• en azindan konferanstan konferansa, makaleden makaleye kostuklari icin prim verebilecegimiz akademisyenlerdir. bir kismi kanaldan kanala kosuyor malum. ornek verdirtmeyin bana.
  • mimarlık akedemiasının örnek uzayı olduğu insan türü.
  • son yılların akademik camiasına bir ışık gibi düşmüş olan bu terimi şiddetle incelemek gerekmektedir. çünkü köşegenleri belli olmayan, yer yer belirsizlikler içeren malum tanımlar bu terimin hakkında bu kadar az konuşulmasına rağmen sayısız başlık,kişi altına "bkz" olarak verilmesi bir adet kocaman soru işaretidir. yanlış ellerde çok tehlikeli olabilecek bu terime dair döküman bulmak, sözlükte tartış[tır]mak boyunların borcu olmalıdır..
  • sözlükte en az bi tane tespit ettim.
  • kendisi de ingilitere'de bir akademisyen olan david lodge'un small world adlı romanındaki ana motiflerden biri.
  • bunların bir de akademisyencik kıvamında olanları vardır ki, lezzetli bir pudingi yerken boğaza takılan kılın verdiği rahatsızlığa eş değer azap verirler insana. ne lokmanı yutabilirsin, ne de kılı boğazından çıkartabilirsin. bir de yapışkandırlar ki sorma. gelir yüzüne hocanın dedikodusunu yapar; gider hocayla senin dedikodunu yapar. bahsi geçen hocaların, bu yapışkan kılların dedikodu kazanlarına nasıl malzeme attıkları ise, hala çok bilinmeyenli bir denklem olarak sırrını korumaktadır. itinayla sakınınız.
  • bu adreste tamamına ulaşılabilecek bir hasan ünal nalbantoğlu yazısına konu olan akademisyen tipi.

    okuyalı epey oldu, göz gezdirdim hızlıca hatırlamak için gecenin bu saatinde başlığın hortladığını görünce.

    akademide giderek yaygınlaşan, özellikle makbul hale gelen bir akademisyen tipi. asıl merak ettiğim ünal hoca'nın bunu zamanında kime atarlanarak kaleme aldığı.
  • hasan ünal nalbantoğlu'nun tanımıyla: özellikle yetmişli yıllardan sonra ortaya çıkan "şey"leri dert edinip gönlüne çekmek, mesele edinmek yerine birer kuru inceleme nesnesine indirgeyen ve böylece kariyer basamaklarında yükselmek isteyen akademisyen tipi.
hesabın var mı? giriş yap