9 entry daha
  • "80’li yıllarla birlikte dünya’da bambaşka rüzgarların esmeye başladığını hep birlikte yaşadık yaşıyoruz. reagan-thatcher ile şahlanan neoliberal dalga, ruh sağlığı alanında da çok güçlü bir tahribat yarattı. bunun psikiyatrideki izdüşümü, gerçekte ilaç şirketlerinin yönlendirdiği ve psikiyatristlerin ve hatta kurumların nemalandırıldığı neokrapelinyan psikiyatri oldu. türkiye’de bu sürecin temsilci figürleri, siyasada özal, psikiyatride yıldırım aktuna’dır. theacher ingilteresinde akıl hastalarına toplumun sırtındaki “kambur” muamelesi yapılmaya başlandığı ve bunların ciddi dergilerde “yeni model” olarak tartışıldığı dönemlerde, yıldırım aktuna, 12 eylül cuntası’nca atanmış ‘süper başhekim’ olarak kendinden önceki dönemin sosyalizasyon çalışmalarını hızla silmekle meşguldü. bu dönem, hala bir güzelleme ile anılıyor. kanımca, bu dönemin uygulamalarının önemli özelliği bellek siliciliktir.

    gelinen nokta ise, bakırköy’ün atıl bir psikiyatri hizmet hastanesine dönüşmesi, yekün olarak psikiyatrinin tıp ile, dolayısıyla günümüzün baskın tıbbi anlayışı olan biyogenetikçilik ile, dolayısıyla ilaç şirketleri ve neoliberal dalga ile kemikleşmiş bağlar kurması, bütünleşmesidir."

    (cemal dindar'ın, 12. ulusal sosyal psikiyatri kongresi’nde sunduğu, 'türkiye'de psikiyatrinin işleyişi ve işlevi' başlıklı bildirisinden alıntıdır.)
216 entry daha
hesabın var mı? giriş yap