• hayatımda sözlüğün olmadığı zamanlarda, 16 yıl içtikten sonra,
    15 mayıs 2011 akşamı yaptığım şeydir.

    benim 2 tane oğlum var, sevdiğim bir eşim var,
    çocuklarımını büyüdüğünü, kızlarla çıktıklarını, evlendiklerini, onların da evlatları olduğunu görmek istedim.

    sadece o kadar.

    bir akşam zort diye bıraktım, ardıma bile bakmadım, zerre de zorlanmadım. bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.
  • bir gün apartmanın aşağıda arkadaşlarla oturmuş muhabbet ediyoruz. bir yaşlı amca geldi yanımıza dedi ki: neden bu kadar sigara içiyorsunuz! kaç saattir sizi izliyorum birini atıyorsunuz birini yakıyorsunuz! bir de böyle sert sert konuşuyor azarlar gibi bizi. şimdi belli babamızdan büyük yaşı ne diyelim. dedik amca içiyoruz işte. napalım. bırakın! dedi. ben bıraktım! 60 yıl içtim ben bunu! bırakalı 5 yıl oldu! yeniden doğmuş gibi oldum! insanın her şeyini etkiliyo! şimdi anlamıyosunuz gençsiniz bunu bile etkiliyo! (şeyini işaret etti) içmeyin şunu! dedi. dedik amca bırakamıyoruz. zamları bahane edip bıraksak yolda dolu paket bulsak yine başlarız. olmuyor napalım. anca bir hastalığımız falan çıkacak korkucaz öyle herhalde. sonra dedik amca sen 60 yıl içmişsin bunu, 5 yıl da olmuş bırakalı. kaç yaşındasın ki sen? dedi 70 yaşındayım! 5 yaşında başladım! koptuk biz... sallıyo sandık. 5 yaşında sigaraya mı başlanılır? dedi ki: ben 5 yaşındayken toprak yiyormuşum! köyden biri babama sigara içir buna bırakır toprak yemeyi demiş! hem toprak yedim hem sigara içtim!
  • benim için şu sıralar; yemek yedikten sonra üstüne sigara içmekten vazgeçip, yemek yedikten sonra üstüne yemek yemek olarak devam eden olgu. güzel bırakamadım sanırım.
  • 15 senelik yoğun içiciliğin ardından (galiba) 4,5 sene önce başardığım ve bir daha geri adım atmamaya yemin ettiğim süper durum, "bıraktım" değil de "içmiyorum" demeye başladığınızda gerçekten başardığınızı anladığınız yaşamsal hareket, kalkışan herkese sonsuz destek vermeye söz verdiğim girişim
    edit: bu arada hala içmiyorum ehms.
    edit-ül apdeyt: sık sık soran dostlarım oluyor, bir güncellemeyi kendime borç bildim. arada bir kaza yaptım ve bir kaç sene içtim. şimdi tekrar bıraktım ve o döneme baktığımda ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyorum. siz de bırakın anam. zor mu? zor... insan kendini aldatan hayvan mıdır? evet odur... bunları bilerek girin bu yola, kazalar moralinizi bozmasın. ama buna güvenerek kazalara sığınmayın. sonunda başarırsınız be kurban. atla deve değil. hadi ben kaçtım. kib. bye.
  • evet sigarayı bırakan sevgili arkadaşım. ara ara bu başlığı yokluyorsun biliyorum. sakın kararından kuşku bile duyma aynen devam. beklenen yarın çok yakın. kazananlardansın.
  • dünyanin en tehlikeli uyusturucusudur sigara. sigarayi birakmak ise özgür bir dünyaya acilan kapidir. bence kapitalizmin en büyük oyunlarindan biridir sigara. düsünsene, hem insanlar bundan ölüyorlar, hem bagimlilar, hem de fiyati ne olursa olsun almaya mahkumlar. devlet de o kadar güzel sögüslüyor ki bu sigarayi aklin hayalin durur. sagligini bozmak icin vergi ödüyorsun, kisa zamanda da ölüyorsun, sirkülasyon sagliyor. evet evet sana diyorum, senle tasak geciyorlar. sagligini bozup, üzerine bir de parani aliyorlar. finlandiya da duydugum kadariyla komple yasakladilar sigarayi. cok güzel bir adim bence. simdi konuyu dagitmadan sigarayi birakmaya gelelim. sigara;

    - üstü basi kokutur. (les gibi. üzerine siktigin onlarca fis da onu daha kötü kokutur)

    - ellerin kokar, saclarin kokar, kulaginin arkasi kokar, terin kokar, idrarin kokar, kokar da kokar.

    - ucuz bir uyusturucu oldugu icin erisimi cok kolaydir. bagimliligi daha ilk nefeste yapar. hicbir sekilde az iciyorum, azalttim geyikleri dogru degildir, inanmayin. sigara azaltilmaz. götürün bunu diyen kisiyi icirin biraz, göreceksiniz.

    - sigara insani asosyal yapar. sosyallesiyoruz geyigi altinda yazin sicakta, kisin karda kiyamette kapi önüne cikip sigara icmek, o güzel ortami birakmak asosyalliktir.

    - sigara stersi alir yalani: sigara stresi falan almaz. sadece vücut ona bagimli oldugundan kendini ödüllendirme psikolojisiyle aldatir bünyeyi beyin. normal insanlar nasil stresle basa cikmak icin sigara ihtiyac duymuyorlarsa, sigara icen de aslinda duymuyor. sadece sigara ictikten sonra kanda %50 oraninda düsen nikotine vücut ihtiyac duyuyor. hepsi bu.

    - özel sigaralar:

    > sabah ilk icilen sigara misal. les gibi kokutur üstünü basini, agzinin tadi igrenc olur, arti partnerinle sevismek istesen agzindaki o berbat kokudan ve taddan dolayi gider dislerini fircalarsin, öyle sevisirsin.

    > alkol icince icilen sigara: kocaman bir yalandir. insanlar masada takilirken, ya da diskoda barda eglenirken, sen kacarak sigara icecek yer ararsin. aslinda bir eroinmandan hicbir farkin yok, olmayacak da.

    > molalarda, toplanti öncesi, spor sonrasi, stres sonrasi, yemek sonrasi, sevismeden sonra vs. icilen sigaralar tamamiyle beynin kendini bagimliligini mazur göstermek icin kisiye sundugu oyunlardir. bir sigaranin diger sigaradan hicbir farki yoktur!!!!

    - dustan cikinca icildiginde insani berbat kokutur.

    - hizli ölmeni saglayarak kapitalizme katkida bulunur.

    - buna verilen para sadece günlük x lira degildir. akciger ve solunum yetmezliginden cekilen hastaliklarda, kanser vakalarinda ki, sen kanser olacaksin!!!
    evet sen de, sen de, sen de. dünyada görülen kanser hastaliginin yüzde otuzu sigara yüzündendir, ortada böyle bir gercek varken sigara icen bildigin junkydir. sonu yok bunun, kacisi da. dedem bagira cagira ölmüstü akciger kanserinden. o son sana da hic uzak degil sevgili okur. bana bisi olmaz ya dedigini duyar gibiyim:))) ( ben de diyordum)

    - reflü yapar, gastrit yapar hayatini cekilmez hale getirir.

    - vücuttaki vitaminler sigarayala savasta kullanildigi icin vücut inanilmaz solar, rezil bir hale gelir. vitamin katilidir.

    aslinda bunlar hicbir sey daha. o kadar cok kötü tarafi var ki, saymakla bitmiyor. neresinden tutsan elinde kaliyor. bütün bunlari es gecip hala sigara icmek afedersiniz ama, bence gerizekaliliktir. bagimliliktir ve bunun kölesi olan insanlar da bundan habersizce yasarlar. herkes iciyor, öyleyse?

    sen de mi iceceksin?

    sigarayi biraktiktan sonraki sürec zorludur. nedeni de sigaranin eroin gibi geritepmesnin cok fazla olmamasindan kaynaklanir. insan bu esnada kendini bir hastaliktan kurtuluyor da, nekahat devresindeymis gibi görmeli. cünkü öyle. vücut kendini bu pislikten arindirdigi icin sok yasiyor ve bu kücük soku atlatmak icin de irade gerekiyor. 4 günden sonrasi cok rahat gecer.

    sigarayi birakmak icin evdeki bütün sigaralari cöpe atin, cakmaklari, kültablalarini sigaraya alakali olan her seyi uzaklastirin kendinizden.

