• oregon'un zengin kuzenidir. 1800'lerde iki eyalet de asagi yukari ayni yerden baslayip yola cikmisti ve zaman icinde washington oregon'u bir cok anlamda geride biracakti. aslinda washington'un en buyuk sehri olan seattle ile oregon'un en buyuk sehri olan portland'in cografi sekillerini karsilastirarak bunun neden boyle oldugu az cok anlasilabiliyor.

    seattle ve portland sehirlerinin pasifik okyanusuna kiyisi yok ama ikisi de okyanusa su yoluyla bagli. portland'i pasifik okyanusuna baglayan sey columbia nehriyken seattle'i pasifik okyanusuna baglayan sey juan de fuca bogazi. 1800'lerde ve 1900'lerin ilk yarisinda yuk gemileri boyut olarak ufak ahsap gemilerden olustugu zamanlarda her iki nehir de deniz yolu olarak kullaniliyormus ama gunumuzde yuk gemileri eskisine gore cok daha buyuk ve agir oldugu icin columbia nehri bu yuku kaldiramiyor ama juan de fuca bogazi rahatlikla kaldirabiliyor. bu da seattle'i deniz tasimaciligi icin cok daha uygun bir sehir haline getiriyor. ismi ingilizce'de "liman kenti" anlamina gelen portland liman kenti olma ozelligini seattle'a kaybediyor.

    bundan sonra ekonomik olarak muthis bir gelisme yasayan seattle ve cevresi amerika ile asya kitasi arasindaki ticaret yollarindan biri haline geliyor (digeri de san francisco). bu da sehrin yatirim cekmesine yardimci oluyor. gunumuzde amazon, boeing, microsoft, starbucks, costco gibi bir cok dunyaca unlu sirketin ofisleri burada bulunuyor (gerci boeing'in bir kismi chicago'ya tasindi).

    7 milyonu askin nufusuyla abd'nin en hizli buyuyen ve en hizli goc alan eyaletlerinden biri olan washington silikon vadisinden sonra en fazla teknoloji firmasina ev sahipligi yapan bolgelerden biri. washington bati yakasindaki diger eyaletlerle karsilastirinca california'ya gore daha ucuz ama oregon'a gore daha pahali. eyalette gelir vergisi yok ama satis vergisi ve emlak vergisi mevcut.

    oregon'dan washington tarafina gecer gecmez yollarin duzgunlugunden ve genisliginden washington'un daha zengin bir yer oldugunu gorebiliyorsunuz. kisi basina dusen yillik gelirin 57 bin dolar oldugu washington (california'da 59 bin dolar, oregon'da 51 bin dolar) oldukca endustriyel bir eyalet. mesela washington ile oregon'u birbirinden ayiran columbia nehrinin oregon tarafinda pek endustriyel faaliyet yok ama nehrin washington tarafinda fabrikalar, depolar ve isyerleri goze carpiyor. manzara acisindan oregon tarafi daha iyi olsa da ekonomi acisindan washington tarafi daha iyi durumda.

    washington'un en onemli ozelligi muhtesem guzellikte dogasi. ayni oregon ve kanada'nin british columbia vilayeti gibi 4 mevsim yemyesil kalabilen washington'un en buyuk ozelligi daglik bir araziye sahip olmasi. eyalette mount st. helens basta olmak uzere aktif yanardaglar mevcut. ayrica eyalette onlarca irili ufakli nehir ve gol bulunmakta. eyaletin bati yakasi pasifik okyanusuna bakiyor ve buyuk olcude kumsal sahillerden olusuyor.

    bu eyalette yapabileceginiz aktiviteleri, gezip tozabileceginiz yerleri yazsam entry kitap uzunlugunda olur. bu yuzden kisa tutmaya calisacagim. eyalette ziyaret etmeyi en sevdigim mekanlardan 2'si kizilderililere ait bolgeler. bunlardan biri yakama kabilesinin bulundugu yer. aslinda buraya ilk gittigimde yolda hayal kirikligina ugramak uzereydim. batidan doguya dogru gidiyorsunuz, yol boyunca bir cok essiz manzara gozlemliyorsunuz, ormanlar, nehirler, goller derken hepsini geciyorsunuz, sonra agaclarin sayisi giderek azaliyor, ortam giderek coraklasiyor ve tas ve kayalar basliyor. tam o sirada olan biteni anliyorsunuz "o kadar guzel yesil ve verimli bir eyalette yerlilere vere vere kuru ve corak bir bolgeyi vermisler" diye dusunmeye basliyorsunuz. gercekten de bu gariban kabileye eyaletin geri kalanina nispeten oldukca kotu bir toprak parcasi vermisler ama ziyaret ettiginizde pek sikayetci olmadiklarini, "buna da sukur" dediklerini goruyorsunuz.

    yalniz washington'da yerlilere verilen diger toprak parcasi bambaska. twilight kitabinda hikayenin gectigi ve kurtadama donusen yerli kabilesinin yasadigi bolge gercek. yani burada gercekten de yerli bir kabile yasiyor. bu bolge pasifik okyanusuna kiyisi olan, yemyesil, ormanlik ve verimli bir bolge. burasi quinault kabilesine verilmis. yerli kabilelere verilen topraklarda amerikan kanunlari gecerli degil. buralarda yerliler kendi kanunlarini isletiyor ve kendi polis teskilatlari var. eger yerliler bu koylerde yasarsa abd'ye vergi odemiyorlar ama buralarin disinda yasarlarsa diger abd vatandaslari gibi vergiye tabi tutuluyorlar. bu topraklarda abd kanunlari gecerli degil ve polislik bir durum olursa amerikan polisi olaya hic bakmiyor. adamlarin parklarinda da "arabanizda degerli esya birakmayin" yazili uyaril tabelalari dolu ama su ana kadar gozlemledigim kadariyla kizilderili topraklari oldukca guvenli. yazin bu topraklardaki en buyuk sorun yilan veya bocek isirmasi.

    yerli kabileleri ziyaret etmeyi seviyorum cunku her gidisimde yeni seyler ogreniyorum. ozellikle yaslilar bilgi hazinesi ve nesilden nesile aktarilan fakat kitaplarda kendilerine yer bulamayan bir cok bilgiye sahipler. ayrica yerlilerin eskiden inandigi efsane ve mitler ve dogada olup bitenleri aciklama sekilleri de oldukca ilgi cekici. en son ziyarete gittigimizde geceyi onlara ait bir otelde gecirdik ve gece otelin avlusuna yuruyus yaparken gokyuzu boydan boya yildizlarla doluydu ve samanyolu rahat rahat gozlemlenebiliyordu.

    bir de ilginc bir noktaya dikkat cekeyim. ilk kez bir kizilderili muzesine gidecegimde ayni yurtdisindaki ermeni muzelerinde oldugu gibi paso katliam ve soykirimdan bahsedilecegini zannediyordum. iceri girdigimde bu konulardan hemen hemen hic bahsedilmiyordu. muzelerin tamaminda alanin %90'indan fazlasi kizilderililerin yasam tarzina, dini inanclarina, kilik kiyafetlerine, kulturlerine, muzik ve sanatlarina ve son olarak kullandiklari alet edevatlara (ornegin avcilikta kullandiklari ok ve mizraklara) ayrilmisti. adamlar baslarina gelen belki de tarihteki en buyuk katliamlardan birinden neredeyse hic bahsetmiyordu bile. merak edip muzedeki gorevlilere sordugumda "gecmiste olani degistirmeye gucumuz yetmez. gecmisteki aci seyleri surekli gundemde tutacagimiza onumuze bakmayi tercih ediyoruz" demisti. neyse, kizilderili konusunda bir dokunsaniz benden bin ah isitirsiniz. entry washington hakkinda oldugu icin bu konuyu kisa kesiyorum yoksa bu konuda kitap yazilir.

    quinault kabilesinin bulundugu yerin hemen arkasinda olympic milli parki var. bu park bir insanin hayati boyunca gorup gorebilecegi en guzel mekanlardan biri. bir kere park 3735 kilometrekare yani istanbul ilinin 3'te 2'si kadar. bunun hemen yaninda bir de ayni ismi tasiyan olmpic ormani var ve plaj alanlar ve diger bolgelerle beraber birlesik parklarin toplam yuzolcumu istanbul ilinden daha fazla ve tum bu alanda ahsap klube ve ufak ahsap yapilari saymazsak insan eliyle yapilmis hicbir sey yok. burayi kelimelerle anlatmak zor ama google'da "olympic national park" diye arama yapinca ne demek istedigimi daha iyi anlayacaksiniz.

