• nefis bir mark eliyahu parçası. buzbağ eşliğinde tüketilmesi tavsiye edilir.
  • bir donem efsane mertebesine kadar ulasmis mirc scripti, kefz diye biri yapmisti.
  • soulfly'ın şarkılarından, ilk kasetin ismidir.. soulfly'ın ta kendisidir... şöyledir,

    zumbi é senhor das guerras
    zumbi é sonhor das demandas
    quando zumbi chega
    é zumbi quem manda

    your tribe our tribe
    your life our life
    your tribe our tribe
    your life our life

    hear the drums.. they come from the sea
    bring the tribal spirit on e
    cz my pride n my root i believe
    no this tribe you cant take it from me

    apalai apiaca arara botocudo
    goitaka guarany yamamadi ypixuma
    maori aboringal zulu banshee
    mohican masai hopi panga
    omai asaro xingu buli
    guaikuru tikano tupinamba karo
    kaiapo...

    şeklinde liriklere sahip kelimelere pek sığamayan* şarkıdır..
  • halla kullandigim ve en son versiyonu 9.4.3d olan ve $ubat 11 2000 tarihli mirc scripti.
  • neo-evrimci (neo-evolutionism) antropoloji terminolojisinde bir yerlesim yeri kurabilecek, üyelerinin belli sosyal, ekonomik ve dini baglarla ya da akrabalikla bir birliktelik kurdugu, yaklasik 200 kisilik gruplara verilen isim.

    her ne kadar günümüz akademik calismalarinda artik pek kullanilmayan bir terim olsa da 19. ve 20. yüzyil boyunca kullanilan terminoloji ve alt anlamlari akademi disinda neredeyse beyinlere kazinmis sekilde hâlâ duruyor. akademik metinlerde daha cok "kücük ölcekli toplum" (small scale society), "grup" ve hatta bazen almanca aktarmali "topluluk" (gesellschaft) gibi terimler kullanilirken sokakta diger gruplara, topluluklara nasil hitap edildigini aslinda hepimiz biliyoruz. farkli cografyalarda yasayanlar sevdikleri/sevmedikleri ya da belli bir tarihi paylastiklari diger insanlar icin oldukca yaratici olsa da genelde asagilayici isimler kullaniyorlar.

    simdi bunun "tribe" tanimiyla ne alakasi var?

    bizim su an sokakta kullandigimiz bazi terimlerin zamaninda akademide tartisilip sekillendigini ve bir sekilde kullanima girdigini biliyoruz. mesela "nobran ne ki" zamanlarindan cok önce akademisyenler bol bol nobran demislerdir saga sola. ya da yapisal olarak parcalanmak bir akademisyen icin en olagan eylemlerden birisidir, anlayamazsiniz. neyse. bu noktada aslinda tribe yerine türkce karsiligi olan kabile terimini de kullanabiliriz, cünkü hem tribe hem de kabile vakti zamaninda akademik ortamda ici doldurulan ve sekillenen benzer alt anlamlari iceriyorlar.

    kabile dedigimizde kafamizda olusan imge genelde afrika'da yasayan giris paragrafinda cercevesini verdigim topluluklardir (baska cografyalarin "yerlileri" de bu kapsama girebilir). ayni sey tribe diyen bir cok yabanci icin de gecerli (sordum, ordan biliyorum). kisa bir google görsel aramasi ile benzer sonuclari kendiniz de elde edebilirsiniz. imgede gecen maceranin afrika'da oldugunu nereden biliyoruz peki? cünkü elimizde kabile terimiyle birlikte gelen belli basli bilgiler var:

    kabile üyeleri,

    - yari ciplaktir (özellikler ayaklar ciplak olmali, var bi sembolizm orada)
    - kullandiklari malzemeler "modern" degildir (mizrak, sopa, tas vs.)
    - mümkün olan en koyu deri rengine sahiptir

    vesaire...

    eldeki bu bilgilerle de aklimiza ilk gelen "normal" olarak afrikadir. mesela bazen amcaoglu ile konusurken kendisi bana sorar: "hee orda tamtam caliyolar he mi? kadinlarin memeleri acik di mi (degil mi yazinca hic uymadi amcaogluna)? "saatin kac oldugunu nerden biliyolar ki?" ve daha sürüp giden, kabile taniminin saglamasini yapmaya calisir gibi.

    simdi denilecek ki, ee ne var afrika'da, yok mu bu sorulardaki gibi insanlar? varlar elbet. ama söyle bir sey de var, biz elimizdeki "kabile, afrika, ben, medeniyet, müzik" gibi kavramlarin ne kadar yanlis yorumlanabilecegini es gecerek bir ön kabüller silsilesi üzerinden karsimizdaki insani degerlendirdigimizde isler boka sariyor. elimizdeki tanimin bu alt anlamlari sebebiyle biz afrikali bir insana ya da gruba yukardan bakabiliyoruz. ve bu örgütlü yukardan bakmanin toplumu hastalikli bir hale dönüstüren zilyon tane sorunlu versiyonlari ile sonuclari var.

    ilk paragrafta dogru ya da yanlis bir sekilde verilen tanima baktigimizda aslinda benim arada yazdigim hic bir seyden bahsedilmiyor. ve fakat ici farkli zamanlarda ve yerlerde degisik sekillerde doldurulan terim bu haliyle o arada yazilanlari zorunlu kiliyor.

    bir baska örnekle kapatayim. tribe terimi asla avrupa'da ikamet eden bir grup icin kullanilmamistir. sadece antik zamanlarda yasamis belli basli gruplari isaret etmek icin, o da mümkün olan en naif sekliyle. öte yandan afrika'da bulunan yoruba toplulugu yaklasik 40 milyon kisiden (19. yüzyilda diyelim ki 1-2 milyon) olusmasina ragmen misyonerler ve akademi tarafindan cok yakin bir zamana kadar "yoruba tribe" seklinde tanimlanmistir.
  • milky way'den j. cole destekli bas parçası.

    klibi
  • mark eliyahu adlı son ciğer sökücünün enfes bir çalışması. ruhun karanlıklarına işleyen hüzünlü bir bölümden sonra hareketli - tabiri caizse oynak - kısım kışın akabinde gelen bahar gibidir, fırtına sonrası açan güneş gibidir, umut verir.

    insanı tribe sokar gibi saçma bir espri yapacaktım ama şarkının güzelliğine hakaret olurdu. gerçi yapmış kadar oldum şimdi. neyse. dinleyiniz efem, dinlettiriniz.

    ekleme: konserde söylediğine göre ilk bestelediği parçaymış. vay anasını.
  • eskiden mirc de kullandigim, bir kizin bana (aynen yazdigim gibi) "aa tiripe senmisin?" diye sormasiyla, tribe'dan tripe'ye modifiye olan, sonrasinda da kendi kendini imha eden nickim.
  • your tribe our tribe diyerek ormana kaçma isteği uyandıran, özellikle sonundaki "apalai apiaca arara botocudo..." bölümüyle kabile üyeliğini ciddi ciddi düşündüren süper gaz* parça.
  • gin gliders firmasinin yeni cikardigi yamacparasutu kanadina verdigi isim...
hesabın var mı? giriş yap