    ilk günlerde kilo almaniz normaldir, bircok insan bu yüzden sigara icer ve birakamaz sigarayi. 4,5 kilo almak hic sorun olmamali.

    gelelim en güzel tarafina, sigarayi biraktiktan sonra üzerinize cöken o esaret duygusunu da söyle atlatacaksiniz:

    artik özgürüm, artik her seyi tadini daha iyi alabilcem, daha sagilikli yasayacagim ve daha kaliteli bir hayat sürecegim. ilerde, ya da suan cocuklarimin yüzüne cok daha huzurlu bakabilecegim. özgürüm artik. öksürük yok, reflü yok, faranjit yok, kanser tehlikesi cok düsük, performans inanilmaz artiyor, nefes alabiliyorum.

    bunlari tekrarlayin. sigara icenleri görünce, aslinda sizin onlara degil, onlarin size özendigini unutmayin. cünkü onlar batakta debelenenlerdir ve bir gün nefesleri debelendikleri bataklikta sönecektir. halbuse siz hayatinizin keyfini cikaracaksiniz. birakin onlar hayiflansinlar ve yaptigi yoldan döndürme cabalarini ekarte ederek onlari da bu yola sokabilirsiniz.

    unutmayin:

    sigara bir uyusturucudur. dünyanin en tehlikeli uyusturucusudur. legaldir, her yerdedir, erisimi cok kolaydir, ama uyusturucudur. bedeninizi ele gecirir, sagliginizla oynar, cebinizdeki paranizdan ve sevdiklerinizden olursunuz. sigara kötüdür. sigara icenler cool degil, zavallidirlar.

    etrata gördügünüz keslere, alkoliklere, tinercilere, balicilere bakarken hic kendinizin ne halde oldugunu düsündünüz mü? onlara acirken kendi halinize hic acimak akliniza gelmedi mi?

    onlar sadece sonuclari daha cabuk yasiyorlar, sadece bagimli olduklari maddelerin bataginda hayatlarini idame etmeye calisiyorlar. sigara insanin kafasini güzel yapmasa da, yoksunlugu hafif gibi gözükse de, insani rezil bir duruma sokmasa da (ki bunu sadece icen düsünür, icmeyen bilir ne kadar zavalli oldugunu icicinin) sigara dünyanin en tehlikeli uyusturucusudur. etkilerinin vücutta ortaya cikmasi yillarca bile sürebilir. yillar sonra akciger kanserisiniz tebrikler diye kimse size madalya takmayacak. benden söylemesi.

    hemen, simdi, su anda.

    birakin sigarayi. yasayacaksiniz!!!

    söz veriyorum:)))

    ps: arada kaçırdım, ama hala içmiyorum sigara.
  • yolu bu başlığa düşecek olan tiryakiler için, birşeyler yazmak istedim.

    öncelikle hoşgeldin!!
    işe 'sigarayı neden bırakmak istiyorum' sorusuna doğru cevap vererek başla. bu süreçte atacağın ilk ve en önemli adım bu. dürüst ol.

    sağlığını mı düşünüyorsun yoksa cüzdanını mı?
    ' bu çok önemli. '

    ben üniversite okurken bırakmıştım mesela, çünkü param yoktu..
    sigara içerek nasıl bir aptallık yaptığımı da, bırakınca anladım.

    sende mi cüzdanını düşünenlerdensin, benim gibi.
    öyleyse hemen eline boş bir kağıt al ve koy cüzdanına.

    şu andan itibaren "canın her sigara istediğinde" bu kağıda bir çizgi atacaksın.
    bu kağıt önemli. sakın kaybetme.

    barda kızlarla dans ederken; sigara krizin mi tuttu?
    hayır hayır utanma!! çıkar cüzdanından..

    paran olmadığı için "ben birşey içmiycem. teşekkür ederim" dediğin günleri hatırla.
    daha fazla rezil olamazsın merak etme..

    şimdilik tek yapman gereken bu. kağıdı kaybetme ve her sigara içmek istediğinde 1 çizgi atmayı unutma. 2 hafta sonra tekrar bu entry'e dön ve okumaya devam et. ben burada seni bekliyor olucam, merak etme.
    hoşçakal..