    bu parkta gecireceginiz 3 gunde belki 20-30 cesit hayvana denk geleceksiniz. mesela biz kocaman gri bir ayiya denk gelmistik ve korkudan ne yapacagimi sasirmistim. hayvan 5-10 saniye boyunca bana tip tip bakti ve sonra yoluna devam etti. meger ayi turlerinin cogu insanlara saldirmiyormus. zaten ayi turlerinin bircogunun vejetaryen oldugunu ilk burada ogrenmistim. benim yasadigim yer de ormanlik bir yer ve bahcemize ceylandan sincapa her cesit hayvan geliyor ama burada gecirdigim 3 gunde hayvanat bahcesinde goremeyecegim cesitlilikte hayvan gormustum.

    washington eyaleti genel olarak kompakt sehir dizaynina inaniyor. sehirler yanlamasina yayilacagina yukari dogru yayiliyor. mesela sehri yatay olarak genisletmeden once mevcut binalari daha yuksek yapabilir miyiz diye dusunuyorlar. bu yuzden seattle'in disina cikinca daglar, ormanlar, nehirler, goller ve bir cok korunmus manzara ile karsi karsiya kaliyorsunuz ve buralar uzun yillar korunmaya devam edecek.

    yukarida washington oregon'un zengin kuzeni demistim ama az bile soylemisim. oregon ailenin parasini surekli batirip surekli milletten borc isteyen dayidir, washington da ailenin cok calisip basarili olan ama herkese borc para verip verdigi borclari geri alamayan delikanli kayincosudur. oregon gecmiste washington'u birkac defa para konusunda kaziklamis ve hala kaziklamaya devam ediyor ama washington zengin oldugu icin bunu pek takmiyor.

    simdi vergi sistemi olarak baktigimizda oregon'da gelir vergisi var ve satis vergisi yok, washington'da da satis vergisi var ama gelir vergisi yok demistim. bazi insanlar iki eyaletin sinirinda yasiyor ve washington'da calisirken oregon'da yasiyor veya oregon'da yasarken washington'da calisiyor. abd'deki kanunlara gore eyalet gelir vergileri bir insanin yasadigi eyalete gore duzenleniyor. yani washington'da yasayip oregon'da calisan insanlarin normalde oregon'a gelir vergisi odememesi gerekiyor. yalniz oregon ile washington ozel bir anlasma imzalamis ve oregon kendi topraklarinda calisan washington vatandaslarindan vergi aliyor. bununla kalsa iyi. bir oregon'lu washington'a alisverise gittiginde oregon kimligini gosterince kendisinden satis vergisi alinmiyor. oregon kimligi tasimanin bilinen en buyuk avantaji da bu olmali. yani iki eyalet arasindaki vergi anlasmalari tamamen oregon'un lehine bir sekilde duzenlenmis ve washington kaziklaniyor ama nedense pek taktiklari soylenemez.

    gecen ay oregon washington ile arasindaki yola gise koyup washington'dan gelenlerden para alacagini acikladi ve washington yine de pek ses etmise benzemiyor. aslinda iki eyalet iyi anlasiyor ve politik olarak da ortak noktalari cok fazla ama oregon bu eyaleti surekli somurmenin yollarini ariyor. adamlara cok ayip ediyoruz.

    birkac sene once iki eyaleti birlestiren koprulerden birinin yenilenmesi gundeme gelmisti. oregon koprude en az bir seridin rayli sisteme (tren, metro gibi) ayrilmasi konusunda israr etmisti, washington ise tum koprunun otoban olmasini istiyordu. iki taraf anlasamayinca kopru projesinden vazgecildi. halbuki federal devlet iki tarafin kulagini cekip ortak bir konuda anlasilmasini saglayabilirdi.

