• on yıllardır yüzden fazla ülkenin en gizli (kriptolu) konuşmalarını dinlemişler almanlarla beraber.guardian

    kriptolu iletişim sağlayan cihazlara gizli algoritmalar gömerek gerçekleştirmişler bunu.

    bu cihazları " iyi paralara " iran, libya gibi ülkeler dahil 100'den fazla ülkeye satmışlar on yıllardır.

    bu ülkelerden birisi de biziz.

    aslında bu öyle bir haber ki, okuyorsun ama hiç şaşırmıyorsun. niye yapmasınlar ki?

    bir insan kendisine avantaj doğurabilecek bir şey yapabiliyorsa ve yapmamasını gerektirecek bir güç yoksa yapar.

    bunca yıldır bu kadar devletin ithal kripto cihazları kullanması ve bunu bir ulusal güvenlik meselesi olarak düşünmemesi şaşılacak bir şey.

    bu cihazlarda uyanma bugün sağlandı belki; peki bugün yüzlerce ülkede insanların kullandığı programlar?

    tamam ortaya devasa bir veri çıkıyor. ancak mevcut bildiğimiz teknoloji bile o devasa verinin analiz edilebilmesine olanak sağlıyor.

    (bkz: natural language processing)
    (bkz: speech analytics)

    ki sektöre genelde google gibi firmalar yön veriyor. böyle büyük firmalar kullandıkları teknolojileri open source/açık kaynak hale getirmeden önce en güncel teknolojiyi aslında yakalayamıyorsun.

    (bkz: tensorflow)

    bugün bu adamlar şirket içerisinde ne tür tool'lar kullanıyorlar, ne tip algoritmalar geliştirdiler, analiz yeteneklerini ne kadar geliştirdiler? bilmen mümkün değil.

    o şirkette çalışanların da bilmesi mümkün değil esasen. her takımın kendi sorumluluğu var falan.

    sscb döneminde bile kriptolu konuşmaları dinleyen cia, bugün bu teknolojide neler yapıyordur, hayal etmek bile güç.

    " bu telefonlar bizi dinliyormuş " diyorlar ya hani, bence dinlememeleri garip. senin verin sadece bir kaç satır veri belki. ama bu dünyada önemli konuşmalar yapan şirket sahipleri var, ceo'lar var, siyasetçiler var falan. seni dinleyip dinlememeleri önemli değil ama, peki ya bu insanlar?

    hadi bunların kafaları çalışanları kendilerini korumak için gerekli önlemleri alıyorlar. yani alıyorlardır herhalde.

    ancak yine de insanların verilerinin onlardan habersiz bir yerlere kaydedilmesi doğru değil. ve ne kadar verimizin çalındığı da belli değil. o verilerle neler yapabileceklerini bilmediğimiz için içimiz rahat etmemeli. bu verileri analiz eden ekipler iki farklı şirketin birinin diğerini serbest piyasada elemesini sağlayacak bilgileri sağlıyor olabilir. aklıma gelen ilk örnek. hayal bile edemiyorum aslında.

    bence günümüzde her firmanın kullandığı algoritmaları open-source yapması gerekiyor insanların mahremiyeti için, bu tür algoritmaların gömülü olup olmadığını bilebilmemiz için. ancak bunun da pek uygulanabilirliği yok.

    daha 5-10 ülkeyi bir araya getirip küresel ısınmayla mücadele edemiyoruz.

    edit: ek olarak isviçre ithal cihazlar kullanmama kararı almış bu skandal ortaya çıktıktan sonra. muhtemelen bir çok ülke bu konuda adım atacaklar.

    işin trajik kısmı, bizim devlet erkanından birisinin çıkıp bunları okuduğunu, bu tür gelişmelerden haberdar olduğunu bile düşünmüyorum.

    edit2: ben siber güvenlikçi değilim, işin farklı yönlerine dair bilgim o nedenle yok. sadece karşılaştığım bir haberi kendi bilgim ve bakış açımla sözlüğe taşıdım hepsi o.

    almış olduğum geri dönüşlere göre aselsan 40 yıldır falan bu işle ilgileniyormuş bizde. yani bir üstteki edit belki akp dönemini ilgilendiriyor ama zamanın hükümetleri bu işe uyanmış diyorlar. ( ecevit'in türkiye'deki cia odaklı yapıları araştırdığı üzerine gittiği bir dönem olmuştu, belki de o zamanlar... )

    ayrıca askeri olarak yine kendi kripto teknolojilerimizin kullanıldığı bilgisi geldi.

    geri dönüş yapanların ortak görüşü: belki 70'lere ve hatta 80'lere kadar türkiye'de böyle bir problem varmışsa bile çözülmüş olduğunu iddia ediyorlar. ancak buna karşın siber güvenlikle ilgilenip bu sistemlerin de kırılabileceği, tam güvenlik sağlanamayacağı, cia gibi odaklarça kırılmak istenirse bir şekilde kırılacağı görüşünde olanlar var.

    benim asıl merak ettiğim herkesin cebinde telefon olan çağda cia'in ne yaptığı. ve bu konuda ne desek boş, komplo teorisi. ama boş durduklarını, hiçbir şey yapmadıklarını söylemek bence daha büyük komplo teorisi.

    edit3: semantic secure ya da perfect secure denen bir şey varmış. şuna da bakınız. hiç kırılamayacak sistemler yapmak mümkünmüş maliyetli olsa da.

    ancak, yine de biraz skeptik olmakta fayda var.
  • gorunuse gore -daha guvenilir olmak kaydiyla- confessions of a dangerous mind tarzi bir olay gerceklesmis ve orgutten ayrilan bir hanim "operator" cia'de yasadiklarini kaleme almis.

    duvarlarima robert ludlum posterleri asmadigimdan, bu kitabi da alip okuyacagimi sanmiyorum ama konuyla ilgili kisa bir roportaj okudum, ozetle aktarayim*

    hanim kizimiz gencliginde bol bol casus kitaplari okuyarak, spy kiti olan kucuk kizlara ozenmis ve bu isi bir takinti haline getirmis. sonunda harvarddan mezun olarak teskilata girmis ve hemen yogun bir egitimden gecirilmis.

    ucaktan atlamalar, yuksek hizda araba kullanmalar, bol bol kursun sikmalar ve hepsinden onemlisi cesitli sosyal kabiliyetler. daha sonra egitimin devami icin al pacinonun the recruit adli filminde de bahsi gecen the farma yollanmislar; cia'in egitim kasabasi bir nevi.

    burada herseyden once psikolojik yetenekleri gelistirilmis. en muhim ozellikler yalan ve ikna. takip edildigini takip edene caktirmadan farketmenin ve onun hakkinda bilgi toplamanin yollarini ogrenmisler. pek zor degilmis ama cok pratik gerektiren bir ozellikmis: ayni anda araba kullanirken takip edeni farketmek, bir yandan etrafina bakip yollari hatirlamak, bir yandan da telefonla konusurken bilgileri not almak ve takip edeni huysuzlandirmamak icin hep sakin kalmak... evet boyle bir sey icin egitim sart hakkaten.

    benim en cok ilgimi ceken kismi su: bunun gibi bircok caylagi bu farmin icinde biryerlerde aylarca hic cikarmadan yasatmislar. bu yer, uydurma bir ulkeymis, baska uydurma ulkelerle komsuymus, hayali baskanlari, dilleri,vs varmis. kisacasi aylar boyunca tamamen paralel bir gerceklikte yasayip, en ince ayrintisina kadar onu asil gerceklik olarak bellemeniz gerekiyor, asla oyun oynadiginizi uslerinize belli etmemeniz gerekiyormus.

    neyse sonuc olarak hanimefendi egitimden sonra neler yapmis olduguna deginmiyor tabii ama gencligindeki hayal ettigi casus yasamiyla alakasi olmadigini soyluyor. cia dendigi zaman aklina gelen ilk sey, butun gun cubiclelarinin icinde calisan ve son derece efendi, ayaklari yere saglam basan insanlarmis. bu noktadan sonra da orgutun ne kadar hantal olduguna, yonetim ve egitim modellerinin eskidigine, dunyanin en iyi istihbarat teskilati olmaktan cok uzak olduguna dikkat cekiyor.

