• allahını seven bu başlığı en yakın seçime kadar en üstte tutar.

    çıldırmamak elde değil. şu şu kadar olmuş bu bu kadar olmuş diye saymayı da bıraktım.
    zaten markete bakkala giden herkes durumun farkında.
    artık iş arabaymış, telefonmuş falan da değil. soğan, maydonoz meselesine dönüştü.

    inanılmaz her şey. inanılmaz pahalı. inanılmaz.

    edit: başlığa olan ilgi bile durumun özetidir bence. bu işin şakası, trolü de yok artık. bu ülkede domates alınırken düşünülüyor!

    yeter!

    edit2: bu kadar çok entry girilip neredeyse herkesin aynı fikirde olduğu bir başlık bu mecrada çok rastlanılan bir şey olmasa gerek. bu ülkenin şu andaki tek gerçek gündemi ekonomidir! bunu, acı da olsa, kanıtlayan tüm yazarlara teşekkürler.

    edit3 seçim sonrası:

    bu başlığa müthiş destek veren tüm ekşi yazarlarına teşekkürler.
    gördük ki ülkemizin %52'si bu pahalılığı sorun etmiyormuş. umrunda değilmiş.
    gittiği yere kadar o zaman!
  • hayatımda ilk defa market alışverişi yaparken kendimi frenliyorum. sepete attığım her üründe kazıklanmış hissediyorum.
  • ekmek 5 tl oldu, geçen sene bu vakitler 1.50 tl idi.
    2021 asgari ücreti ile
    2.825/1.5 = 1.883 ekmek alınırken
    2022 asgari ücreti ile
    4.253/5 = 850 ekmek aliniyor

    halkın 1.000 adet ekmeğini çaldı bu hükümet...
  • olm ben aşırı sinirleniyorum lan fazla mı abartıyorum. lan 5 kg yoğurt 60 tl, domates bir iki ay önce 3 kilo 10 tl'ye satıyorlardı ne oldu amk şimdi 30 lira oldu. nisanın ortası olmuş biber nasıl 42 tl abi biri anlatsın. yumurtanın kolisi nasıl 60 tl oluyor, menemen nasıl lüks bir yemek olabilir.
    şu an memlekette iddia ediyorum en ucuz şey et diğer fiyatlara nazaran.
    allah olmayana yardım etsin ben gerçekten ülkem için çok üzülüyorum.
  • marketler pahalı; birçok insan peynir almadan kahvaltı için sadece zeytin alıp alışverişlerini sonlandırıyor. et ve sıvı yağ fiyatlarından bahsetmiyorum bile.

    otobüs 8tl, tren yamulmuyorsam 24 tl den başlıyor. işsizken bir ara mülakatlara gitmeye korkar olmuştum, dünya kadar param yollarda boşa gidecek diye.

    kıraathanelerde içmezsen çayı; bardağına en kötü 10 lira gidiyor. kafelerde en boktan filtre kahve en az 30 tl.

    sinemaların allah belasını versin zaten, ona hiç girmiyorum bile.

    iki cips, bir kola, bir paket çekirdek alsan 100 liralık oluyorsun. artık evde keyif yapmak bile zor.

    dışarda iki bira içmek en ucuz 150 lira.

    öğle arasında 80 liranın aşağısına adam akıllı hiçbir şey yiyemezsin. tabi ben boktan soslu ne idüğü belirsiz tavuk döner yiyorum diyorsan başka.

    bir somun ekmek 5 lira. bir somun ekmek 5 lira. kafayı yemek üzereyim. bir somun ekmek 5 lira!

    bunların hepsi (bkz: akp döneminde gerçekleşmiştir)
  • az empati kurabilecek boomerlara yazıyorum. sizin zamanınızda işe giren birkaç ayda hayatını kurardı. şu an en az bir iki sene aile yanında para biriktirmeden bağımsız bir hayatınız olması imkansız. o da büyük para değil ancak ev tutarsınız üç parça eşya alırsınız. allah aşkına artık başka birine oy verin. kılıçdar bile kabul vallahi gençliğimiz elden gitti ya.
  • artık olay mantık sınırlarını aştı.
    sebebi dövizin yüksekliği.
    döviz yüksekliğinin sebebi, 2021 eylülden sonra yapılan faiz indirimleri.
    onun da sebebi, ekonomi bilimine ters "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" teorisi

    dolar ve petrol artınca, bir dakika bile beklemeden yapılan benzin mazot zamları, petrol düşünce yapılması gereken indirimlerin bir türlü yapılmaması artık can sıkıyor.
    şu an en az %10-15 benzine mazota indirim gelmesi lazımken, kaç gün oldu indirimler yapılmıyor.