    -----------------------------

    burdayım burdayım.
    hoşgeldin. naber? seni tekrar görmek güzel. bir an hiç gelmiyceksin sandım, ne yalan söyliyim.

    kağıt duruyor mu? peki çizgiler birikti mi? hadi beraber sayalım tek tek. 20şer 20 şer ayıralım.
    1. 2. 3.........9. 10. 11. 12.
    12 tane 20lik. 12 paket sigara.
    bana kıyasla daha az sigara içiyorsun itiraf ediyim. ben ilk 2 haftada, bunun 2 katı çizgi atmıştım.

    içtiğin sigara kaç para. 9? 10?

    kaç para kurtardın tekel bayiinden hesaplayalım mı?

    kaç? 108 tl. çok iyi.

    şimdi kağıdı cüzdanına geri koy ve telefonunu çıkar.
    ona mesaj at. evet evet ona!!

    bu 2 hafta az kahrını çekmedi. bir teşekkürü hak etti inan bana.

    yarın kahvaltıya davet et onu. yaz hadi.

    " sigara içmeyerek biriktirdiğim 108 tl param var. beraber kahvaltı yapalım mı? "

    parayı nasıl harcayacağın sana kalmış. ama unutma!! sadece 108 tl. aşmak yok.

    dilediğin gibi harca, mutlu ol ve mutlu et.
    kağıdı unutma.
    artık eskisi kadar sigara içmek istemediğin için çizgiler azalacak.

    "eskiden olsa şimdi kesin sigara içerdim" dediğin her yerde bir çizgi at.

    uyanınca, yemekten sonra, tuvalette, ders arasında, kahve molasında, bilgisayar başında, barda, sarhoşken ve hatta seviştikten sonra..
    kağıdı kaybetme ve 3 ay sonra dön bana.
    ben yine burada seni bekliyor olucam.
    hoşçakal..
    ------------------------

    tekrar hoşgeldin. naber?
    yüzünün rengi yerine gelmiş, iyi gördüm seni.

    kağıdı getirdin mi?
    kaç para çaldık tekel bayiinden bir bakalım. geçen ay zam geldi, ona göre hesapla.

    hey maşallah!! ee sen 3 ay önce sigaraya bu kadar verdiğine göre, epey zenginmişsin.. :) şaşırdın di mi?

    hadi koy kağıdı cüzdanına da çıkar telefonu. daha fazla bekletmeyelim.
    ara hadi. yok yok mesaj olmaz bu sefer. ara. söylediklerimi tekrar et.

    "sigara içmeyen bir insan olmaya çabalarken, çok kırdım mı seni? özür dilerim. iyi ki varsın.
    bu pazar kimseye söz verme. adaya gidiyoruz. gözlerden uzak, yalnız sen ve ben. seninle sarhoş olup, seninle ayılmak istiyorum."

    afiyet olsun.. benim içinde kadeh kaldırmayı unutmayın..

    size bir sır veriyim mi?
    sizin kadar şanslı değildim. kahvaltıya davet edeceğim ve adada sarhoş olacağım kimsem yoktu benim. 3 yıldır çiziyorum. geçen sene kağıtta yer kalmayınca araba aldım. gülmeyin. abartmadığımı 3 sene sonra göreceksiniz.
    hoşçakalın!!

    unutmadan. son ve en önemli kısım.
    hiç tabu oynadınız mı?

    'sigarayı bıraktım.' yasaklı cümle. asla!!

    doğrusu 'ben sigara içmiyorum.'

    tekrarlayın ve unutmayın.
    ' ben sigara içmiyorum. '
  • sözlük spotu:
    yaş 59.
    başlama yaşı: 21
    debi:( 2 paket muratti + 1 paket djarum ) / gün
    bırakma yaşı : 44 (2008)

    her sene düzenli aralıklarla, ölene kadar burayı editleyeceğim. amacım sigara içenlere, farkındalık yaratmak. sigarayı bırakmalarına yardımcı olmak. umarım bir nebze yardımım olur.