    calistigi sirada sadece cikar icin dost edindigini, yalan soylemeyi artik kendinin bile farkedemeyecegi kadar dogal yaptigini ve bu yondeki kosullandirmalar sonucunda samimi dost edinme yetenegini kaybettigini soylemis. tabii bircok aile uyesiyle ve eski dostuyla da olan tum baglari calismakta iken kopmus zaten. [yani anlayacaginiz simdi yapayanlizmis, 1.70 boyunda alimli ve kulturluymus, sozlukteki baylara selam edermis.]
  • abd merkezi haberalma teşkilatı, the company (şirket) adıyla da tanınır.1.dünya savaşı sırasında istihbarat işlerini yürüten oss office of strategic services (stratejik servisler ofisi)'nin devamı niteliğindedir. cia, dünyanın en kuvvetli istihbarat teşkilatlarından biridir. 1947'de milli güvenlik kanunu ile kurulmuştur. langley virginia'da 219 hektarlık bir alanda bulunan karargahı 1961'de açıldı. 1947'de kuruluşundan sonra bazı düzenlemelerle örtülü ödenekten sarf yetkisi kazandı. 1975'den beri çeşitli kongre komitelerinin denetiminde. 1982'de “kimlik koruma kanunu” ile cia mensuplarının kimliklerinin açıklanmaması güvence altına alındı. cia'nın en hassas bölümü “operasyon direktörlüğü". cia, kongre ve basına zaman zaman çalışmaları hakkında brifingler verir. personelini seçerken seri mülakatlar yapar, güvenirlik araştırması, yalan makinesi testinden geçirir. alexandria, mclean, virginia williamsburg yakınındaki camp peary'de eğitim yerleri vardır. dış ülkelerdeki servis personelinin güvenliğinin sağlanmasına özel bir önem verir. dünyanın her tarafına iyi yetişmiş,yetenekli memurlar yerleştirmede ve teknik destek ve araştırmada en kuvvetli servistir.bütün stratejik önemi olan ülkelerde bir gizli “iltica ve taraf değiştirme komitesi" * bulunur. bunlar bütün planları ile beklenmeyen olaylar için hazırlıklıdır.
  • hedefteki kişiyi 6 yıl izleyip 40 dakikalık operasyonla indiren bir istihbarat örgütü.

    pek tabii nasıl bir operasyonel strateji izlediler, ne gibi alternatif planlar yapıldı bilmemiz mümkün değil ama bu operasyon istihbarat işinin uzun bir süreç ve ciddi bir sabır gerektirdiğini göstermiştir.

    uzun uğraş ve araştırmalardan sonra kuryeyi tesbit et. uzun süre izlemeye al ve içerde olan bitenleri anlık kayıt altına al. ev içinde hiçbir iletişim aleti ve dahi teknolojik cihaz bulunmasın ama sen bunu insanların hal ve hareketlerinden takip et. çöplerin yakılmasını en büyük şüphe olarak gör ve içeri bile sızamadan operasyon yap.
    yani düşünebiliyor musunuz sadece helikopter ile sızma yapabiliyorlar.
    cia'yı övmüyorum ama işte operasyon bu'dur. gerçek anlamda operasyoncular bu adamlardır.
    yahu insan ister istemez mukayese ediyor. neden bizimkiler bu denli faal değil diye?
    neden halen pkk'nın üst düzey yöneticileri yakalanamıyor? üstelik bu adamların yeri belli, isteyen gazeteci gidip roportaj bile yapabiliyor.
    şimdi bu da belki bir süreçtir diyenler çıkacak ama 27 yıllık süreç mi olur lan?
    öcalan'ı bile bu adamlar paket edip uçağa kadar getirdi.
    keşke bizimkiler bu boş çekişmeleri bırakıp cia , mossad, kgb gibi ulusal bir kimlik yakalayıp güzel işler başarsalar.
  • yasal bir terör örgütü.
  • 1953
    iran’da sah riza pehlevi’nin tahtina geri dönmesi icin musaddık’i devirir.
    amac: iran petrolüne sahip olmak.
    1980’de tahran’daki 63 amerikali esiri kurtarma operasyonu basarisizlikla sonuclanir.