    zaten fahiş mazot fiyatlarıyla iş yapan kamyoncu esnafı, sırf fahiş fiyatlı köprüler yollar para kazansın diye, sebze meyve taşıyan kamyonların, o köprü ve yolları kullanmaları mecbur edilerek, nakliye fiyatlarının daha da uçmasına, dolayısıyla sebze meyve fiyatlarının da uçmasına yol açıyorlar.
    o yollar köprüler daha fazla para kazanırken, vatandaş domatesi 30, patlıcanı 40, biberi 80 liradan yemek zorunda kalıyor. kimsenin de umurunda olmuyor.
    göstermelik kdv indirimleri de, esnaf tarafından uygulanmayarak, esnafın kâr marjını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. ve bu durum bile bile sürdürülüyor. ayrıca devlet vergi gelirinden olurken, vatandaşa bir de bu yönden zarar yazıyor.

    neyini anlatayım. neresinden tutarsan elinde kalan bir ekonomik sistem oluşturulmuş. anlattıkça sinirler bozuluyor. içimiz daralıyor, nefesimiz kesiliyor.
    tarihte türkiye ekonomisi, hiç bu kadar iş bilmezler tarafından yönetilmemişti.
    ilerisi için de bir damla umut vermiyor maalesef.

    koskoca türkiye cumhuriyeti bu hallere düşecek ülke miydi?

    daha iki gün önce 960 liralık market harcaması yaptım. dört poşete rahat rahat sığdı.
    bir aldıklarıma baktım, bir ödediğim fiyata baktım, gözyaşlarım içime aktı.
    yemin ediyorum, emekli, memur, asgari ücretli insanlar nasıl geçiniyor anlayamıyorum.
    yazık lan, çoluk çocuk beslenemiyor. hiç olmazsa çocukların hürmetine yanlışlardan dönün. reel ekonomik sistemi uygulayın.

    çok acil sebze meyve ihracatının durdurulması gerekiyor.
    ülke insanı sebze meyve bulamazken, avrupaya ihracat yapılması saçmalıktır.
    zaten normal zamanlarda da, sebze meyvenin birinci sınıfı ihraç edilip, ülke vatandaşına ikinci üçüncü sınıf sebze meyve reva görülüyordu. şimdi onu da bulamıyoruz.

    lan, insan her alışverişten sonra kazıklandığından emin olmakla birlikte, elinden bir şey gelmemesinin çaresizliğini iliklerine kadar yaşar mı be!!!

    neresini yazsam... bir de tüik marifetiyle, sabit gelirlinin, emeklinin, memurun, işçinin alması gereken enflasyon zamları yarıdan fazla tırtıklanarak, aldıkları maaşlar her geçen gün azaltılıyor.
    her yerden mi kazık yiyecek lan bu vatandaş?

    pahalılığın en önemli sebeplerinden biri de, ülke nüfusu 85 milyon. dolayısıyla 85 milyona yetecek ürün yetiştiriliyor.
    aslında o kadar bile yetiştirilemiyor ama neyse.
    ama, mültecisi, sığınmacısı, kaçak gireni falan ile gerçekte ülkede en az 100 milyon kişi yaşıyor. 85 milyona yetecek ürünleri, 100 milyon paylaşırsa ya herkes aç kalır, ya da talep enflasyonu fırlayıp böyle her şeye fahiş zamlar gelir.
    lan sebepleri düşündükçe, bu ekonomik krizin, bu zamların asla düzelemeyeceğine daha çok inanmaya başladım.

    daha çok şey yazarım da... neyse!

    (bkz: #135952576)

    edit: ekleme.
  • bu konuda gerçekten çok doluyum. derdim artık istemeden birilerinin kalbini kırmak değil, ters bir şey söylerse kendimi tutamam artık.

    bak dün maaşım kesildi borçlarımı ödeyemediğimden. görsel üstüne kalan borcu da eksi bakiye gösterip hesabımı bloke ettiler. 1 ay boyunca cebimde kalan 180 lirayla nasıl geçineceğim? günde 6 lirayla ne yapacağım ben amk? 6 lira lan 6 lira. amına kodumun parasına 2 su bile gelmiyor artık.

    bu borç ne borcu? ödeyemediğim kiramın borcu, elektrik faturamın, su faturamın borcu. mutfağıma aldığım iki üç lokma şeyin borcu. yetmiyor çünkü. yetmiyor. artık kahve içmiyorum, artık kola içmiyorum, artık abur cubur almıyorum. hobilerim kalmadı, sosyal etkinlikler sıfır. amkdumun interneti olmasa dizi/film de izleyemeyeceğim. diğer türlü zamanım geçmiyor evde. elektrik gelmesin diye sokak lambasından yararlanıyorum yine her ay 300'den aşağı gelmiyor. son 45 belki de 60 günüm evden işe, işten eve geçiyor ama hala yetmiyor. ne yapayim ben şimdi? kime söveyim? kime bak bu senin yüzünden yaşanıyor diyeyim? desem ne olacak? alacaklar içeri. bazen diyorum görecekleri yerden sayıp söv. en kötü yemeğin çıkar hapiste ama o da başkasının vergisi. nasıl yedireceğim bunu kendime.

    pahalılık artık sabredilemez noktada değil, insanı delirtme noktasında. dün gece 11den beri düşünüyorum daha bi yol, çıkış bulamadım. durmadan sıkıntı basıyor, durmadan saçma sapan şeyler düşünüyorum. kafam ağrıyor artık uyumak istiyorum ama düşünmekten de uyuyamıyorum. gitti gençliğim ya. benim gençliğim gitti.

    edit: bu entry'nin debe'ye gireceğini hiç beklemiyordum. kendimce öfke patlaması yaşayıp, içimdekileri dökmek istemiştim aslında. hatta bu entry'den sonra sözlükteki başlıklardan yardım istemeye, eşyalarımı satmaya başladım ama onları buraya yansıtıp da bu entry'i kirletmek istemiyorum. çünkü belli ki bu konu sadece benim değil, herkesin konusu. böyle de kalmalı. umarım düzelir bu durumlar. daha ne söyleyebilirim, bilmiyorum.
  • 1 cam kavanoz tahin
    1 cam kavanoz pekmez
    1 kilo çay
    1litre süt
    1 ekmek
    4 kare çikolata
    1 kg pirinç
    1 kg kuru fasulye
    tek torbaya sığdı hepsi. 490 tl tuttu. bu nedir böyle, anlaşılır gibi değil, gerçekten değil. ilber ortaylı in dediği gibi 100.000 tl insan gibi yaşamak için artık gerekiyor ve ben şaşkınım.

    edit:
    migrosdan aldım. zengin falan değilim.
  • halkın her konudaki şikayetini görmezden gelen bir hükümet var.

    insanlar aç! zaten beslenmiyorlardı, doymaya çalışıyorlardı. artık onu bile yapamayacak hale getirildiler.
    2 çocuğu olan bir ailenin sabah kahvaltısına bakalım.
    2 adet yumurta yese bu çocuklar 6 lira.
    birer bardak süt içseler,10 lira.
    1 ekmek yeseler 5 lira.
    100 gram peynir yeseler,25 lira.
    bal,pekmez, tahin, zeytin listede olmadan 50 lirayı geçiyor bir çocuk kahvaltısı.
    ki çoğu bu kahvaltıyı etmeden simit poğaça ile duruyor.
    peki neden? bu milletin evlatları neden aç kalıyor?

    bu milletin çocukları üşüyor.
    en dandik bot 500 lira, her yıl büyüyor bu çocuklar. her yıl yenisi alınıyor.
    en kötü mont 500 lira.
    incecik montlarının içine hırka, kazak giydirerek gönderiyor okullara anneler.
    peki bu milletin çocukları neden üşüyor??

    istanbul'da deprem olacak diye ödümüz kopuyor.
    kimse evine güvenip huzur içinde uyuyamıyor.
    güvenilir evlere taşınamıyoruz, şehri bırakıp gidemiyoruz çünkü çok pahalı.
    paramız yok! peki neden paramız yok??
    it gibi çalış çabala, ortada hiçbir şey yok! neden yok??

    her sabah yeni bir utanca uyanıyoruz.
    her yer mutsuz, huzursuz insanlarla dolu. geçen sahilde oturup sustuk, ve yanımızdan geçen her kesimden insanın konuşmalarına kulak kabarttık. genci yaşlısı herkesin konusu aynıydı, ben yazmayayım hepiniz biliyorsunuz zaten.
    artık herkes konuşuyor.

    kral çıplak arkadaşlar!

    korkmamalıyız. bizim gençliğimiz söndü. çocuklar aç kalmasın, üşümesin, mutsuz olmasın artık. ne olacaksa olsun, çocuklar güzel günlere uyansın artık!
hesabın var mı? giriş yap