    sene 2013: 5 yıldır düzenli olarak spor yapıyorum. sigarayı bıraktıktan sonra 2009 senesinde, sigaranın etkilerini yok etmek ve sağlıklı bir vücuda kavuşmak için, koşuya başladım. önce 2-3- 5km koşularla başladım. zamanla kilolar azalınca, süreler ve mesafeler uzadı. 42 km maratonu rahatlıkla, zorlanmadan koşacak seviyeye ulaştım. her şey çok güzel giderken, bir anda koşamamaya başladım. koşuya çıkınca 1,6 km mesafeye ulaşınca, enerjim bitiyordu, adım atamıyordum. 3-4 gün sonra düzelir dedim, büyütmeye, doktora gitmeye gerek görmedim. ama düzelen bir şey olmadı. her koşum kabus olmaya başladı. 1,6 km ye ulaşınca 40 km koşmuş gibi oluyordum. çevremin baskısı ile bir kalp doktoruna gitmeye karar verdim. testler sonucunda, acilen anjiyo yaptılar, doktor eve bile bırakmadı. anjiyo sonucunda kalbin ana çıkış damarının %99,5 tıkalı olduğu gözlendi ve kalbime stent takıldı. doktor şansa yaşadığımı söyledi. şunu da ilave etti, "eğer koşmasaydın, bunu tespit edemezdin, koşu sana en güzel gereken uyarıları verdi". şu an kalbimin çok iyi olduğunu ve koşmaya devam etmemin, bir sakıncası olmadığını belirtti. anjiyo sırasında ilk aklıma gelen bir daha koşamamak oldu. yıllardır uğraşılarım boşa gitti diye çok üzüldüm. sağlığıma tekrar kavuşmak beni çok mutlu etti. damar tıkanıklığı, sigara ve kötü beslenme sonucu oluşmuştu. ömrümün geri kalanında aynı hatayı yapmamak artık benim elimdeydi. sigaranın mahvettiği vücudumu kurtardım.
    nasihat: zararın, yanlışın neresinden dönerseniz kârdır, asla geç kalmış değilsiniz, hayatımız hep bir pamuk ipliğine bağlı. küçük bir kıvılcım yakın, sigarayı bırakın. hayatı çok ciddiye almayın ama sağlıklı yaşamı ciddiye alın, yaşlandıkça sağlığın ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız. su içmek, tuvalete gitmek gibi basit bir ihtiyacın, dünyadaki en değerli, hazine olduğunu anlıyoruz, sağlığımızı kaybedince. sigara içmek gibi, çok değersiz ve sağlıksız olduğu kanıtlanmış bir eylemle vaktinizi neden kaybedesiniz? koşun, gezin, eğlenin. ben bunları sigara içerek de yapıyorum, diyorsanız, yanılıyorsunuz. sigara içmek, nasıl diyeyim, hayatınızda yaptığınız veya yapacağınız -kusura bakmayın ama- en ahmakça eylem. kendimden biliyorum, amacım kimseye hakaret etmek değil. kendinize yazık etmeyin.

    sene 2014: bu yıl benim için çok güzel geçti (eşimi kaybetmek hariç) . mayıs ayında, ormanda 55 km mesafeyi güle oynaya koştum. artık canım yarışlara katılmak istiyordu. her allahın günü ormana çıkıp, haftada 70-100 km koşuyordum. aralık ayında çekmeköy ormanında 24 saatlik bir yarış vardı. gözüme kestirdim ve katılmaya karar verdim. yarış günü yağmur hiç durmadı, tecrübesizlik yüzünden, hiç durmadım , dinlenmedim ve 12 saat sonra üstümdeki ıslak kıyafetler sürtünme sonucu vücudumu mahvetti. acıya katlanma katsayım yüksek olduğundan, dayandım. ama bir noktaya kadar. artık kıyafeti değişsem bile nafileydi. 75 km koşarak, 12 saatte yarışı bıraktım. başarısız gözüksem de, bence bu yarış ufkumu açtı ve bana çok şey kattı. dersimi aldım.

    23 nisan 2017 : iznik ultra maratonunda, orhangazi 90km etabını, 12 saatte koşarak en büyük hayalimi gerçekleştirdim. yarış bittiğinde sevinçten havalara uçuyordum.

