• molpedin ilk ciktiginda 750bin lira iken, ilk hulya avsarli reklamdan sonra 2.750bin lira olmasi ile orneklendirilebilecek kavram
  • çocukluğumun en büyük parasına tekabül eden plastik değiş-tokuş nesnesi...
    kutsal bedel. oynamaya çekindiğimiz, parası haftasonu cumartesi akşamı tahsil edilen, çaycı tarafından kartvizit kutusuna bittikçe 50'şer tane doldurulan ama hep 51 tane koyulan renkli çocukluk hatırası. peder beyin dükkanına gidince ayran saplantım yüzünden ikişer ikişer bitirdiğim döviz.
    ama asıl hikaye çaycımız faik abi'de. faik abi yeşil kartı olan, tip olarak yeşil'e benzeyen, çocuklarının sayısını bilemediğim gültepespor lokali'ne bağlı yarı bağımsız muhtar cumhuriyet şeklini almış küçük çay ocağını işleten bir abimizdir. çay ocağında galatasaray'ın 87-88 sezonundan kalma posterini bulmak mümkündür. buzdolabı ise "er ryan'ı kurtarmak" filmindekinin aynısı. bu faik abi'nin 100 tane hikâyesi vardır. 90'ı çay üstüne; 10'u çay markaları üstüne... esnaf dedikoduları hariç... şimdi bir marka hikâyesi...

    sene 85. faik abim bir bankanın yakınındaki çay ocağında çalışıyor. banka memurlarının hepsi marka hesabı çay içmekte. faik abi göçmen. hesap kitap canavar gibi. her memurun çay tüketme eğrisini hesaplamış, tüketim alışkanlıklarını cetvele dökmüş, istatistikte harikalar yaratıyor. bu adam halen böyledir. babam anlattı, sodexho fişleri yokken bu adam markalarla alışveriş fikri üzerine çalışmıştı. neyse efendim, bankadaki memurlardan birinin markalarının bir süre sonra azalmadığını hissediyor üstadımız. takibe alıyor. takip neticesinde adamdan geri gelen markaları incelemeya alan faik abi markaların aynı fakat sanki daha biraz yeni olduğunu anlıyor ve derhal jeton düşüyor. çünk bu arada kendi markalarında da bir artış gözlemliyor. bankadaki eleman, gitmiş kemeraltı çarşısından bir sürü marka almış. atıyorum çay 100 ira ise markanın tanesi 5 lira. çaktırmadan her ay 15-20 marka ekliyor kendi havuzuna. bunun üzerine faik abi de kemeraltı çarşısına iniyor ve kendi tabiriyle "acente" markalar alıyor. uçlarını hafiften tırnak makasıyla keserek (ki bunu polisler paraların seri numarasını alarak yapıyor) bankadaki elemana veriyor. ancak ertesi gün uçları kesik olmayan "sıfır" markalar gelince adama suçüstü yapıp banka ortasında rezil ediyor. sonra da bırakp işi gücü gültepe'ye geliyor... çaycılığa devam.

    (ileride yazmak istediğim faik abi ve markaları adlı hikâyeden teaser...)
  • sadece bir işletmenin logosunda ibaret olmayan, aynı zamanda işletmenin benliğini, vaatlerini, kişiliğini de ifade eden kurumsal kimlik ve bu kimliğe sahip olma durumu.
    marka olabilmek için firmalar reklam ajanslarına ve danışmanlık hizmeti veren organizasyonlara tonlarca para ödemekte. reklam ajansları da müşterilerinin istekleri doğrultusunda envai çeşit alengir yapmaktalar. örnek olarak;

    işletme: volvo
    işletmenin vurgulamak istediği marka kimliği: güvenilir, insan hayatına değer veren, insancıl
    işletmenin hedef kitlesi: 30-35 yaşında, iş yaşamında başarıya ulaşmış, iyi aile babaları
    yapılan reklam faaliyetleri: crash testlerden görüntüler, araba içerisinde mutlu şekilde seyahat eden aile görüntüler, aynı düşünceyi destekleyen yazılı basın reklamları ve billboard afişleri
    kullanılan logo: tamamı büyük harflerle yazılmış, güvenliği ve güvenilirliği vurgular nitelikte.

