• hem ali, hem de tyson birbirleriyle karşılaşırsa diğerinin maçı alacağını söylemişlerdi. tabi ikisi de bunu birbirlerine duydukları saygıdan söylemişlerdi.

    tabi böyle bir maçın sonucunu hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. şahsi fikrim, eğer ilk 2-3 raund tyson ali'yi bir kaç kez yakalayabilirse kazanacağı yönünde. prime tyson çok hızlıydı ve saf yumruk gücü olarak kimseyle mukayese edilemeyecek bir boksördü. ayrıca boy dezavantajına rağmen uzun boksörlerin savunmaların içine rahatça girip kırabiliyordu.

    ali ise gücünden çok dayanıklılığı, sabrı ve mental anlamda hiç zayıflamaması ile öne çıkıyor. tabi hızlı elleri ve asıl alameti farikası olan hızlı ayaklarıyla. ali'nin maçlarını incelerseniz hep çok uzundur. rakibini yorar, bezdirir, bazen dalga geçer. tyson rakibin direncini gücü ve yarattığı korku ile kırarken, ali bunu dayanıklılığı, mental direnci ve akıl oyunları ile yapar. ali 61 maçta 549 round dövüşürken, tyson 58 maçta 217 round dövüşüyor. ali'nin maçları ortalama 9 round sürerken, tyson'un maçları sadece 3,7 round sürüyor.

    özetle bana göre böyle bir dövüş olsaydı, salondan çıkan ilk kişiye "dövüş kaç raund sürdü?" diye sormanız kimin kazandığını anlamak için yeterli olurdu. kısa bir maç ise, tyson bir boşluğunu bulup, ali'yi nakavt etmiş; eğer uzun bir maç ise ali, tyson'u yavaş yavaş etrafında dolaşa dolaşa dövmüştür.
  • boks eğitimini pilates hocasından alanlarla, boks ile smackdown'u karistiran avellerin olduğu bu başlık gerçekten tuhaf.

    tam türkçe karşılığı olmasa da 3 tip boksor vardır. bunlar ekollerden bağımsız tamamen stil farkliliklarıdır.
    1. tip boksor dış boksördür.
    2. tip boksor iç boksördür.
    3. tip boksor fighter dediğimiz tip boksördür.

    her tip'in birbirlerine avantaj ve dezavantajları vardır.

    mesela dış boksorlerin iç boksorlere karşı şansı %1 kadardır. iç boksörlerin fighter boksorlere karşı başarı şansı %1, fighter dediğimiz tipin dış boksorlere şansı %1dir.

    bu farklar tamamen stillerden doğan farklardır. gard tutuşu, adımlama, eskiv vb..

    mike tyson dediğiniz boksor tipi tipik iç boksordur. muhammed ali dış boksordur.

    muhammed alinin efsane olmasının sebebi "greatest' denmesinin sebebi ise gelmiş geçmiş 3 tip boksoru de yenen tek adam olmasıdır.

    bu işin doğası gereği dış boksorseniz fighter'a yenersiniz ki klasik fighter dediğimiz boksor george foremen'dır. mike tyson gibi efsane bir iç boksor joe fraizerdir. dış boksor dediğimiz tip; muhammed ali'dir.

    muhammed ali hem joe frazier hem de george foreman'i yenen bir boksordur.

    iç boksor olan joe fraizer'in fighter boksor'e şansı yoktur. bu yüzdendir ki; george foreman ile yapılan efsane maçı kaybetmiştir fraizer..

    fighter boksorun dış boksore şansı yoktur. bu yüzden muhammed ali'ye kaybetmiştir foreman..

    gel gelelim ki; mike tyson, joe fraizer'i bile yenebilecek bir boksor değildir. iç boksor tipinde gelmiş geçmiş en efsane boksorlerden 1 numara joe fraizer ise, 2 numara mike tyson'dır.

    lennox lewis, vladimir kliçko, tyson fury gibi ağırsıklet dünya şampiyonlarının bir çoğu muhammed ali gibi dış boksorlerdir.

    sözün özü: tek tip boksor olup, kendi klasmanı dışındaki tüm tipleri yenen tek boksordur muhammed ali..

    edit büdüt:

    unutulmamalı ki vladimir kliçko gibi nefret edilen bir adamin en tipik özelliği dış boksor olması. dış boksorler uzun kollu ve içeriye eskiv yapmaya çalışan rakibini sürekli engellerler. direkleri ile iter, boy avantajı ve uzanabilir mesafeyi distance'i kullanırlar. vladimir kliçko'nun itici olmasının sebebi de budur. hiçbir rakibini içeri sokmaz, gerekirse sarılır, direkleri ile dışarda tutar. lennox'da buna benzer bir stil ile dövüşürdü.

    fakat muhammed ali dış boksor olmasına ragmen dans eder, farklı stilleri sergilerdi. sirf bu yüzden bile gelmiş geçmiş en iyi boksor muhammed ali denilebilir. dans eden bir vladimir kliçko hayal edebilir misin? edemezsin. direkleri ile rakibi uzaklaştıran bir mike tyson hayal edebilir misin? edemezsin..

    vladimir kliçko'nun tyson fury'e kaybetmesinin nedeni de tyson fury'nın kendisi gibi dış boksor olmasıdır. tyson fury'de direklerle engelledi. tipik, onun silahi ile dövüştü ve sayı ile kazandı. hayatında ender olarak direkleri bırakıp iç stil ile dövüşen vladimir kliçko, bu yüzden aj yani josuha tarafından yenildi. tipik bir fighter olan david have neden vladimir kliçko kabetti? ya da david haye neden tony bellew'e yenildir? cunku tony bellew de klasik bir fighter dövüşçü.. tipki kliçko vs fury maçı gibi kendi silahi ile vuruldu.

    boks zeka işidir ergenler, belirli bir disiplin ve stilin ekol ile harmanlaşması ile oluşur.

    türk boksun şuan yerlerde olmasının sebebi de budur. rus ekolü varken, küba ekolü olmaz.

    milli takim'in baş antronoru kübali... bunlar başka mevzular.

    edit 2: çok fazla mesaj geldiği için yazmak zorunda kaldım. boksor tiplerinin anatomik vb bir çok farklılıklarına göre ayrılır tip stilleri. ekol ve tarz başka bir yorum.

    biraz daha açmak gerekirse eğer tipleri size açıklayayım;

    dış boksör: uzun kollu olup, kısa kollu olanları da vardır. göze batan en büyük özelliği kol mesafesi ile birlikte uzama boyudur. dövüş tarz olarak distance korur ve defansif özelliği ile dövüşü kontrol etmeye çalışır.
    bunu yaparken de ayak oyunu dediğimiz adımlama tekniklerini kullanırlar. gard pozisyonunu sadece kollar ile almaz, tüm bedeni ile alır. örnek; muhammed ali

    iç boksör: kısa boylu olup, uzun boya sahip olanları da vardır. tarz olarak rakibine yakın dövüşmek zorundadır. atak kombinasyonları yapmak zorundadır. bu tip boksorun olmazsa olmaz özelliği sağlam bir çenedir. düz direk kombinasyonları fazla kullanılmasa da oyunu açan önemli hamlelerdir. gard pozisyonu sürekli çene hiza ya da eskiv hareketlerine göre yukardadır. örn. joe frazier , mike tyson

    fighter boksör: uzun, kısa ya da kilo özellikleri önemli olmayan, teknik boks ve ayak oyunları vb dans konusunda oldukça başarısız hatta beceremezler ve yumruga kafa atan tipler desek yeridir zira teknik boks konusunda zaafiyetleri bu yüzden vadır. sürekli dayak yiyen ama ölümcül darbeler atan boksorlerdir. oyun tarzları agrasif olup, güç ve dayanıklılık en baskın özelliğidir. gardları sürekli boştadır. örn. george foreman, rocky marciano

    edit 3: mma ve kickboks farklı şeyler iken boks tamamen farklı bir şey. bunları bir tutmak bile çok saçma. boks doğası gereği teknik olarak ayak oyunlarına hakim iken hiçbir boksor mma ve kickboks hareketleri yapmaz. odun gibi yürümez. dikkat ederseniz kickboks ve mma dövüşcüler tahta yutmuş gibi yürürler. boks hakkında bilgisi olmayıp, mma, kickboks ile uğraşınca boksor olunmuyor. hayatı boyunca ringe çıkmamış insanların boks hakkında atıp tutması gerçekten komik. lütfen ılıklarla bale yapın.
  • burada hakkında atıp tutan hırbolara takılmayın muhammet ali ile kıyaslayanlara gülün geçin çünkü cevap zaten belli. mike'nin hikayesi en büyük olmasından en güçlü olmasından çok daha fazlası. hayatın birçok pisliğinden geçiyorsun çocuk yaşta hapse düşüyorsun orada boks diye bir şeyle tanışıyorsun ki bu hayatında yapabildiğin tek şey. hayatın boyunca küfür hakaret ve aşağılanmaktan başka bir şey duymamışsın herkes sana suçlu işe yaramaz gözüyle bakmış. evet hayatında yapıp başarılı olabildiğin tek şey dövüşmek. sonra sana diyorlar ki muhammet ali diye biri var bu işin en büyüğü en kocamanı en güçlüsü en çok kazananı bu işte neyin eni varsa o muhammet ali diyorlar. sen ali'yi takip etmeye başlıyorsun. hatta ali çocuk ıslah evine geliyor onu kanlı canlı görüyorsun. görür görmez hayranlığın artıyor çünkü herkes onu çok seviyor ona saygı duyuyor. ben de onun gibi olacağım diyorsun insanlar beni de onun gibi sevecek onun gibi kazanacağım onun gibi dövüşeceğim diyorsun. yapabildiğin tek şeyi yapıyor dövüşüyorsun. profesyonelleşiyorsun itibar kazanıyorsun para kazanıyorsun ama daha bitmedi. birgün yine ringdesin biraz sonra maça çıkacaksın. rakibin çok daha eski çok daha meşhur bir şampiyon hatta senin idolünü yenebilmiş 5 kişiden birisi. bir bakıyorsun o efsane idolün ringe çıkıyor sana yaklaşıyor ve kulağına benim için kazan diyor. ve maç başlıyor. artık vurduğun her yumruk senin için değil hayallerin için geçmişin için o adam için idölün için. sen artık sadece mike değilsin aynı zamanda ali oluyorsun onun için vuruyorsun. maç bitiyor nakavt ile kazanıyorsun. işte bu adamın efsaneliği budur. mike tyson ali olabilmiş tek kişi.
  • tüm maçlarını youtube'un da yardımıyla baştan sona izlemiş birisi olarak söylüyorum, kombinelerine asla laf edemeyiz, tarihin gördüğü en iyi kombineleri vuran adamlardandır.. gel gelelim çok güçlü yumrukları var denemez demek, ilk roundun ortasında göz bebekleri kaybolup knockout olan undefeated micheal spinks'e hakarettir. hele rahmetli trevor berbick'e öbür dünyada nasıl bunun hesabını veririz. bir ağır sıklet dünya şampiyonunu 1-2 round içinde knockout etmek için her biri çok güçlü yumrukları teşkil eden kombineler vurmak zorundasınızdır. muhammad ali ile tyson'ın farkı budur zaten. ikisi de hızlı ve kombine vuruşları güçlü iki boksördür ancak, tyson içeriden dövüşerek bi kaç roundda, tarihin gördüğü en iyi outfighter ali ise nispeten daha güçsüz yumrukları ve tüm maça yaydığı olağanüstü kondisyonu ile dışarıdan dövüşerek heder eden bir boksördü. mike tyson tarihin gördüğü en büyük power puncherlardandır. muhammad ali'nin bile hakkında "ben hızlı ve akıllıydım, onun ise sadece yakalayıp yumruğunu isabet ettirmesi yeterli" dediği adama sadece iyi kombineleri ile başarılı oldu demek hakarettir.

    boyu ve kısa kanat açıklığı mesafesi nedeniyle peek-a-boo sövüş stilini inanılmaz iyi kullanan tyson, ağırsıklete göre handikaplı olan fiziğini bu stili çok iyi uygulayarak bir avantaja dönüştürmüştür. sürekli içerden dövüşerek attığı aparkat yumruklarla rakibin bağını çözüp bitirici kombinelere giriştiği maçlar hala hatırlardadır. kariyerinin ilk yıllarında bu stille pataklamadığı adam kalmamıştır. cus d'amato'nun ölümü ve aprantisi kevin rooney'i kovması sonrasında(bu dönemde 35 maçla undefeated ve undisputed şampiyondu) 90'larda stilini değiştirmiş ve efsanenin sonunu hazırlamıştır. bu başarısızlıklar silsilesindeki en önemli faktör bokstan tamamen uzak kaldığı mapus yılları ve dünyanın en popüler magazin malzemesi haline dönüşmesi, dolayısıyla ring dışında da psikopat bir adam haline gelmesiydi.

    1996'daki geri dönüşü takdire şayandır, hatta 2 kemeri geri alıp, "ben ölmeden herkes en az birer kere dayak yiyecek" mesajı vermişti. gel gelelim bu şampiyonluk tamamen legal olsa da biraz da kestirmeden elde edilmişti. hatta wbc şampiyonu frank bruno ile karşılaşma hakkı lennox lewis'de iken, bu hak parayla tyson adına satın alınıp, tyson şampiyonluk maçına çıkabilme şansını elde ettikten sonra kestirmeden şampiyon olmuştu. kaldı ki o yıllarda lennox'u pataklayabilecek kondisyonda idi. böyle şempanzeliklere gerek yoktu, ancak mike tyson'ın ölüsü bile bahislerde, tv yayın haklarında ve gişe gelirlerinde aktif tüm boksörlerden çok daha fazla para kazandırıyordu.

    reach(kanat açıklığı) avantajı olup da bunu iyi kullanan boksörler her zaman kısa boylu ve kanat açıklığı kısa olan boksörlere karşı daha maça başlamadan bir adım öndedirler. gel gelelim reach avantajı fazlasıyla olan ve buna ilaveten guard almadan dövüşebilen ve yakalayıp yumruklanması özellikle altın döneminde mümkün olmayan bir muhammad ali'yi tyson'ın tillahı gelse dövemezdi. yani tyson ile ali aynı zamanda ringlerde olsalardı onları sadece kilo nedeniyle aynı sıklette dövüştürmek hiç adil olmazdı..

    yine de kendi içimde kararsızlığa düşmüyorum değil.. mike tyson tarihte görülmüş, görülebilecek en zor stille dövüşmüş ve bunu mükemmel uygulayarak karşılaştığı tüm rakiplere bu nedenle olağanüstü ters gelmiştir. fiziği ve tarzı rahmetli joe frazier'e çok benzemekte olup, joe frazier'in muhammad ali'yi en çok zorlayan hatta bir kere pataklamışlığı da bulunan bir efsane olduğu da göz ardı edilmemelidir.

    muhammad ali sonrası ağır sıklet şampiyonlarının en iyi dönemlerini alıp bir turnuva yapsak, 1988 model mike tyson'a bütün paramı basardım.. prime dönemlerinde muhammad ali ile karşılaşsalar asla bahis yapmazdım heralde, muhammad ali'nin sağı solu belli olmaz, çünkü kendisi mike tyson'dan bile 10 round dayak yiyip 11. roundda arı gibi sokacak güce ve kondisyona sahipti..
  • 6 aralık 1985 mike tyson - sammy scaff maçı

    iron mike'ın, gerçek babam dediği, onu bulup yetiştiren cus d'amato'nun ölümünden sonraki ilk maçı.

    karşısındaki amerikalı sammy scaff, mike'dan bir kafa daha uzun, kazandığı 13 maçın 11'ini nakavtla kazanmış. mike henüz 19 yaşında, dünya şampiyonu olmamış ama 13 maçının tamamını nakavtla kazanmış.

    maç başladıktan sonra mike birkaç yumruk sallıyor, sanki yerini bulmuyor gibi. sonra bir ara sammy scaff yere düşüyor, galiba numara yapıyor filan derken adam yerden kalkınca suratını görüyoruz: karşıdan gelen kamyona kafa atmış gibi bir görüntü var. mike şaşkın, sanki biraz üzgün, ayıp mı ettik gibi kenara geliyor, kenarda bu sefer cus d'amato yok, biraz dolanıyor ortada.

    bir sene içinde de dünya ağır siklet boks şampiyonu olarak üç kemeri de beline takıyor, "babasına" selam gönderiyor.

    iron mike için hüzünlü bir maç. sammy için ise acılı.

    izlesem mi diyenlere.

    moderasyona mesaj: bu entriyi maça ait ayrı bir başlıkta açmak istedim ama komplike başlık açamayacağım uyarısı geldi. konuyu mesajla büyüklerimize ilettim, sikleyen olmadı, o nedenle mike tyson başlığına açıyorum.

    bu yüce moderasyon sistemi varken ortalıkta osuruktan hafif binlerce başlığın nasıl dolaştığına da anlam verebilmiş değilim.
  • sonunun yeşilçam yıldızları gibi bir parkta açlıktan ölerek olmasını istemediğim insan evladı.zaten yıllarca menajerlerinden ve etrafındakilerden çekmiş, bari emekliliğini sessiz sakin peltek peltek geçirsin.yediği yumruklar mahkemede tanıklık etmesine bile engel bir salağa dönüştürmüş olabilir ama ne kadar hepsini kaybetse de o milyon dolarları da hakettiği bir gerçek.

