*

  • türkiye'deki kürtler'in bir kısmını tanımlamak için kullanılabilecek bir ifade. bilindiği üzere, kimlik tanımlaması günümüzde kan bağı üzerinden değil, kişinin sahip olduğu kültürel ve dilsel nitelikler üzerinden yapılmakta. bu noktadan hareketle, türkiye'de yaşayan her kürdü değil ama bazılarının kimliğini tanımlarken sadece kürt olarak nitelemek yeterli olmuyor. zira aynı tanımı ırak'taki bir kürt için de yapıyoruz, suriye'deki veya iran'daki için de. halbuki, türkiye'deki kürtler üzerinden konuşursak, çoğu kürt doğal olarak bin küsur yıldır beraber yaşadıkları türkler'den, türkiye'ye veya balkanlar'a ait diğer etnik kültürlerden oldukça etkilenmişlerdir. dolayısıyla, diğer ülke veya bölgelerdeki kürtler'den tamamen ayrı bir sosyo-kültürel sınıf doğmuştur. bu sınıfı tanımlamak için tek başına kürt ifadesi yetmemektetir. bu şekilde bir tanımlama, bu insanların kürt kimliklerini ifade etse de, sahip oldukları diğer türk kimliğini yok saymaktadır.

    turko kürtler'e örnek vermek gerekirse, yaşar kemal, yılmaz erdoğan, bülent polat ve hatta yine onun oynadığı avrupa yakasındaki şesu karakteri de tam bir turko kürt karakteridir, abdullah öcalan (tam olarak emin değilim), hikmet cetin, nilüfer akbal, aynur doğan veya rojin. bu sınıfın temeli yüzyıllar önce tunceli ve çevresinde atılmıştır zira ilk turko kürtler de, alevi kürtlerdir. turko kürtlük, kişinin siyasi görüşüne bağlı bir şey değildir. bir çok kürt milliyetçisi ideolog, hatta pkk'lı militan da (çok nadir de olsa), pekala turko-kürttür aslında. hatta bazısının milliyetçilikleri bile turko kökenlidir.

    bu sınıfı, turkofon kürtler ile karıştırmamak gerekir. turko kürtler'in tek özelliği türkçe konuşmak değildir. dilden daha da öte, çok geniş bir kültürel etkileşimden bahsediyoruz.

    kimin desteklediği belli olmayan ve son zamanlarda pıtrak gibi patlayan türk ırkçı dernek / web sitesi / oluşumların tamamının hedefinde bu sosyal sınıf vardır. fakat bu konunun analizi daha detaylı olmak üzere başka bir yazı konusu olarak kalsın.

    peşin edit:
    kehkehkeh, dur hemen colaturka diye atlayayım şuraya diye düşünen varsa, eşşekler kovalasın...

    gerçek edit:
    burada yanlış anlaşılmaması gereken konu, turko kürtler tanımının anayasal ya da hukuksal bir tanım olmadığıdır. zira, anayasamızda açıkça "türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür" şeklinde ifade edildiği üzere, bu insanların hukuksal statüsü türktür.

    bizim burada yaptığımız şey, sadece sosyo-kültürel bir sınıfın tanımlanmasıdır. lakin, bu tanımın her iki taraftan da tepki alacağını çok iyi biliyorum. elbette bu gerçeği değiştirmez. her ne kadar türkiye'de bu tip sınıflandırmaların pek hoş karşılanmadığı gerçekse de, yukarıdaki tanımı zibil gibi kötüleyenlerin, fikirlerini bu başlık altına yazma cesareti göstermelerini de bekliyorum. yanlış anlaşılmasın, kötülendiği için kızmıyorum. kızdığım nokta sessizlik. madem kötülüyorsun, neden kötülüyorsun onu da yaz buraya. bu sessizlik niye ?
  • adlandırma üzerinde farklı bir tanım yapılabilirse de olduğu söylenebilecek kesim. yalnız turko kısmı kürtler arasında zaten kabul ediliyor. ama sorun işin kürtler kısımında. mesela resmi, gayrı resmi, toplumsal, kültürel, sosyal anlamda kürt kısmı ne kadar kabul görüyor. kürt sorunu mu dediniz, hah işte olayın başladığı, big bang, ground zero noktasındayız.
  • yalnız olayın biraz da oryantalizm koktuğunu belirtmeliyim. zira turko kürtler e örnek olarak verilenlerin hepsi toplumda kendisine belli bir yer edinmiş kişiler(abdullah öcalan hariç, ki onun da bu grupta olmasına dair şüphe ile yaklaşılıyor zaten). burdan şunu anlıyoruz ki toplumda belli bir yere gelmenin, ya da toplumda belli bir yer edinmiş olduğuna dair icazet almanın en önemli şartlarından birisi kürt kimliğinden sıyrılarak biraz turko laşmak. yani sırf kürt kimliği ile icazet almak biraz zor. kürt olarak kalmamasını sorun teşkil ettiğimden mi? nayır, sadece bakış açısındaki oryantalizm kokusuna dikkat çekmek istiyorum.

