• levanten osmanli imparatorluğu döneminde genelde istanbul ve izmir'de yaşayan, cumhuriyet döneminde de az da kalmış olsalar mevcut olan fransiz ve italyan gibi batı avrupa kökenli azınlıklara denirdi..
    misal: caroline koç, fransız kökenli levanten bir ailedendir
  • doğu (levant) da yaşıyan batı avrupalı. bu hindistan dan osmanlı topraklarına kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsar.
  • venedikli ve cenovalı tüccarlar, xiii. yüzyıldan itibaren istanbul’un ticaret hayatında önemli bir yere ve imtiyazlara sahip olmuşlardı. aynı imtiyazları fetihten sonra da kullandılar. xvi. yüzyılda, kapitülasyonlar, bu sınıfa önce fransız, daha sonra da ingiliz tüccarların katılmasına yol açtı. özellikle galata, haliç gibi ticaret merkezleriyle boğaziçi’ne ve adalar’a yerleşen ve çoğunluğu hıristiyan olan bu tüccarlar, zaman içinde, din ve dillerini korumakla beraber, yerli halkla evlilik yoluyla akrabalık ilişkileri kurup osmanlı şehir hayatının geleneklerini ve örflerini benimsediler ve bu arada, sahip oldukları imtiyazları çok iyi kullanarak çok büyük bir ekonomik güç haline geldiler. tâbiiyetleri ve bağlı oldukları kiliseler farklı bile olsa, azınlık psikolojisi ve menfaatleri onları birbirine yaklaştırmış ve ortak bir yaşama düzeni kurmalarını sağlamıştı.

    böylece başta istanbul olmak üzere, izmir, iskenderun, iskenderiye gibi önemli liman şehirlerinde, fransızların “doğulu” mânâsında levantin dedikleri, ancak ne tam doğulu, ne tam batılı, kendine has özellikleri olan bir topluluk doğdu ve bu topluluk, ekonominin yanısıra, xviii. yüzyıldan itibaren devlet—i aliyye’nin avrupa ülkeleriyle siyasî ve diplomatik münasebetlerinde de tayin edici bir rol oynamaya başladı. osmanlı tâbiiyetindeki rum ve ermenilerden bazıları da zamanla levantenlerle özdeşleşerek onların sahip oldukları ayrıcalıklarından faydalanmaya başladılar. ve müslüman halk, levantenleşen ve levantenleşmeye çalışan yerli ve rum ve ermenileri, asıl levantenlerden ayırmak maksadıyla tatlısu frengi diye adlandırdı.

    islahat fermanı ve tanzimat’ın yeni imtiyazlar kazandırdığı levantenler, bu dönemde avrupa sermayesiyle de ortaklıklar kurarak madencilik sektörünü ele geçirmiş, bir yandan devlet tahvili komisyonculuğu yaparak, diğer yandan borsa oyunlarıyla öncekini kat kat aşan ekonomik bir güç kazanmışlardı. buna karşılık hiç bir yükümlülükleri yoktu. yaşadıkları bölgeler, özellikle elçiliklerin de yer aldığı altıncı daire, yani galata ve beyoğlu civarı, yerli müslüman halk tarafından her zaman yabancı bir âlem ve bir günah beldesi olarak algılanmıştı, fakat alafrangalaşan osmanlılar için bir cazibe merkeziydi. ancak levanten yaşama tarzı, giyim kuşamı ve modaları pierre loti, claude farrare ve gaston deschamps gibi batılı yazar ve gazetecilere son derece gülünç geliyordu. mesela loti, pera’da avrupa’yı herşeyi şekilsizleştirip komik yönlerini abartarak insanlara gülmekten çatlatan aynalarda seyrettiği hissine kapılmıştı

    beşir ayvazoğlu - aksiyon dergisi/sayı: 140 - 09.08.1997
  • tanzimat döneminde haraç ve cizye uygulaması kaldırılana değin zımmi olarak anılan kesim. yeni haklardan yararlanan gayrimüslimler kısa zamanda zenginleşip batı devletleri ve de osmanlı devleti arasındaki ticari işlerde büyük rol oynamaya başladılar. avrupa'nın bu kesime koyduğu isim "doğulu" manasına gelen levantendi; ancak tanzimat döneminde türk aydınları tarafından kendilerine tatlısu frenki dendi.
  • yukarılarda biri amin maalouf demiş. amin maalouf levanten değildir, hıristiyan arap'tır. (evet hıristiyan araplar var) (bkz: hıristiyan araplar) (bkz: lübnan iç savaşı)
  • izmir'de bir fenomendir "levanten". buralar eskiden dutlukmuş der gibi, bakkalda, pazarda, üniversitede sürekli cümle içinde kullanılır: "şu köşkler var ya levanten evleri işte". emmiii levanten ne demek?

    memleketlerinden gelmiş gurbette ev kurmuşlar işte yazık. en güzel evler de onlarınki. iyi ki gelmişler, hoş gelmişler, ince mimari zevkleriyle izmir'i donatmışlar. iz bırakanlar da unutulmuyor işte.
  • fransızca vent=rüzgar sözcüğünden türemiş bu nitelemeyi rüzgarın getirip kıyılarımıza bıraktığı insanlar (özellikle italyanlar ve fransızlar) gibi anlayabiliriz.
  • buyuk cogunlugu her ne kadar bati avrupayla baglarini hic bir zaman koparmamis olsalar dahi ,levantenlerin cogu avrupada'ki aydinlanma cagindan once veya o esnada dogu'ya gelip ticaret yapmaya basladiklari icin bugun batili dedigimiz topluluklardan biraz daha degisik bir dunya gorusu barindirip farkli bir profil cizerler. daha orijinaldirler.
  • (bkz: müstemin)

    eman yani güvence verilmiş zümredirler. bunların zımmilerden farkı, yabancı olmalarıdır. vatandaş değildirler, ancak oturma izinleri vardır. zımmiler ise gayr-ı müslim, osmanlı vatandaşıdırlar.
hesabın var mı? giriş yap