    bu arada iki eyalet arasinda bir konuda cok buyuk bir rekabet var, o da futbol. oregon'un futbol takimi portland timbers 2015 yilinin abd sampiyonu ve washington'un takimi seattle sounders 2016 yilinin abd sampiyonu. iki sehir de amerikan sehirlerinden beklenmeyecek derecede futbol hastasi ve iki takimin aralarinda oynadigi maclar derbi havasinda geciyor. iki takimin da tum maclari full cekiyor ve biltler haftalar onceden tukeniyor. iki takimin da forma renginin yesil olmasi bolgenin bastan basa ormanlarla kapli olmasindan geliyor olmali.

    eskiden seattle'in basketbol takimi (seattle supersonics) varken portland trail blazers ile bu takim arasinda buyuk bir rekabet varmis and seattle'daki takim oklahoma'ya tasininca bu rekabet ortadan kalkmis.

    neyse washington basliginda oregon'a bu kadar yer vermek iyi olmadi. washington'a devam ediyoruz. eyaletin sahil kasabalari icinde longbeach ayri bir yere sahip. adindan da anlasilabilecegi gibi bu kasaba upuzun bir plaja ev sahipligi yapiyor. kasabanin girisindeki tabelada yazilanlar dogruysa dunyanin en uzun kesintisiz plaji burasiymis. plajin toplam uzunlugu 45 km ve burasi oldukca ilginc bir kasaba. 2017 yili itibariyle kasabada hala atli karinca, atari salonu gibi 1990'lardan kalma eglenceler var. buraya geldiginizde zaman makinesine atlamis gibi hissediyorsunuz.

    yine de washington'daki en sevdigim mekandan bahsetmedim. columbia nehri uzerinde beacon rock isminde 100 metre yuksekliginde dev bir kaya var. bu kayanin etrafina "beacon rock eyalet parki" kurulmus ve kayaya da bir kismi ahsap platformdan olusan bir patika yardimiyla cikabiliyorsunuz. iste o kayanin en tepesine ciktiginizda goreceginiz manzara hayatiniz boyunca gorup gorebilecegini en muhtesem manzaralardan biridir. bir yanda oregon kiyilari, bir yanda columbia nehri, bir yanda nehrin iki yakasindaki fjortlar, bir yanda uzakta gozuken karli daglar, bir yanda da nehrin tam ortasinda bir adet plajli tropik ada, hayatimda boyle bir manzara gormedim.

    http://columbiariverimages.com/…n_rock_11-02-10.jpg

    https://parks.state.wa.us/…from top facing east.jpg

    https://parks.state.wa.us/…from top facing west.jpg

    bu eyalette sevdigim bir baska mekan da seattle'dan doguya giderken daglari asip vardiginiz spokane sehri. burasi son zamanlarda asiri derece pahalilasan seattle'dan kacan insanlara kucak acmis bir sehir ve etrafinda inanilmaz dogal guzellikler var ama daglarla cevrili oldugu icin kis mevsimi burada oldukca karli ve cetin geciyor. yine de ziyaret edilesi bir yer. burasi bana oregon'daki bend sehrini andiriyor.

    biraz da hava durumundan bahsedeyim cunku bu baslikta bundan cokca sozedilmis. washington normalde karadeniz iklimine sahip bir yer ve 4 mevsim yagis almasi beklenir. hatta 1990'larda bu eyaletin en buyuk sehri olan seattle depresyon ve intihar vakalari konusunda zirve yasamisti. yine de burasi baslikta soylendigi gibi "yilin 5-6 gunu haric her gun yagmur yagan" bir yer degil. genelde ekim-mayis arasinda hemen hemen her gun yagmur yagsa da yaz mevsiminde ve sonbaharin ilk bir aylik kisminda cok nadiren yagmur yagiyor. gerci eskiler bunun sebebinin kuresel isinma oldugunu, eskiden yazlarin bu kadar kurak gecmedigini soyluyorlar. su anda washington eyaletinde 6 tane buyuk orman yangini var ve bu yanginlarin dumanlari gecen hafta oregon'a kadar gelmisti. orada yasayanlar uzun yillardir ilk kez bu kadar cok orman yanginiyla bogustuklarini soyluyorlar. bu entry'nin yazildigi 2018 yilinin eylul ayi itibariyle hava gayet sicak ve gunesli ve en son yagmur haziran ayinda dusmus.

