• az önce gördüğüm ve doğru ise derhal geniş kitlelere ulaşmasını istediğim haber

    neticede haber olarak çıktığına göre sorgulamak yersiz belki ama ticari itibar vs adına ortada duruyorum mümkün mertebe. dilerim acilen bir açıklama gelir; zira bir kadın olarak, penti reklamlarında izlediğim şıkır şıkır kadınlara bakıp içemediği temiz suyu düşünen bir başka kadını hayal etmek beni delirtecek.

    kapitalizm yeterince ruh zedeleyici; bir de bu tip saçmalıklarla, emeğe yabancılaşmanın üstüne tüy dikmeyin rica ederim.

    edit: adil olmak adına kendilerinin yapmış olduğu açıklamayı da paylaşıyorum ancak çalışma koşullarına dair herhangi bir yanıtları olmamış. sükut ikrardan gelmiyordur umarım... günde 2 kere, 5'er dakikadan çiş-sigara? ciddi misin pentican?

    sayın ilgili;
    işçilerimizin içme sularının sağlıksız olduğu ile ilgili yayınlanan haberleri üzülerek takip ediyoruz. bunlar gerçeği yansıtmamaktadır. çevreye olan duyarlılığı ve çevreciliğe yaptığı yatırımları ile ödül alan bir firma için asla böyle bir şey söz konusu olamaz, düşünülemez. içme sularımızın tüm denetim süreçlerinden geçmekte olduğunu gösteren raporlarımızı dikkatinize sunarız. bu doğrultuda haberde bahsi geçen sözde iddialar gerçeği yansıtmadığı için kamuoyunda yanlış bir algıya yol açmamak adına haberde yer alan haksızlığın düzeltilmesini rica ederiz.
    saygılarımızla.
    penti kurumsal iletişim direktörlüğü

    edit2: twitter üzerinden yazdım az önce:

    .@penticorap selam #pentideişçiyesuyok mu? açıklamanızı okudum fakat tüketiciniz olarak çalışma koşulları hakkında da bilgilenmek istiyorum.

    kurumsal iletişimin zorluğunun farkındayım; dolayısı ile yanıt gelmesi halinde, onu da eksiksiz biçimde paylaşacağım mutlaka. burada amaç, durduk yere markayı kötülemek ya da kriz çıkarmak değil, hepimizin iyi ve insani koşullarda çalıştığından emin olmak. biri yazmış bu başlıkta ve çok haklı. şu an mavi yakalıları konuşuyoruz belki ama bu bizim gibi beyaz yakalıların da sorunu, kendi işini yapanın da sorunu... masanın farklı taraflarında olsak da insan söz konusu olduğunda hep aynı tarafta kalalım diye bu çaba...
  • son derece kalitesiz ürünler üreten bir firmanın hiç şaşırtmayan rezilliği. daha giyerken yırtılan çoraplar üreten bir firmanın işçisine sidikli su içirmesi beni hiç şaşırtmadı.
  • penti'nin çorlu'daki fabrikasına bir çok kez gitmiş biri olarak söyleyebilirim ki: haber doğru. işçiler içme suyunu aralarında para toplayıp kendileri alıyordu. alıyordu diyorum çünkü iki yıl önce bu şekilde şimdi değişmiş midir bilemiyorum.
  • yillardir parizyen kullanirim ilk kez ocak ayinda banka soyarken penti coraplarini denedim. su an e tipi cezaevinden yaziyorum.
    penti'ye bundan sonra su yok.
  • prim olayı performansa dayalı 100, 150, 50 herkes ne kadarını hakettiyse o kadar kazanır ona bir lafım yok fakat insanlara günde iki kere tuvalete gitme hakkı vermek nasıl savunulabilir?
    arıtma suyunu yöneticileri içiyormudur? işçilere neden böyle bir haksızlık yapılıyor.
    güzel içme suyu verirsek daha çok içerler, daha çok çişe giderler diye mi düşünüyorlar!
    çok yazık...
  • bundan sonra penti'den asla birşey almamam gerektiğini bana anlatan haber.
    emek sömürüsüne karşıyım. evet!
  • doğruysa rezaletin tillahıdır. sadece penti değil daha haber olmamış bir çok yerde de olması muhtemel rezalettir. sonuçta bu haber duyulana kadar böyle bir gerçekten haberdar değildik.

    tam kızacağım patronlara bir gülme geliyor, bu arkadaşların çoğu işçi haklarını savunan partilere değil patronun yanındaki partilere oy veriyorlardır muhtemelen. genelleme yaptım ama olayı şahsi ele almamak fikrindeyim, genel sistemsel bir sorun. patronlar bu kadar şımartılırsa sonunda olacağı buydu.

    (bkz: şükür politikası)
  • aynı patron reklamlarında atiye, nil karaibrahimgil ve hadise yi oynatmış.
  • kadınların pek umurlarında olmayacaktır. çünkü deneylerinde hayvan kullanan makyaj malzemelerini kullanmaya devam etmektedirler.
  • rezalete lafım yok da haberdeki bir kısmı anlamadım:

    "‘öneri sun hediye al

    üretimi artırmanın bir başka yöntemi de puanlar ve hediyeler! işçiden, hediyeler karşılığında, üretimde 5-10 dakikalık zaman kazandıracak öneriler isteniyor. bir işçi durumu şöyle anlatıyor: “mesela ‘bu ürünü şöyle yapsak 10 dakika kazanırız’ gibi öneriler sunarsan ve bu öneriler kabul edilirse sana puan olarak dönüyor. bu puanlar toplanınca da çeşitli hediyeler veriliyor. atıyorum, 100 puan olunca bisiklet, 150 puan olunca televizyon.”"

    iyi de bunun nesi kötü ki bu habere giriyor? bugün sıradan bir fabriakaya gidip zaman etüdü/ iş etüdü yapsanız gidip onu işçiyle yaparsınız. hatta çoğu da isteksizdir. üretim sektöründe zamandan kazanmak en nemli mühendislik faaliyetidir. işi yapan kişiden daha iyi bunu kim yapabilir? gereksiz olmuş bir paragraf bence.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap