1 entry daha
  • -münevver'den mektup aldım diyor ki... (-ii-) * * -

    anlat bana doğduğum şehri nâzım
    sofyadan pek küçükken çıkmışım
    ama bulgarca bilirmişim...
    sofya nasıl şehir?
    dinlerdim anamdan,
    sofya ufacıkmış,
    büyümüştür,
    düşün, kırk bir sene geçmiş.
    bir "park boris" varmış o zaman.
    dadım sabahları götürürmüş beni.
    sofyanın en büyük parkı olacak.
    orda resimlerim çekilmiş durur.
    bol güneşli, bol gölgeli bir park.
    git, orda otur.
    belki rastlarsın önünde oynadığım sıraya.
    ama sıralar kırk yıl dayanmaz ya,
    onlar da çürüyüp değiştirilmiştir.
    en iyisi ağaçlar,
    ağaçlar anılardan uzun yaşar...
    git orda en yaşlı kestanenin altına otur bir gün.
    herşeyi unut,
    ayrılığımızı bile,
    sade beni düşün.

    ---

    -münevver'e mektup yazdım, dedim ki...-

    ağaçlar duruyor, eski sıralar ölmüş,
    "park boris", "hürriyet parkı" olmuş,
    sade seni düşündüm kestanenin altında,
    sane seni, yâni memedi,
    sade seninle memedi, yâni memleketi...

    nâzım hikmet

    iç. "yeni şiirler", yücel yayınları, 3.b., istanbul-mart 1978, s. 128-129.
    ----

    ayrıca,

    (bkz: otobiyografi/#3002165)

    (bkz: ben sen o/#3082963)
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap