• yalnızlığın en duru anlatımı.. sesiye, sözüyle..
  • yıllar önce yatakhanede kar tatili olmuş ve herkes evlerine dağılmışken o katta yaşayan tek kişi olarak yatağımın içine girip saatlerce dinlediğim şarkıdır. arada bir kafamı yorgandan çıkarıp karla kaplı pencereme bakardım ve tekrar yorganımın altına girerdim. yalnızlığı, fakat hüzünlü olmayan büyülü yalnızlığı anlatır. güzel, tanınmayan, yalnız ve keyifli bir şarkıdır.
  • turkce sozleri:
    kucuk siyah bir defterim var icinde $iirlerim
    bir cantam var, icinde di$ fircam ve taragim
    uslu bir kopek oldugumda bazen kemik atarlar onume
    lastik bantlarim var, ayakkabilarimi ayagimda tutan
    $i$mi$ morluklar ellerimde
    on uc boktan kanalli tv'im var, istedigimi secmem icin
    elektirik i$igim var
    ve altinci hissim var
    $a$irtici gozlem gucum var
    ve bu nedenle biliyorum ki
    sana ula$mayi denedigimde
    telefonla
    kimse olmayacak evde
    hendrix tarzi dogal permam var
    ve kacinilmaz yanik gozenekleri
    ba$tan a$agi en sevdigim saten gomlegimde
    nikotin lekeleri var parmaklarimda.
    gumu$ bir ka$ik var zincirimin ucunda
    buyuk bir piyanom var cenaze levazimatim olarak
    cilgin baki$li gozlerim var.
    ucmak icin guclu bir istegim var
    fakat ucacak hicbir yerim yok
    aaaah bebek ahizeyi elime aldigimda
    evde hala kimse yok
    bir cift gohills (bir bot markasi,fakirler giyer) botum
    ve yok olup giden koklerim var.
  • az kalsın tekrardan "pazartesi sabahı bu şarkıyı söyleyerek uyanıyorsanız o haftadan umudun kesilmesi gerekir. zira ben kestim oradan biliyorum." diye bir şey yazmama sebebiyet verecek şarkı.... zira ben evde yokum, işten güçten.
  • hayatın belli dönemlerine, fazlasıyla ağır bir soundtrack olan şarkı. baştan sona eşlik edilir waters'ın anlattıklarına. sonra:

    "and i've got a strong urge to fly,
    ...but i've got nowhere to fly to"

    burada gözlerden bir damla yaş düşer.
  • amına koyayım ben bu şarkının,

    "i've got 13 channels of shit on the tv to choose from"
    "i've got nicotine stains on my fingers"
    "i've got a strong urge to fly"
    but
    "i've got nowhere to fly to"

    *that's how i know...."

    ağza sıçra, dikkatli tüketiniz.
  • pazartesi sabahı bu şarkıyı söyleyerek uyanıyorsanız o haftadan umudun kesilmesi gerekir. zira ben kestim oradan biliyorum.
  • the wall filmindeki sahnesi ic giciklayici olan parca...
  • londra filarmoni orkestrası'nın yorumladığı haliyle bölüm bölüm arabeskvari bir hava taşısa da mükemmelliğinden bir şey kaybetmeyen şarkıdır. "uçmak için güçlü bir isteği olup da uçacak hiçbir yeri olmayan" ademoğlunu anlatır tüm hüznüyle...
  • pink floyd'un the wall albümünde yer alan bu parçanın en güzel yorumu the wall live in berlin konserinde icra edilmiştir. orijinalinde davul ve gitar solo yoktur. bu konserdeki yorumunda ise, roger waters "there'll be nobody home" dediği kısımdan sonra devreye davul girer ve parça biraz ritim kazanır. daha sonra roger baba "there's still nobody home" der ve snowy white bir gitar solo patlatır ki, bu solo parçaya inanılmaz yakışmıştır.
hesabın var mı? giriş yap