavgalı dövüşlü japon çizgi filmleri seyrettireceğimize bu tür şeyleri seyrettirebilsek keşke...
  • herkes tarafindan tanindigi halde adi tam olarak bilinmeyen yegane cizgi kahraman.
    kimsenin bilmedigi bir dil konusur ama herkes ne dedigini anlar
    sürekli tanrisi olarak sayilabilecek yukardaki elden bir seyler ister, onunla kavgalar eder.
    tek cizgi darbesiyle ölüp tek cizgi darbesiyle tekrar dirilebilir.

    onun kisa hikayelerini seyretmek öyle güzel bir cocukluk anisi olarak hatirlanir simdi.
  • üç adet dvd'den oluşan set halinde çıkarılmıştır piyasaya. her biri ~22 euro. türkiye'de bulmak, temin etmek mi? aborigandi puuuuhahahahahahahahaaaaaaa! ulan türkiye'de bunu doğru düzgün hatırlayan yok be ne dvd'si ne seti.
  • hep sinirliydi, hep şikayet ederdi, birde yürürken hep ellerini arkada birleştirirdi. muhtar gibi.süper bir karakterdi. cok özlüyoruz kendisini (bkz: la linea)
hesabın var mı? giriş yap