• kuzeybatı anadoluda yani güney marmara civarı ile doğu marmara civarı ve ankaranın batısındaki kalan yörelerde yoğunlaşan türkmen-oğuz kökenli türk halkı. manavların bulunduğu coğrafya anadolu selçukluların yayılma alanı ile osmanlının kuruluş döneminde yayıldığı alanla birebir örtüşmektedir. manavlar hakkında yazılı fazla kaynak veya araştırma yoktur. üniversitelerde hazırlanmış tezler vardır. folklorik, sosyolojik, fiziksel ve dil açısından bakıldığında manavların türk kökenli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

    bunun yanında manavların aslında rum olduğu daha sonra türkleştikleri de söylenir. böyle bir efsane ortaya koymanın amacı, batı anadoluda yunan işgaline zemin hazırlamaktı ancak halen bu görüşü fütursuzca savunun insanlar vardır. türk adına garezi olan kişilerce savunulur bu tezler aynı zamanda.

    bu tezin karşısına türkçe dikilmektedir. zira manav köylerinde konuşan dil saf türkçe ağızlarıdır ve rumca konuşulmaz veya rumcadan geçmiş diyalektikler veya rumcadan kaynaklanan şive etkileri bulunmaz. dağda yaşayan yörük ile ovada yaşayan manav arasında kültürel ve dilsel fark yoktur.

    manavlar türkçeden başka dil bilmezler. bir kültür dairesinde bulunan topluluğun başka bir kimliğe bürünmesi oldukça zor iştir. her toplum tutucudur ve başka bir kimliğin despotluğunu kabul etmez onu reddeder. göçebe türk kültürüne göre daha yüksek yerleşik bir kültüre ve sosyo-ekonomik hayata sahip anadolu rumları, güle oynaya türkçe konuşmazlar ve türk gibi yaşamak istemezlerdi.

    manavların en çok yaşadığı yer çanakkale-balıkesir-bursa-kocaeli-sakarya-düzce-bolu-zonguldak hattıdır. daha aşağıda bergama-manisa-kütahya-eskişehir-ankara ve konyanın bazı yerleri manav köyleriyle doludur. bunun dışında bu ana kütleden kopuk olarak antalya-teke yöresi ve mersin çevresinde manavlar vardır. bunun yanında diyarbakırın çermik ve çüngüş ilçeleri manav türküdür.

    kısaca, manavlar 10. yüzyıldan sonra batıya gelmiş ve şehirlere yerleşmiş ya da köyler kurmuş oğuz-türkmen halkıdır.

    manavın ne anlamda kullanıldığına bakar isek, "yerleşik türk", "hareketli nüfus karşısında yer değiştirmeyen, devamlı olarak orada oturan" anlamındadır. başka bir kitapta, "önceden gelenleri sonradan gelenlerden ayırt etmek için kullanılan sıfat" tanımı yapılmaktadır. bu tanımla örtüşen ve manavlara yoğunlaşan başka bir kitapta ise 1862 yılındaki zoraki iskan öncesi yerleşik hayata kendiliğinden geçmiş yörük tayfaları"dır denilmektedir. ayrıca bu ova köylerin çoğu sarayın ve istanbulun meyve-sebzesini-etini-yoğurdunu-sütünü sağlayan köyler olduğundan bir işkolundan kaynaklandığı da bir tarafa not düşülmelidir.

    manavların folklorik özelliklerine baktığımızda derin bir kültürleri vardır. türkiye türklerinin temel yapı taşında manav kültürü vardır. düğünlerde güvende, bengi oynarlar. (dikkat ediniz pür türkçe isimler!). kadınları üç etek giyerler. hıdrellezi yoğun kutlarlar. şaman inanışlar halen sürer. bebek ritüeli olan ortaasyadan gelen kırk uçurması halen yaşar. halı dokumacılığı ve ipek böcekçiliği geleneksel kültüründendir. höşmerim (farklı şekillerde yapılsada ismi her manav yöresinde vardır) , keşkek, tirit ve sura manavların en bilinen yemeklerindendir. orta asyadan getirilen kaşık, kadın oyunlarının vazgeçilmez enstrümanıdır.

    kendini manav olarak tanımlayan türkler, 6 milyon kadar vardır. o da tahmini bir sayı.