    işletme: arçelik
    işletmenin vurgulamak istediği marka kimliği: kullanıcı dostu, zeki, komik, teknolojiyi yakından takip eden ve yaratan
    işletmenin hedef kitlesi: ev eşyası almak isteyen herkes
    yapılan reklam faaliyetleri: marka kimliğini kişileştiren çelik'in oynadığı farklı konulardaki reklam filmleri; gazete, dergi reklamları; işletmeye özel bir melodinin yapılması ve işitsel basında kullanılması
    kullanılan logo: yeni arçelik logosu

    işletme: tommy hilfiger
    işletmenin vurgulamak istediği marka kimliği: kaliteli, sportif, trendleri belirleyen
    işletmenin hedef kitlesi: 16-35 yaş arasında, parası bol, dış görünüşüne önem verenler veya tikky'ler
    yapılan reklam faaliyetleri: hedef kitlesine benzer nitelikte, güzel insanların modellik yaptığı katolog çekimlerinin yazılı ve görsel basında gösterilmesi. hedef kitlesine benzer karakterlerin canlandırıldığı filmlere sponsor olunması. (bkz: the faculty)
    kullanılan logo: neyi temsil ettiği anlaşılamayan, ancak uzaktan çok rahat farkedilebilen kırmızı, mavinin beraber kullanıldığı dikdörtgen şekil.

    yapılan reklam faaliyetlerine ek olarak işletmeye ait firmaların satış mağazalarında işletmenin marka kimliğine uygun düzenlemeler yapılması işletmenin kimliğinde önemli rol oynuyor.
    peki, sadece ticari amaç güden işletmeler mi marka olabilir? cevap "evet" gibi görünse de "hayır".
    amerika birleşik devletleri, kylie minogue, michael jackson, türk silahlı kuvvetleri gibi ülke, ticari amaç güdeen kuruluş ve kişilerin, insanların kafalarında temsil ettiği kavramlar [süper güç, emperyalizm, güven, seks, karizma] ticari işletmelerin dışında kişi, ülke ve ticari amaç gütmeyen işletmelerin de marka olabileceğini gösteriyor.
    diğer yandan marka sahibi olmak, kısa vadede işletme [kişi, kurum... vs]'ye yalın olarak da avantajlar sağlamakta. rekabet içerisinde olduğu işletmelerden daha kötü ürünler üreten bir işletme, sahip olduğu marka değeriyle rakiplerinden daha fazla satış yapabilir. ancak uzun vadede marka karakteriyle uyuşmayan, stratejiler uygulayan işletmelerin pazar payını tamamen kaybetmek ağır bir sonuçla karşılaşacağı kesindir.
    bu senaryoya uygun iki adet işletme örnek verilebilir: trt ve cocacola turkuaz.
    uzun zamandan beri kullandığı logosuyla beraber özgörüsünü* de değiştirmek amacında olan trt logosunu, kullandığı animasyonları büyük paralar harcayarak değiştirmiş, ancak ne programlarının içeriğinde, ne yayın felsefesinde, ne de yıllanmış, mimiksiz spikerlerinde değişiklik yapmıştır. sonuç olarak değişim sürecinin ilk bir kaç haftasında izlenme oranı artış göstermiş, sonrasında acı gerçekle yüzleşmiştir.
    cocacola ise meşrubat sektöründeki aslan payını elinde bulunduruyor olmasından ve uluslararası, başarılı bir marka olmasından güç alarak su sektörüne, yapay su "turkuaz suyla" girmiş, erikli, hayat su, pınar su gibi hakiki su satan rakiplerinin karşısında eriyip gitmiş, cocacola satan bayilere turkuaz su'yu eşantiyon olarak vermek durumunda kalarak, babayı almıştır.
  • marka algısı insanlara kendi hakkınızda söylediklerinizden değil onların kendi aralarında sizin hakkınızda söylediklerinden oluşur.
  • (bkz: brand)
    bir ürünü ya da servisi farklılastırmada en önemli etken. yoksa kimse için içilenin coca-cola mı kristal kola mı oldugu pek de fark yaratmazdı...
  • reklamı iyi yapılan malın isminin aldığı form
  • ürünün ruhu.
  • normal bir cismi değerinden birkaç kat pahalı yapmaya yarayan kavram...
  • okey oyununda para yerine kullanılan plastik, renkli, ufak, yassı, yuvarlak nesnelerdir.. aynı nesneler çaycılar tarafından da para yerine kullanılan bir nevi ilkel kredi kartlarıdır..

    (bkz: çanak kırmak)
  • ayırıcı işaret manasına gelen bu sözcük, ticaret hayatında ilk kez eski mısırda kullanılmıştır. o devirde marka imal edilen çanak çömleğin üzerinde yapanın adını belirtir hiyeroglif şeklindedir.
hesabın var mı? giriş yap