    1954
    guatemala bagimsiz bir ülkedir, ama amerikan united fruit sirketi
    cikarlarinin tehlikede oldugunu iddia eder.
    cia tarafindan egitilmis 480 silahli asker hükümeti devirir.

    1961
    miami'de besledigi kübalı göçmenlerden bir grup ile domuzlar burnu çikarmasini yapar.
    bu çikarmada büyük bir yenilgi almasinin ardindan bugüne kadar küba'ya dogrudan saldirmaya cesaret edemez.
    james bond yöntemleriyle defalarca castro’yu (purosuna patlayici madde koymak gibi) yok etme girisimlerinde bulunur, basaramaz.

    1960
    kongo cumhurbaskani lumumba’yi öldürme girisimi.

    1961
    dominik cumhuriyeti’nde diktatör rafael leónidas trujillo’u öldürür.

    1963
    güney vietnam’da iktidar sahibi ngo dinh diem’i katleder.

    1971
    ?

    1973
    sili’de demokratik secimle yönetime gelen salvador allende hükümetini devirir.
    allende elinde silahiyla karsi koyar, yenildigini anlayinca intihar eder.

    1980
    ?

    1981
    nicaragua’da ikinci bir küba’yi engellemek icin sandinistlere karsi kontra cephesine
    42 milyon dolar yardimda bulunur.

    80 yillarda afganistan’da sovyetlere karsi fundamentalist mücahitleri destekler.
    taliban döneminde usama bin laden devlet konugudur.

    11 eylül 2001
    world trade center'den yükselen alevleri gören cia cuvallar.
  • ulkede ne zaman birileri bati yanlisi birseyler soylese, biyik birakip birakmamis olmalarina bagli olarak 3 ila 5 gun icinde, bu orgutun ajani ilan edilir. (bkz: kemal dervis)

    bu gidisle, populer ithamlar/hakaretler siralamasinda, bu orgutun calisani olmak, amerikan usagi olmayi gececek gibi gozukuyor.

    benim anlamadigim olay, cia ajani ilan edilen bir politikacinin veya burokratin, butun soylemlerinin gecerliligini nasil yitirdigi. ornegin kemal dervis hakikaten bir cia ajani da olsa, eger soyledigi birsey dogruysa dogrudur. kaldi ki adam teknokrat, yaptigi is dogasi geregi objektif degerlendirilebilir. yani cia politikalarini hayata gecirmek ugruna bize yalan soyleyip soylemedigi, ekonomik politikalari incelenerek kontrol edilebilir, fizik, kimya kadar kesin olmasa da bir bilimdir bu. o vakit de cia ajani diye degil, ulkenin ekonomisini kotu idare ediyor, turk halkinin olabileceginden daha zor kosullarda yasamasina neden oluyor diye kizilir.

    ama ne yazik ki populist politikada, bir isin ne kadar iyi veya kotu yapildigi teknik ve objektif olarak degil, o isi yapanin, "amerikan usagi", "ataturkcu", "gerici",
    "komunist", "aydin" ve tabii ki "vatan haini" etiketlerinden hangisine daha cok yakistirilabilmesiyle olculur.
  • bu programı kurup, rehberini paylaşan gerizekalıdır. bak kuran demiyorum, üzerine rehberini paylaşan diye ekliyorum. sen özelini niye tüm dünyaya açıyorsun kardeşim? zaten iş senin özelin olmaktan çıkıyor benimkine de müdahale ediyor. numarasını paylaştığın isimler üzerinde senin tasarruf hakkın var mı? onu geçtim programa bi kızın numarasını sorgulatıyorum, "xxx sarışın kadıköy" diye isim çıkıyor. kim bilir hangi dangozun rehberinde böyle kayıtlı.. amına koyim ben daha bu kızla nasıl flirt edeyim?
hesabın var mı? giriş yap