• bu şarkının mavi ışıklar altında çekilmiş bir montreal jazz fest kaydı vardır ve ingilizce çevirisi olduğu rivayet edilen sözlerinin bir şişe artı bir miktar şaraptan sonra tarafımdan yapılmış çevirisi aşağıdaki gibidir.
    saygılarımla.

    ağzıma zımbalanmış diken tel kanımı akıtıyor,
    bir kafese hapsedildim
    çıplak hayvanlar beni dövüyor.
    ve bir denizci kapıyı çalıyor
    ve bir yabani yeni pilleri koyup
    bir defa daha şarj ediyor.
    bilinmeyeni ateşe veriyoruz
    herşeyi yok edene kadar ve en üstün olana kadar
    bir defa daha
    yolları aşarak geldiğimiz yere geri dönerek bir defa daha
    ve tekrar dikenli teller
    ağzımda eski ve iyileşmiş bir arayı tekrar yırtıp açıyor
    çürük bir ruh haline geliyorum
    elektrik gitti
    kendimi kesip parçalayıp ölmek istiyorum
    ama cesaretim yok
    kendimi kpatmayı tercih ediyorum
    yine yalnızım.
  • ince bir buz tabakasının altında aynı anlamları arayan insanları buluşturabilecek birkaç şarkıdan biridir. birçoklarının playlistlerinde bu şarkının girişi radiohead-amnesiac diye geçer; aldanmayınız o ny batteri'dir.

    uç duyguları yaşatan şarkıların akıbeti vardır bu şarkıda da. dinlendikçe dinlenmesi ağırlaşan şarkılardandır. ağızda kolay dağılmaz; gittikçe acılaşan ama acılaştıkça içmek isteyeceğiniz, ama içmek için zamanın geçmesini ve tadını unutmayı beklemek zorunda olduğunuz şarkıdır.
  • sıkılmaktan korktuğum için çok az dinlemeye çalıştığım güzel bir sigur ros parçası.
  • yaşanılan ağır depresyonları, yanlızlğı ve ölüm arzusunu insanın içini yakarak, hipnotize ederek, ağlatarak anlatan çok ama çok ağır şarkı.

    sözleri anlayamadığınızdan müziğe takılıyor insan ve sözlerdeki anlamı müziğe göre kendisi düşünüyor. fakat daha kötüsü müziğini haz etmesi gerçekten çok zor. gerçekten.
  • amnesiac cikmadan once mp3'lerini indirmeye calisirken "radiohead - amnesiac.mp3" isimli dosyanin icinden cikmis olan sarki. beni once "oha radiohead yine kendini asmis, bu kadar da olmaz" diye dusunduren, sonra albumde bu sarkinin olmadigini farkedince kimdir bu muzigi yapanlar diye fellik fellik arandigim, boylece de beni sigur ros cennetiyle tanistiran sarki.
  • sigur rosun gelmiş geçmiş en damar parçasıdır fikrimce. dağıtır.
  • bu şarkı çalarken gözlerimi kapattığımda kendimi pastoral bir masalın içinde gibi hissediyorum.sanki kaval sesleri var *.sanki pan, parfümün dansı ndan kaçmış, benim masalımda kırlarda koşuyor.
  • yok boyle sarki. direk olarak sigur rosun yaptigi en guzel olay, allahim her dinledigimde tuylerim diken diken oluyor, yazacak bir olay bulamiyorum herkes dinlesin bu sarkiyi ve hep beraber izlandaca ogrenelim, pratik yapalimki daha iyi anlayabilelim bu insanlari.
    sarkinin en guzel olayi ise aleinn á nı dedikten sonra kopmasi. cok mutlu oldum simdi.
  • sizin de bir parçanızı toprağa düşüren ölüm haberleri, ben ne olmak istiyorum soruları, bu kadar insan neden koşup duruyor - neden soluklanmıyor kimse bakışları, bir bedene hükmedebilmenin sorumluluğu, başka başka bedenlere karşı sorumluluklar, ayrılıklar, kafada kamp kurup her gece her gece bağıra çağıra bir şeyler söyleyip sizden şikayetçi olduklarını söyleyen düşünceler ve hepsinin bu karmaşasında nefes alamayış. içinizdekileri bağırıp isyan etmek belki biraz rahatlatacak sizi ama o da mümkün değil çünkü yalnız değilsin. ruhen yalnız olduğunu hissetsen de kalabalık her tarafında. o zaman senin yerine isyan etmek bu şarkıya düşüyor.
    gece olması şart. odadaki ışıkları söndürüyorsun, ses çıkaran her türlü nesneyi fan-ısıtıcı-saat susturuyorsun. ayaklarını sandalyeye uzatıyorsun, ny batteri'yi açıyorsun. artık senin yerine davullar, üflemeli çalgılar bağırmaya çağırmaya, isyan etmeye başlıyor. başlarda sakin sakin yaşıyorlar ama sonradan dayanılmaz bir noktadan sonra isyana başlıyorlar. ve sonra söyledikleri bittiğinde tekrar rahatlamış bir şekilde yaşamlarına geri dönüyorlar. ve artık daha sakinler. ve tabii ki siz de daha sakinsiniz. odanın ışıklarını açıp yaşamınıza geri dönüyorsunuz, ta ki almış olduğunuz ny batterinin dozu bitinceye kadar.
  • buram buram kuzey kokan, akla beyaz ve buz kavramlarını getiren bi sarkı. sarkıda iki kere buzlar erir. bi 05:15 bi de 06:15 te. bitene kadar insan kendinden gecer falan. böle bi sarkı..
hesabın var mı? giriş yap