    edit-1: türk tarihçisi prof.dr. ahmet taşağıl manav türküdür...
  • eski$ehir'in yerlilerine denir.belki her bolgenin yerlisine denir..
  • daha sonraları göç yoluyla gelip yerleşen göçmen, muhacir ya da yörüklerin aksine anadolu'ya ilk gelen ve yerleşen türk boylarına verilen isim. manav kelimesi için; "yerli halk", "yerleşik", "yerli olan, muhacir olmayan", "hareketli nüfusa karşın yerini değiştirmeyen, devamlı olarak orada oturan" ve "türkçe dışında dil bilmeyen" gibi tanımlamalar da hemen hemen aynı kapıya çıkmaktadır. "ama manavlar da anadolu'ya başka yerlerden gelmiş, onlar da muhacir, göçmen sayılmaz mı?" diye sorulabilir. bu durumda da manav'lığı belirleyen şey sadece öncelik ve sonralık sorunu olacaktır.
  • kastamonu'dan başlayıp muğla'ya kadar inen bir hat üzerinde genellikle dağlık bölgelerde yaşayan, köylere yerleşik türklere verilen isim. bir kaynağa göre yıldırım beyazıt istanbul çevresindeki bazı yerleşim yerlerini feth ettikten sonra buralara göynük taraklı bölgesinden manav türklerini yerleştirmiş. manavlara dair ilk kayıtlardan birinin de bu olduğu söylenir.

    manav türkleri mütevazı, kendi halinde, çalışkan insanlardır. anadolunun gerçek türk unsuru oldukları halde pek sesleri çıkmaz. etnik olarak türklükle alakası olmayanlar onlardan çok daha fazla türkçüdür. ne ironik değil mi .

    dileri saf türkçedir ve dede korkut öykülerindeki pek çok kelime bu gün de köylerde kullanılır. osmanlının en verimli asker deposu olmuşlardır. yüzyıllardır yerleşik olduklarından vergi de askerlik de onların boynunadır.

    osmanlının sadık destekçileri olmuşlardır. bundan ne kazandıkları meçhul. ii. abdülhamit'i devirmek için selanikten yola çıkan harekat ordusuna karşı durmak için gönüllü olmuşlar ama abdülhamit memleket evladının kanı dökülmesin diye bunu istememiş diye rivayetler de vardır.
  • köken konusunda çok konuşmadıkları için sayıca az oldukları tahmin edilen ancak özellikle güney marmara'da sayıca çok fazla olan ve benim de içinde bulunduğum grup.

    sanıyorum ki tarihi olarak osmanlı'ya asker sağlamış olmalarından dolayı köylerde asker düğünü gibi organizasyonlar çok önemlidir. hıdırellez için bütün köy bir araya gelir ve adeta bir bayram ortamı yaratır. bir sürü şaman adeti değişik formlarda halen devam ettirilir. farklı bir türkçe aksanına sahiptirler (en azından benim kendi yerel aksanım istanbul türkçesi'nden farklar gösteriyor). mesela kelime sonu -r sesi düşürülür. (geliyorlar - gelyola)

    köylerde toplu olarak belli tarım işleriyle uğraşılmaktadır. ilginçtir ki bu köylere yerleşen yörükler hep köylerin uç köşelerine ev kurmuşlar ve hayvancılıkla uğraşmışlardır.
  • eskisehir'in, adapazari'nin, hatta karamursel'in yerli turkleridir diyenler olmus. laz, gurcu, cerkez, kurt, arap ve benzeri herhangi bir sinifa girmeyen, ozellikle de ''turk'uz iste, bilmiyorum ki'' diyenlere benim bildigim her yerde manav denir. anadolu'nun yerlileri diye anilirlar. yerli derken de, diger milletler gibi goc etmemis degil, daha erken goc etmislerdir.
  • eskişehir'e yeni tayini çıkan bir öğretmene çocuklar sorar:
    -manav mısınız? tatar mısınız?
    öğretmen şaşırır ve yanıt verir:
    -ne manavım, ne tatarım, öğretmenim der.
    ne bilsin eskişehir'de ilk tanışmada "nesin?" diye sorulduğunu.
    manavlar, eskişehir'in yerlileridir aslında.
    diğer yandan birçok göçmen yaşar bu şehirde. çerkezi, macırı(eskişehir ağzıyla bulgaristan göçmenine verilen ad), tatarı... ama "nerelisin?" diye sorarsanız hepsi "eskişehirliyiz" der ve memleketlerini çok severler.
  • şile, eskişehir, antalya (bkz: manavgat) ve daha birçok yerde bulunan etnik unsur.

    bir görüşe göre bir türk boyudur.

    bir diğer görüşe göre anadolu'nun rumlar dışındaki yerli ahalisinden olup türklerle kaynaşanlara verilen isimdir. yani hititlerin, friglerin torunlarıdırlar.
  • "manav" denince;
    istanbul'a, fetihten 54 yıl önce yerleşen ve kendilerine has özellikleri olan 7 kez düşündükten sonra konuşan 'manavlardan' söz ediyoruz.

