• youtube'da videolarını izlerken farkettim ki eğer bir azeri gelip "işte bizim kültür bakanımız, sizinki nasıl birisi" dese utanırım...
  • sanatçı. azerbaycan kültür bakanı. 1968 yılında kendi bestesi gel ey seher ile listelere girmiş çok boyutlu şahsiyet.
  • nasıl güzel bir sesi vardır, söyleyecek söz bırakmayan. böyle bir insanın kültür bakanı olduğu bir ülkede yaşamak ne büyük şanstır.
  • dun tanistigim ve beraber caldigim muthis insan ve muzik adami.gel ey seher parcasi her dinlediginizde gozlerinizi yasartir.tertemiz duygulu insanlarin memleketi azerbaycan a yakisacak bir devlet adami.
  • rusların kendi bünyesindeki tüm devletlerde nasıl bir müzik eğitimi verdiğinin canlı kanıtı gibi.adamın çok iyi bir ses eğitimi aldığı gayet belli,ve inanılmaz bir ses rengine sahip.
  • gel ey seher parçasını sanılanın aksine çocuk yaşta vefat eden evladı için yapmıştır.
  • gelmiş geçmiş en büyük tenorlardan biri olan ve hatta devlet tarafından ismi verilmiş bir müzik akademisi de bulunan şarkıcı bülbül'ün oğlu.
  • kendisi azerbaycan respublikası'nın medeniyet naziridir...
  • şebnem ferah la düetini dinlediğimde hayran olduğum, azeri oldugunu şivesinden anladığım fakat kültür bakanı olduğunu şimdi öğrendiğim beyfendi. bizimde böyle kültür bakanlarımız olsa, nerdeee:(
  • o azerilerin tanju okan'ı gibidir. ne bülent ortaçgil gibi kentli soğukluğundadır, ne de alttan alınması gerekecek kadar itici ankara'nın bağlarıdır.

    bu adamın şarkıları loop'a alınır. alınmalıdır. alınasıdır.

    saf kentliliği hissedebiliyor musun? şimdi bir insan düşün.

    sonradan kentliyse bunun farkındadır ve buna yürür.
    bir diğeri ise kentli olmayı bir şekilde fark edebilmiştir kentli olsa da ve yine buna yürür.

    şu veya tanju okan gibi adamları gördükçe şunu hissediyorum:
    bu kişiler alabildiğine kendisi gibi. sıradan. bu sıradanlık saf kentliliği bana hissettiriyor ama! saf kentli. bir şey olmaya çalışmıyor. neyse o ve o olduğu şey açıkça kentli. ne naif, ne mesafeli. yalnızca kentli.

    sen de dinle, sana linkler atacağım. birazcık rakılı olursan daha da ilginç gelecek. bu kadar yerel melodi ve şive ile nasıl batılılık örtüşüyor şaşacaksın, sakın şaşırma!

    tam da bu işte, batılılık batılı olmak. bunu 'fark etmek' değil. emin ol doğululuk da öyle. bunu nasıl fark edersin biliyor musun? buna yabancılaştığın zaman. pilav yemek veya acılı şalgamla rakı içmek mesela. buna yabancılaşınca atalarından beri yiyip içegeldiğin şeye yabancılaşır, kategorize edersin. pilavlığı 2 gün önce öğrendiğin bohemlikle örtüştürür, şalgamı sentez gibi bir lafla harmanlarsın. şalgamla veya pilavla ilgili düşünülmez. bu gibi şeylerde sorun yoktur çünkü. bunlar hiçbir zaman da sorun olmaya yükselmeyecektir.

    bakü'yü sevmiyorum ancak bir şekilde şunu keskin olarak ayırabilirim arkadaşlar:

    türkiye'de nereye gidersem gideyim, bakü'de hissettiğim 'merkeze yakınlık veya aynılık' hissini alamıyorum. belki benle ilgili ama şunu açacağım. bir şekilde gitar alsan ve çalmak istesen sanki ne kadar olursa olsun gerçek gitar çalmayı öğrenemeyecekmişsin gibi bir eksiklik hissi var güzel ülkemde. anlatabildim mi bilmiyorum.

    çizim yapsan bir şekilde dünyada bilinen ama bir şekilde burada tam da anlaşılmamış ve aktarılmamışlık hissini alıyorum. bunlar tamamen kişisel algı kaymasından da olabilir ama gitar bir şey değil. piano veya çizim bir şey değil.

    bu kadar etrafa yabancılaşıp oradan bir şey çıkarmaya çalışan insanı dünyada az gördüm ki bir yerler görmüşlüğüm ve insan tanımışlığım var.
    pilavdan gitara, pianodan şalgama, nağmeden net melodilere bu var.

    mesela bir jim morrison düşün. la woman şarkısında bildiğin nağme yapıyor. sorun şu: bunu türkiye'de yapsan bir şekilde ya morrison'ın kendisi veya etrafındakiler buna yabancılaşıp bunu bildirecek. öyle veya böyle bu olacak. halbuki amerikadaki morrison bunun farkında bile değil! çünkü bu bir sorun değil!

    hesretimsen

    hayif bele oldu

    sokaklardan geçen arabaları, ara sokaklara giren araçlardan geriye kalan koca uzun caddeyi görüyor musun? görüyorsun değil mi?

    düz zeminler, geniş caddeler, bir şekilde kentleşmiş, doğadan güzel şekilde yollarını ayırmış insan. kutla bunu, bu kadar kendine yabancılaşmaya çalışma. allah olmaya çabalıyorsun ondan sonra hiçbir zeka veya üretim göstermeden egon şişiyor ortalıkta yer kalmıyor sonra.

    metro sıradandır. çok temiz metro olmaz. olursa yenidir. yeni metro geç kalmış metrodur. kent.

    kenti unutma. kent iyidir. kent başkadır.
hesabın var mı? giriş yap