ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
galatasaray taraftarı
-
stadlarına degil, tavırlarına hayran oldum. 20 küsur yıllık fenerbahceliyim; ilk defa bugün, onları kıskandım.
bir araba uğruna yıllarımı harcamak istemiyorum
-
allah'ın iki araba nasip ettiği bacımıza selamlar.
gerçi konu araba ev değil, bu gencin hak ettiği geleceğini ve umutlarını ellerinden aldılar, yandaşlara hibe ettiler.
(bkz: akp çocukları)
poz vereyim derken uçurumdan düşen adam
-
oha abi, ekşi sözlükte hata yapanın yaşamaya hakkı yok. adam hata yapmış ve ölmeyi hak etmiş. 8 çocuk arkada kalmış ama olsun adam risk almış ve sonucuna katlanmış. üzülmüyoruz, öyle diyorlar...
insana direnme gücü veren sözler
yurt dışında istanbul'a en benzeyen şehir
-
(bkz: lizbon)
edit: aşağıda benim gibi düşünenleri cehaletle suçlayan, kendisine olan yanıtımı kamuya açık şekilde yazmadan direk kendisine kibar ve gülücüklü bir mesajla ilettiğim, ancak yanıtında "salak" ve "davar" şeklinde hakaretamiz ifadelerde bulunan dallamaya* da belirttiğim gibi; 6 ay barcelona'da, 1.5 yıl buenos aires'te yaşamış, kahire'de deniz olduğunu zannedecek, buenos aires'in 7 tepeli istanbul'la alakasız şekilde dümdüz olduğunu bilmeyecek kadar zırcahil dallamanın* bahsettiği tüm şehirleri bizzat görmüş, hatta bu dallamanın kimsenin zorbalığa uğramaz dediği barcelona'da 2 metre cüssemle bir soyulma, bir gasp yaşamış bir şehir plancısı olarak cevabım gene aynı: lizbon.
ispat niteliğinde şu görseli de şuraya bırakalım:
https://listelist.com/…14/08/lizbon-listelist-6.jpg
edit: entry'de adı geçen dallama* uçurulmuş. bu agresiflikle çok bile kalmış burada.
hastalanan kedisine 5 bin tl masraf yapan kız
-
kedisini seviyordur. ayrıca sırf lüks arabaya binmek ve o aracın yakıtını, tamirini, yedek parçasını vs. karşılamak için dünya kadar para harcayan insanlar var. hem de araba canlı bile değil. buna ne diyeceksin kulak misafiri?
mark zuckerberg türkiye'de doğsaydı olacaklar
-
üniversite, yüksek, askerlik derken...
3-4 yıllık iş deneyimiyle birlikte kurumsal bir şirkette senior web developer falan olurdu şu yaşıyla. (bkz: alkış)
iş çıkışı mochasını içer, boş vakitlerinde twitter'da karı-kız kovalar ve her zaman aklında olan kendi şirketini açma hayali toplum baskısı sonrasında yapmak durumunda kaldığı evlilikle biterdi.
sonrasında ne bileyim... görümce, elti ne boksa işte onların evinde çoluk çocukla beraber beyaz çoraplarıyla bağdaş kurmuş vaziyette çay içerken, acun programlarına katıla katıla gülerdi.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
barmen (şeytan tüyü olan bir kenar mahalle delikanlısı)
kadın (rock bar müdavimi tikky, değişik bir hanım)
barmen: (yüksek sesle ama ölçülü) bu gece bize gelsene?
kadın: ay ben salak mıyım size geleceğim?
barmen: ben her gece bize gidiyorum, salak mıyım ben şimdi?
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
takım komutanı üsteğmenin kız ismi ile facebook hesabı açıp takımındaki tüm askerleri arkadaş olarak ekleyip kışla içinde çektirdikleri fotoğrafları incelemesi ve ardından hepsine ceza vermesi.
mühendis olmanın artık hiçbir havası kalmaması
-
ülkede,
adalet olmadığı için avukatlığın,
güvenlik olmadığı için polisliğin,
habercilik olmadığı için gazeteciliğin,
eğitim sistemi olmadığı için öğretmenliğin pek bir anlamı kalmadı.
bilim olmadığı için de mühendislik bitiyor.
hadi herkes imam olsun.