    manavları daha önce duymayanlar, yaşadıkları bölgeye geldiklerinde şaşırıyorlar. ilk diyalog ise genelde şöyle gelişiyor: 'ne milletsin?' 'manav'. 'hayır yanlış anladın galiba mesleğini sormuyorum. ne millet olduğunu soruyorum: türk müsün, kürt müsün, laz mısın, abaza mısın, çerkez misin?' 'hayır manav'ım.' yedi kez düşünmeden konuşmayan ve adım atmayan millet diye bilinen manavlar kendi halinde, sessiz, hoşgörülü, barışçıl bir yapıya sahip. manavlar, farklı kültürlerle birleştiren olarak görülüyor.

    manavlar anadolu'ya ilk yerleşen türklere verilen ad. sayıları 2 milyon civarında. 21 ilde yoğun olarak bulunuyorlar. sakarya, kocaeli, balıkesir, eskişehir ve bilecik başlıca yaşadıkları iller. çanakkale, bursa, istanbul, tekirdağ, düzce, manisa, izmir, antalya-manavgat, konya, afyonkarahisar, uşak, kütahya, bolu, ankara-nallıhan, kastamonu, mersin, ısparta'ya da yerleşmişler. ayrıca güneydoğu anadolu'nun çermik ve çüngüş ilçelerinde de bulunuyorlar.

    manav sözcüğünün, türkistan'daki kazak-kırgız ve sibirya'daki yakut (saha) türklerinde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen 'manap' ve 'manag'dan geldiği sanılıyor. eski türkçede 'v' sesinin olmamasından dolayı, 'manap' sözcüğündeki 'p' ve 'manag' sözcüğündeki 'g' sesinin yumuşayarak 'manav' sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülüyor. orhun kitabeleri'nde de rastlanan 'manav' kelimesi 'bey' anlamına geliyor.

    manavların olduğu yerde polis yoktu

    batı anadolu yöresine, manavların ilk yerleşiminin 1291 tarihinde olduğu biliniyor. ayrıca yıldırım bayezid döneminde istanbul'un alınması amacıyla yapılan kuşatma kaldırılırken, yapılan anlaşma gereği sirkeci'de bir türk mahallesi kurulması şartına uygun olarak göynük ve taraklı'dan 760 hane manav istanbul'a yerleştiriliyor. yani istanbul'a yerleştirilen ilk yerli türklerin, bu yöreden giden 'manavlar' olduğu çeşitli kaynaklarca da doğrulanıyor.

    osmanlı devleti'nin, fethettiği yerleri kendi yurdu yapmak amacıyla manavları yerleşik kültürlerinden dolayı bu bölgelere yerleştirdiği sanılıyor. çünkü yerleşik bir kültür formuna sahip olan manavlar, yerleştirildikleri her bölgede hemen kurulu düzene geçiyor. ayrıca yerleşik bir yaşam anlayışını benimseyen bu topluluk üyelerinin, bu alanlarda toprağı işlemesi, tarımla uğraşması arazilerin boş kalmasını da önlüyor.

    nüfusunun neredeyse tamamı manav olan sakarya'nın tarihi taraklı ilçesinde hiç olay olmaması sebebiyle polis teşkilatına bile gerek duyulmamış. 20 yıllık ilçede 3 yıl önce ab uyum yasaları çerçevesinde önleyici güvenlik gücü bulundurulması zorunluluğu sebebiyle polis teşkilatı kuruldu. manavların yoğun olduğu bölgelerde de daha az olay meydana geliyor. bir manav olan taraklı belediye başkanı tacettin özkahraman, manav milletinin temkinli, uysal, mülayim, hoşgörülü, barışçıl, yapıcı, geleneklerine ve ülkesine bağlı, sevecen, uyumlu, sorun çıkarmayan ve 'yedi kez düşünmeden adım atmayan ve konuşmayan' bir yapıya sahip olduklarını belirtiyor. manavların denge unsuru bir toplum olduğunun altını çizen özkahraman, osmanlı'nın farklı milletleri bir arada barış içinde tutabilmek için aralarına manavları yerleştirdiğini dile getiriyor.

    manavlar güzel bir geleneklerini de yüzyıllardır sürdürüyor. dini bayramlarda namazdan sonra genç-yaşlı hiç kimse bir yere ayrılmayarak caminin avlusunda topluca bayramlaşıyor. bir halka oluşturarak herkes birbirinin bayramını kutluyor.dini bayramlarda tüm köy halkının toplu bayramlaşmaya katılarak bu geleneği devam ettirdiğini belirtiyor..

    https://www.facebook.com/…/1054565047986213/?type=3
  • marmara bölgesinin en saf temiz zararsız halkı.
    bildiğin türk bunlar.
hesabın var mı? giriş yap