    nasıl adamlarla çalıştığına dair bir olay var ki film olur yemin ederim.şöyle;
    don king denen orospu evladı organizatörünün oğlu (carl king) anlaşması olmamasına rağmen tyson'dan yüzbinlerce dolar araklamıştır.hatta carl king'in karısı evini dekore ettiği için 1.5 milyon $ gibi bir cukkayı indirmiştir.ve asıl bomba carl king'in kızı debbie king, mike tyson adına bir fan club işlettiğini söyleyerek ayda 50.000$ dan fazla bir parayı indirmiştir.

    3 yıl bu sömürü devam eder ve bir gün tyson'ın arkadaşı fan club'ı merak edip paralar nereye gidiyor diye yerinde görmek ister,gittiğinde gördüğü tek şey kutular dolusu açılmamış mektuptur. tyson'la beraber mektupları okumaya başlarlar.mektuplardan birinde, kadının biri kanserden ölmekte olan oğlunun onu çok sevdiğini ve mike'tan telefon açmasını ister.tyson telefonu eline alır 2 dk konuşur, kapatır ve ağlayarak don king'e küfür etmeye başlar.tyson o telefonu açmak için bir sene geç kalmıştır.
  • sadece cus d'amato ve ekibi ile çalıştığı yıllar ele alınacak olursa tüm zamanların en iyi boksörüdür.

    bugüne kadar hiç bir boksörde göremediğimiz inanılmaz düzeydeki patlayıcı güç, bunun yanında bir hafif siklet boksör kadar çabuk olması ve sadece ruh hastalarında görülecek düzeyde bir saldırganlık en belirgin özellikleriydi. ama tyson asla dayanıklı bir boksör olmadı, sabırlı değildi, akıllı değildi, gücünü idareli kullanmayı bilmezdi. o nedenle maçları ilk raundlarda biter, maç uzarsa işler tyson için kötü gitmeye başlardı.

    cus d'amato, sonra da onun ekibinden kevin rooney, hem ringde hem de ring dışında tyson'da eksik olan özelliklerin tamamlayıcısı olmuştu.

    d'amato'nun ölümünden kısa bir süre sonra, 20 yaşındayken üç birliğin de (wbc, wba, ibf) kemerini takan en genç boksör oldu.

    profesyonel olarak dövüşmeye başladıktan sonra yaptığı ilk 19 maçın tamamını nakavtla kazandı ki, bunların 12'si birinci raundda bitti.

    profesyonel bokstan milyon dolarlar kazanan bahis mafyası ne yapacağını şaşırmışken (çünkü artık kimse tyson'ın rakibine para yatırmıyordu), tyson her ne hikmetse doğru dürüst başarısı olmayan buster douglas isimli bir soytarıya komik biçimde yenilip bütün ünvanlarını kaybetti ve hemen akabinde malum tecavüz davasıyla hapsi boyladı. tyson'u yenen buster douglas ise aldığı ünvanları bir maç bile koruyamadan ilk maçında evander holyfield'a devretti. buralarda dönen paraları ben hesaplayamayacağım, birileri hesaplayıversin.

    korunmaya çalışan boksörlerin gardında boşluk bulamazsa rakibinin bileklerini yumruklarıyla kıran, karşısındaki boksör yumruk atmaya çalışırsa iyice sinirlenip neredeyse öldükten sonra da vurmaya çalışan, profesyonel kariyerinde 1 dakikadan kısa sürmüş 10 tane maç olan bu efsaneyi başka boksörlerle kıyaslamamak gerekir.

    cus d'amato kronolojisi ve kevin rooney düzeltmesi için insecticide'e teşekkürler.
  • boxrec'in "en iyi 100 boksör" listesinde george foreman, joe fraizer, lennox lewis, evander holyfield, kliçko kardeşler vb.. birçok boksör de bulunmamaktadır. ayrıca muhammed ali 10. sıradadır.

    tamam ben de tyson'un abartıldığını düşünmekteyim de abi ilk 100'e giremez falan ne demek, saçmalamayın.
  • lennox lewis boksun bülent korkmaz'ı, rıza çalımbay'ıdır. yeteneğinden ziyade hırsı, tecrübesi ve çalışma disiplini ile şampiyon olmuştur. kariyerinin zirvesini tyson'ın aksine 30'lu yaşlarında görmüştür. bu bağlamda ikisinin çok farklı karakteristik özellikleri olduğu açıktır.