    washington'un tek sevmedigim yani var, o da bu eyalette trafigin inanilmaz derecede yogun olmasi. daha columbia nehrinin uzerindeki kopruden washington'a gecer gecmez bir anda sihirli degnek degmis gibi trafik yogunlugu 3-4 kat artiyor. seattle'i birak buradan 3-4 saat uzakliktaki ufak kasabalarda bile surekli devam eden bir trafik yogunlugu var.

    bunun disinda eyalette gezip gorulebilecek onlarca farkli mekan, park, dogal alan mevcut. hepsinden tek tek bahsedersem entry fazlasiyla uzayacagi icin burada bitireyim.
  • inanilmaz guzel dogasi ulu manitu tarafindan kapali bir havayla lanetlenmistir. yilda ortalama sadece 50 kusur gun gunes gorur. bu eyaletteki pek cok cografi ogeye orada zamaninda yasamis kizilderili kabilelerinin ya da seflerinin ismi verilmistir bu acidan gecmisiyle en barisik eyaletlerden biridir. (bkz: sammamish) (bkz: snohomish) (bkz: skykomish) (bkz: snoqualmie) (bkz: seattle) (bkz: tulalip) (bkz: muckleshoot) (bkz: spokane) (bkz: yakima) (bkz: puyallup) (bkz: puget sound) (bkz: suquamish) (bkz: duwamish)

    tabi bunu yapinca bir irkin nufusunun %99'unu yok etmis olmak tarihin sayfalarindan silinmiyor. sadece tekrarlanmamasi icin elimizde tutunacak bir seyler birakiyor.
  • gun itibariyle escinsellerin evlenebildigi, otun topyekun serbest birakildigi bir eyalet olarak sivil ozgurlukler acisindan tarihe gecmistir.
  • amerika birlesik devletleri nde henuz kadinlar oy kullanamazken, abd den bagimsiz oldugu yillarda kadinlarin oy kullanabildigi bir eyalettir. gariptir ki, washington abd ye katilinca kadinlar bu haklarindan mahrum olmuslardir; ta ki kim bilir ne zaman ulke capinda tum kadinlara oy hakki verilene kadar.
  • genellikle türkçede washington d.c. ye sadece washington diye hitap edildiğinden başkent olan washington d.c. ile sürekli karıştırılan eyalet.halbuki konum itibari ile de d.c. ye göre ülkenin diğer ucundadır.incisi boeing in kalesi ve amerikan havacılığının başkenti olan seattle dır.
  • tum eyaletin nufusu istanbul'un yarisidir.
  • burada gecen 6+ yilimdan sonra soyleyebilirim ki cennet gibi bir yerdir.
  • abd'nin en yagmurlu eyaleti olmasini gectim, gunesi olmayan eyaleti olmasini gectim de cidden ulkenin en pahali eyaletlerinden biri. sadece bu eyalette yasamis ve klasik olarak california ile new york'u gezmis bir insan abd'nin sadece pahali yanini gorebilir. oysa abd'nin geneli washington ile kiyaslanamayacak derecede cok ucuzdur. soyle ornek vereyim teksas'ta hatta california'da bile 30 dolara alabildiginiz amerikan ehliyetini, bu eyalette 150 dolara alabiliyorsunuz. ehliyet gibi binlerce sey bu eyalette gereksiz bir asiri pahalilik halinde. ev kiralari ya da satis fiyatlari zaten ucmus basini gitmis. yerlisi de bu durumun farkinda degil, duyunca sasiriyorlar "aa biz cidden cok pahaliymisiz, haberimiz yokmus" gibi anlamsiz amerikan tepkileri veriyorlar.

    tamam medeni, avrupai standartlara yakin ozgurlukcu bir eyalet ama en temel seyler olmayinca maslow'un temel ihtiyaclar hiyerarsisisindeki gibi bir yarari olmuyor bu avantajlarinin.
  • yurdumuzda portakali ile meshur olan yore..
  • bugun itibariyle gay ciftlerin de evlilik imkanlarindan faydalanmasini saglayan domestic partner yasasini gecirmi$tir.

    http://www.youtube.com/…u7qtku&mode=related&search=
hesabın var mı? giriş yap