    23 ağustos 2017 : bantta 42,195km maratonu 3 saat 50 dakikada koştum, ortalama tempo ( pace) @5:27 ve ortalama nabız 145. sağlıklı bir vücudum olduğu için çok mutluyum. 52 yaşında ve sağlıklıyım. hedefim 80 yaşında maraton koşmak. ( geriye dönük düzeltme: 15 ocak 2023: 70 yaşına düşürdüm, yaş 58 ve zor olduğunu anlıyorum artık bazı hayallerin. 70 yaşında maraton koşayım yeter bana *)

    23 ocak 2019 : 2018 sakatlıklar yüzünden kötü geçti, 6 ay koşamadım. iyileştikten sonra tekrar başladım. şu an 1988 yılında ulaştığım en iyi kilo olan 72 kiloya ulaştım. kendimi çok dinç hissediyorum.. 2013 yılındaki hızımı yakaladım. 10km yi 46 dakikada koşabiliyorum. daha ne isteyebilirim hayattan. koşmak ile ilgili hayallerimin çoğunu gerçekleştirdim. eskiden "hayallerinin peşinde koşmak" lafı çok klişe gelirdi. simdi başka bir hayalim var, o da 70 yaşında maraton koşmak. sporu ve koşmayı bırakmazsam, çok zor, ulaşılmaz bir hayal değil, bir diğer hayalim ise, işi gücü bırakıp, kırsala yerleşip, her gün koşmak, yüzmek, bisiklete binmek.

    25 aralık 2019 : 2 hafta sonra 55 yaşına basacağım. 2019 güzel geçti. her sene bu entryi editlemekteki amacım, sigarayı bırakmak isteyen insanlara bir nebze yardımcı olmak, benim yaptığım hataları yapmalarına engel olmak. sigarayı bırakmanın çok zor olmadığını açıklamak. ömrümün 23 yılını bu anlamsız sigara ile mahvettim. bazen düşünüyorum, geriye baktığımda, aldığım yanlış kararlarda, sigaranın payı var mıydı? içmeseydim yine o hatalı kararları alır mıydım? . kadere geliyoruz yine, bilemiyoruz. sigarayı bırakmak adına iyice dibe vuran benim gibi bir adamın, bir anda silkinip sigarayı bırakması, çok büyütülecek bir olay değil tabii ki; fakat burada sigarayı bırakmayı koşu ile gerçekleştirme konusuna açıklık getirmek istiyorum. aslında yaptığım çok basit bir şey, sigara bağımlığını, koşu ile değiştirdim. bu kadar basit bir denklem. olaya bir de bu yönden bakiniz derim. kötü alışkanlık out, iyi alışkanlık in. tabii buradaki kötü ve iyi kavramları kişiye göre değişir. koşuya kötü, sigaraya iyi diyene lafım yok.
    bu sene pek yarış koşmadım. düzenli, programlı , hedefsiz koştum.sene sonunda sepette 2700km biriktirdim. hedefim her gün 10km ile yılda 3600 km koşmak , çok zor bir hedef bu. devamlılık, disiplin istiyor. hastalık, iş güç bazen buna izin vermiyor. koşunun hayatımda bir artısı daha oldu. oğluma çok güzel örnek oldum, o da koşulara başladı, yarı maratonlar, maratonlar koşuyor. (gelecekten gelen edit: 2022 chicago maratonunu 3 saat 34 dakikada koştu, aslan oğlum benim) kendimle ve oğlumla gurur duyuyorum. en çok da kalbimle ve nabzımla gurur duyuyorum. yaş 55 olsa da, kullandığım saat fitness yaşınız 20 diyor. böyle de güzel bir faydası var koşunun ve sigara içmemenin.

    12 ocak 2021 : yaş 56 oldu. bu sene pandemi nedeni ile koşularım düzensiz. performansım bir ara pik yaptı , sonra bozuldu yine. şu ara devamlı koşamadığım için, mutsuzum. koşu tek ilacım, terapim. 2020 de 2000 km ancak koşabilmişim. sanırım yıllık 3600 km hayalime asla ulaşamayacağım. bu sene olur mu? çok zor. hayırlısı be sözlük. sayın okuyucu sigara içme lütfen.

    11 ocak 2022 : yaş 57, sigarasız bir sene daha geçti. güzel sakatsız, kazasız bir yıl. koşu bu sene de beklediğimin altında oldu. 1600 km ancak atabildim sepete. her sene düşüyor kilometreler. sanırım, artık vücut ile beyin arasında birbirine söz geçirme ya da geçirememe dönemine giriyorum. sabahları erken kalkıp koşmak çok zor geliyor artık. bu sene hedefim 2500km. aza tamah edeyim, fazla olursa ne ala. sigara içmeyiniz. içenleri de kendi haline bırakınız, onları da hor görmeyiniz. bu ekonomik sıkıntıların tavan yaptığı bir dönemde, garibanın sigarasına dokunmayınız. bir ara çok kızıyordum sokaklarda içenlere. artık bir şey demiyorum.

    15 ocak 2023 : yaş oldu 58. bu sene 2073 km koşmuşum. 3600 km hedefi olan ben artık 2000 km lere seviniyorum. bel ağrıları ile bu sene çok sıkıfıkı oldum. buna rağmen sık sık, pes etmeden koştum. sigaraya gelecek olursak, unutalı yıllar oldu, nasıl bir şeydi, bilen yeşillendirsin. entry de zaten sigaradan çıkarak, farklı bir yola evrildi. yaşlı bir adamın koşu anılarına döndü. ölmez sağ kalırsak, seneye 2024 de güzel bir türkiye'den size tekrar yazarım. sağlıcakla kalın, sigara içmeyin. buraya kadar okuduktan sonra hala sigara içeceğim ben diyorsanız, sizi allaha havale ediyorum. 2024 editimi de okumayın. içmeyin şu zıkkımı işte. life is beautiful.

    13 ocak 2024: 59 sene geride kaldı, yeni bir edit ile karşınızdayım. sigarayı bırakalı 16 sene, koşuya başlayalı 16 sene, stent takılalı 10 sene oldu. bu süre zarfında, zaman nasıl geçti hiç anlayamadım. geriye bakınca, yaşadıklarımı düşünününce, ilk aklıma gelen tabi ki, hayatımın bittiğini sandığım stent takılması anıydı. "%99,5 ana damarınız tıkalı " bu söz grubunu duyduğum an, şimdiye kadar ki yaşadıklarım arasında en önemli an olarak yerini sağlam bir şekilde tutmakta. bu seneye, 2023 e gelecek olursak, 1600km ancak koşabildim, çok stresli, yoğun bir seneydi. 5 yıldır beraber olduğum sevgilimle evlendim. koşu bu hengamede hep ikinci planda kaldı. ama bu sene farklı olacak, bu sene hayalimdeki 3,000 km sınırını geçmek tek önceliğim. sigara içenlere bu sene empati kuramadım, sokakta içenlere içimde gerçekten büyük nefret oluştu. sokakta yürürken, sigara içenlerin yanından geçerken, homurdana homurdana geçtim, içimden bütün küfürleri saydım. en çok sinirlendiklerim, metroda, durakta içenler. bu insanlar neden dünyanın sadece onlara ait olduğu gibi yanlış bir bilgiye sahipler. başkalarını rahatsız ettiklerini düşünmek, bu kadar zor mu? istediğiniz kadar için, buna lafım yok, fakat beni rahatsız edecek yerde lütfen içmeyin. az önce salonda 11 km koşup geldim, @5:49 pace ve ortalama 133 nabız ile koştum. koşudan anlayanlar 59 yaşındaki bir insan için bunun altın kadar kıymetli olduğunu bilirler. umarım bu sağlığım uzun seneler böyle sürer. çevremdeki insanlara 59 olduğumu söylediğimde, yüzlerindeki ifade beni çok mutlu ediyor. para ile alınamayan tek şey gerçekten sağlık, bunun kıymetini bilin sevgili dostlarım. içmeyin sigarayı, bu kardeşiniz, ağabeyiniz bir bildiği var ki, bunu söylüyor. umarım seneye daha güzel haberler ile, sağlıklı bir yılı geride bırakmanın mutluluğu ile ve en önemlisi 3,000 km koşuyu bitirmiş olarak yeniden sizlere buradan seslenirim. şimdilik sağlıkla kalınız, sigarayı bıraktınızsa, ne mutlu size, bırakmayı düşünüyorsanız, hemen bırakın lütfen, sevdikleriniz için. bırakmayacaksanız da, sevdiklerinize elvada diyeceğiniz yıllar fazla uzak değil, bunu bilin. seviyorum hepinizi.
  • babam otuz beş yıllık sigara tiryakisiydi. fosur fosur içerdi ve hatta bazı akşamlar oturma odasına gaz maskesi ile girmek zorunda kalırdık. kül tablasında yanan birden fazla sigara artığı görmek, muhtar çakmağından beş dakikada bir çıkan o mayhoş ateş sesini duymak artık rutin şeylerdi bizim için.

