• yani nedir, harikulade bir pink floyd parcasi.
  • on the day the wall came down
    they threw the locks onto the ground
    and with glasses high we raised a cry for freedom had arrived

    on the day the wall came down
    the ship of fools had finally run aground
    promises lit up the night like paper doves in flight

    i dreamed you had left my side
    no warmth, not even pride remained
    and even though you needed me
    it was clear that i could not do a thing for you

    now life devalues day by day
    as friends and neighbors turn away
    and there's a change that, even with regret, cannot be undone

    now frontiers shift like desert sands
    while nations wash their bloodied hands
    of loyalty, of history, in shades of grey

    i woke to the sound of drums
    the music played, the morning sun streamed in
    i turned and i looked at you
    and all but bitter residu slipped away . . . slipped away

    (bkz: pink floyd) (bkz: the division bell)
  • ironik bir şekilde google'da aratılatak çıkan sonuçlardan yola çıkarak youtube'da dinlenmeye çalışıldığındaki tıklanan videolarda, '....ülkenizde engellenen bir içeriğe sahiptir' yazısı çıkan muhteşem bir şarkıdır.

    öyle ya.. a great day for freedom
  • pink floyd'un en iyilerinden biri olmasına rağmen nedense pek ilgi görmeyen parça. muhtemelen pek sevilmeyen albüm [bunu da anlamış değilim] the divison bell'de yer aldığı içindir.
    daha ilk notasıyla insanı etkileyen parçalar kategorisine sokulabilir.
  • milyonlarca kez dinlesem hala ilk kez dinliyormus gibi dinleyebildigim muhtesem eser... parmaklarin piyanonun tuslarinda dolasirken kalbin gitarin tellerinde carpar... muzik sonsuzlukta yerini alirken, ruhun bambaska bir guzellige alismaya baslar... huzunle karisik bir huzur verir icinde tasidigi piriltilarla... gecmisteki buyuk yikimin aslinda gercek guzellige acildigini mujdeler... ardina high hopesla taclandirilasidir...
  • yıllardır sosyalizmin çözülüşünün ardından dünyanın yaşadığı ilk sevinç ve sonrasında yüzlerine çarpan tokat gibi kapitalizm gerçeğine ilişkin olduğunu düşündüğüm ve o niyetle dinlediğim şarkı. özellikle de şu satırları sayesinde
    now life devalues day by day
    as friends and neighbors turn away
    and there's a change that, even with regret, cannot be undone
  • über şarkı.
  • bu kadar uzaklaşabileceğimi hayal bile etmemiştim. ama bu daha bir şey değil. hemen çapraz masamda, yüksek bar taburesinde oturan, eşit boyda kesilmiş saçları her şeyi olan bu adamı bile uzak tutuyorum kendimden. o'nu zaten tanımıyorum. her şey, gerçeği bu yerlerden uzak tutma çabaları içinde sürüp gidiyor; oysa o yine bir yolunu bulup tek tek herkes için ağlamak için geri geliyor; yani ne yaparsak yapalım, içki de içsek, hem de hala mürekkep kadar koyu kırmızı şarap bile içsek, gökyüzü orada hala aynı gökyüzü, kenar mahallelerin dumanlarının üstüne bir büyük bataklık gibi iyice kapanmış.

    ''yanımdan ayrıldığını düşledim,
    hiçbir sıcaklık, gurur bile kalmadı.
    ve ihtiyacın olduğu halde bana;
    çok açıktı hiçbir şey yapamayacağım senin için.''

    yorgunluktan perişan olmuş bakışlarımı ağır çekimde, buradaki nesneler üzerinde gezdiriyorum. tepemdeki küçük televizyona bakmak oldukça güç, gözlerime ağrılar giriyor. bar kurallarını özetleyen bu tabela da bana birilerini hatırlatıyor, hemen bakışlarımı başka bir yöne çeviriyorum. barmeni ne masanın altında oluşmakta olan bira gölünden ne de hala dakik olarak süzülen bira damlalarından haberdar ettim, ne de olsa tek yapacağı şey daha da çok berbat etmek olacaktı. asla yakınmaktan ve verip veriştirmekten vazgeçmeyecekti o. kendini bu işe adamıştı.

    ''davulların sesine uyandım.
    müzik çaldı, sabah güneşi içeri aktı,
    döndüm ve baktım sana;
    ve artakalan acının dışında her şey kayıp gitti... kayıp gitti.''

    ağır ağır kapıya yöneldim, usulca. nabzımı yokladım, öncekinden daha cılız, daha belli belirsizdi. istediğim her sözü verdim kendime;
    ne kadar uzak olursak o kadar iyi.
  • bu şarkıyı dinlerken,o muhteşem girişiyle bulunduğum ortamdan soyutlanıyorum. sevdikleri duvarın iki farklı tarafında olan hans oluyorum. hey gidi,duvara kafa atmak vardı.
    sözlerine bakmasa bile insan şarkıdaki o hayal kırıklığını hissedebiliyor.

    david gilmour sen elf misin?
    değilsin ama az da değilsin...
  • en iyi solosunun albüm solosu olduğunu düşündüğüm parça. gilmour hiçbir konserinde aynı tınıyı yakalayamamıştır. muhteşem bir parçadır. az kişinin bilmesi iyidir.
hesabın var mı? giriş yap