    tyson 19-23 yaş arasındaki dönemde mitralyöz gibi şampiyon pataklarken, nakavtla bitmeyen üç beş maçı bile tyson yenilmiş gibi lanse ediliyordu. o yaşta bir adamın dünya ağır sıklet boksunu bu denli domine edebilmesi görülmemiş bir durumdu. hala da görülemedi.

    mike tyson oluşumu yıllarca süren bir boks kuramının, bir stratejistin hayallerinin gerçeğe dönüşmesidir.

    bu stratejist, efsanevi antrenör cus d'amato'dur. cus'ın mike tyson'dan bir önceki şampiyonu floyd patterson'ın stili ve fiziği incelendiğinde, mike tyson'ın beta versiyonu olduğu açıkça görülecektir.

    patterson ve tyson'ın ortak noktalarını sıralayalım:

    mike tyson'ın yalnızca 20 yaşındayken geliştirdiği en genç dünya şampiyonluğu rekoru tyson'dan önce floyd patterson'ın elinde idi.(21 yaş 10 ay)

    ikisinin de kanat açıklığı(reach mesafesi) aynı olup, 180 cm'dir. yanılmıyorsam bu denli kısa kanat açıklığı ile şampiyon olabilen iki boksör de bu yaramazlardır.

    peek-a-boo dövüş stilini uygularlar. bu sayede kanat açıklıkları kısa olmasına rağmen guardları hep yukarıda dövüşebilme(kolay yumruk almama) ve kontra atağa daha hızlı geçebilme şansına sahiptirler. kolları ve boyu daha uzun olan boksörlerin bu stili onlar kadar iyi uygulamaları mümkün değildir. içeriden dövüşen bir boksörün tyson gibi kombo yumruklar vurabilmesi hala mümkün olmadı. örnek vermek gerekirse 203 cm kanat açıklığı olan muhammad ali içeriden dövüşmeyi denemedi bile. o guard da almazdı gerçi.

    demem o ki, tyson cus d'amato'nun geliştirdiği sistemin en iyi uygulayıcısı olmuş zirve noktasıdır. cus d'amato bu stilin ağır sikletin bugı olduğuna inanmıştır. kariyeri boyunca bu stili uygulayabilecek boksörlerle çalışmıştır. floyd patterson ile dünya şampiyonluğunu görmüşse de, tyson'ın dominant dönemine ömrü yetmemiş, yarattığı makinayı 3-5 saniyede şampiyon nakavt ederken görememiştir.

    cus d'amato'nun bu stille ilgili muhammad ali ile yaptığı komik atışma da ilginçtir. evet 1970 yılında mike tyson piyasaya çıkmadan yıllar önce böyle bir video da vardır, "adam tyson'ı yıllar önce kafada dizayn etmiş" dedirtir. ilgili videonun linki.

    bu stilin en handikaplı noktası, olağanüstü bir kondisyon ve güç gerektirmesidir. kariyerini bu sistem üzerine kurgulamış bir boksorün yirmili yaşlarından sonra başarılı olması çok zordur. çünkü 4 veya 5 round içinde rakibini nakavt etmek zorundadır.

    1996 ve 1997'deki meşhur hollyfield maçları buna örnektir. hollyfield tamamen teknik dövüşen, gücünden ziyade rakibine özel uyguladığı taktiklerle ve sinir bozan kafa atma taktiğiyle maç kazanan bir boksördü. tyson ile uzun yıllar karşılaşmamış olmasına rağmen onu çok güzel analiz etmişti, nakavt olmadı ve tyson'ın enerjisini bitirdi. nitekim bu nedenle tyson da kazanamayacağını anladı, herifi ısırdı.

    yüksek ihtimalle 22 yaşında bir mike tyson'a bu taktik tutmayacaktı, ancak yıllarca hapis yatmış ve bokstan uzak kalmış bir ruh hastasına karşı başarılı oldu.

    lewis maçını analiz dahi etmiyorum, mike tyson lewis yerine 22 yaşındaki mike tyson ile karşılaşsa, ilk roundda nakavt olurdu. kariyeri boyunca almadığı yumruğu bir maçta almış olması lewis'in başarısından ziyade, olağanüstü refleksleri ve kondisyonu sona ermiş, ununu elemiş eleğini bile don king'e kaptırmış bir mike tyson'ı maalesef gözler önüne sermişti.
hesabın var mı? giriş yap