    yine böyle dumanlı kof bir akşam üstü oturma odasında pineklerken babamla şöyle bir diyalog geçti aramızda:

    -ne anlıyorsun sen bu boktan?
    -anlamadım?
    -kaç sene oldu bu tiryakilik sende?
    -30 seneyi geçti herhalde...
    -bıraksan iyi olmaz mı?
    -valla zor oğlum bu saatten sonra...alışkanlık olmuş bi kere
    -ama baba bak sağlık, sıhhat, mutluluk...
    -geç boşver bunları...

    o anda bir sessizlik oldu. kafamdan kırk tilki geçti ve nasıl olduysa doğru hayvanın kuyruğundan yakalayıp vurucu bir nokta bulabildim:

    -torunların baba...
    -ha?
    -torunların diyorum...
    -ne olmuş onlara?
    -her şeyi geçtim bari onları düşün. torunların şimdi üç beş yaşında. onların mezuniyet törenlerinde alkış tutmak, düğünlerinde halay çekmek, bayram ziyaretlerinde nasıl da büyüdüğünü görmek istemez misin?
    -eee isterim tabii...
    -o zaman söndür şu elindeki vicdansızı...torun kokusunu daha iyi içine çekebilmek için, çocuklarımızın seni daha çok öpebilmesi, "dedeciğim" diye boynuna sarılabilmesi için at o elindekini artık...

    gene bir sessizlik kapladı ortalığı. yaklaşık otuz saniyelik bir duraklamadan sonra yarısı yanık sigarayı kül tablasına götürdü babam. titrek elinin ucundan kıvılcımlar çıktı. ve ardından pakette kalmış dört sigara daha kül tablasına boyunları kırık olarak ulaştı. ve o günden bu yana dört ay geçti, babam hala sigaraya elini sürmedi...

    ve o akşam mutluluk içinde ben, yan odaya geçtim. çıkıp balkona yıldızları izledim. garip bir zafer sarhoşluğuyla elim gitti gömlek cebine. yaktım cigaramı üfürdüm dumanı havaya, keyfim yerine geldi...(ehehe)
  • beyin emrederse vücut itaat eder. bir gece ansızın yeter bu kadar deyip son sigaramı tiksine tiksine içtim. sabaha sigarasız başladım. sigarasız 7. yılımdayım.kendimi tiksinmeye nasıl şartlandırmışsam artık, dumanından ve kokusundan nefret ediyorum. "sadece yemeklerden sonra içerim, kahve-çay ile 1 tane içerim, canım sıkıldı 1 tane yakarım" ile bırakılmıyor.
    beyninde bitireceksin, iradene sahip çıkıp tek seferde bıçak gibi kesip atacaksın.ben öyle yaptım.sigara ile eşlik etmekten keyif aldığım her şeyi inadına fazlasıyla yaptım.kahve içtim, bira içtim, alkol aldım. aman içersem canım sigara çeker demedim tersine inat ettim.
    canım her çektiğinde, sanki 1 dk önce söndürmüşüm gibi düşünüp gelen krizini 1 saat öteledim. 3-5 kez aynı tekrarı yapınca bir baktım sigara içmeden gün bitmiş. bu bana güç verdi ve ertesi gün de içmedim. böylece 22 yıllık tiryakiliğime 2017 de son verdim.
    evet, bir sabah uyandım ve içmedim.
    bıçak gibi kesip atmadıktan sonra, azaltmanın, günde 3-5 dala düşürmenin, sadece yemek ve kahveden sonra içerimlerin kendinizi kandırmak olduğunu bilin. beyninizde bitirin ve maddi manevi zararlarını düşünüp nefret edin, tiksinin. başka türlü bırakılmaz. beyni bırakmaya şartlandırdığınız zaman ilk 3-5 gün krizler de gelmiyor.
    bıraktıktan sonra ne mi oldu? sigara içenlerin ne kadar leş ve iğrenç koktuğunu anladım. demek ki zamanında ben de böyle kokuyormuşum deyip bu zıkkımı bıraktığım için bir kez daha kendimle gurur duyuyorum. darısı içen herkese
hesabın var mı? giriş yap