    [ismail beşikçi esmer deki yazısında türkiye de kürtler in kürt olarak hiç bir hakkı olmadığını ama türkleşince(turgut özal, ibrahim tatlıses) kendisine tüm kapıların açılacağını ama bu sefer de kürt olarak kalmayacağını yazıyordu. yani bunun için "türkleşmek" şart. fakat bu biraz işin resmi boyutu.]

    [bu adlandırmayı ilk duyduğumda #10350134 bunun oryantalizm koktuğunu belirtmiştim. ama ezbere konuşmamak, zihin okumamak adına pek dillendirmemiştim]
  • oryantalizm şüphelerini anlayışla karşılıyorum, zira, gerçekten de, örnekte verilen kişilerin çoğu bir yerlere gelebilmiş kürtlerdir. lakin, bu durum oryantalizmden ziyade, olayın kendi iç dinamikleri nedeniyle oluşmuş bir durumdur. zira, toplumda bir yere gelebilen kürtlerin, istisnasız tamamı, türkler ile etkileşime girmiş olacaklardır. bu sebeple, türkiye'de toplumca tanınan saygın kürtler'in neredeyse tamamı turko kürttür. fakat her turko kürt başarılı veya saygın* olacak diye bir önyargı kesinlikle yoktur. bu noktada, başarılı kürtler turkodur diğerleri de sadece kürttür diye bir şey kesinlikle söz konusu değildir.

    üstelik örnekte verilen isimlerin neredeyse tamamı, kürt kimliklerini saklamamış ve gizlememiştir. örneğin yılmaz erdoğan kürt kökenli olduğunu her zaman belirtmiştir. ya da aynur doğan'ın kürt kimliği o kadar öne çıktı ki, baskılanan bir kimliği varsa o da türk kimliğidir hatta, hadi buyur bakalım. icazet alma olayı geçmişte kalan bir durum yani, turko kürtler için pek geçerli değil. bu yüzden, oryantalizm eleştirisi bu noktada da geçersiz.

    bu tanımın yapılmasının altında, kürt sorununa yeni bir bakış açısı getirmek hedefi vardır. zira, türkiye bu vakte kadar, politikasını, kürtler'in kürt kimliklerini törpülemek üzerine kurmuştur. halbuki bizim politikamız, kürtler'in türk kimliğini geliştirmek üzerine olmalıydı. kürt kimliğini ise kürtler'in takdirine bırakmalıydık. biz ise tam tersini yaptık, kürtler'in türk kimliği geliştirmelerine pek katkı yapmadığımız gibi, kürt kimliklerine yer yer vandalca sayılabilecek saldırılar da bulunuldu. bu durum, devlet-kürt ilişkisini çok hastalıklı hale getirdi. zira ne yeni bir kimlik tanımlandı, ne de ortada var olan kimliğe izin verildi. bu da saçmasapan bir boşluk yarattı. bu boşluğu da, pkk ve kürt milliyetçileri kolayca doldurdu.
  • bu tanımın yapılmasındaki amaç, kürtlük ifadesini yumuşatıp, tolere edilebilir hale getirmek değildir. zira, türkiye'deki bütün kürtler'i hedef almıyor bu tanım (en azından şu an için). türkiye'de sadece yalın olarak "kürt" olarak tanımlayabileceğimiz insanlar da var, onlar ayrı. öyle bir derdimiz olsaydı, türkiye'deki bütün kürtler'i kapsayan bir şey tanımlardık. yani bu tanımı yapmak isteğimizin altında böyle fasaryadan bir sebep yatmıyor.

    (bkz: #10598336)
    ayrıca, bu ifadenin kürt kısmı ile sorunlu olan türkler olduğu gibi, turko kısmı ile sorunlu olan kürtler de vardır (çoğunun sorunu olmasa bile). şimdi o kısıma değineceğim zaten.

    sadece basit bir kelime oyunu değil bu. hayali insanlardan bahsetmiyoruz. gökteki ay kadar gerçek bu insanlar. elle tutulur, somut bir gerçeklik bu. zaten bu yeni bakış açısının sağlamlığı ve tutarlılığı buradan kaynaklanıyor. örneğin, dağ türkleri safsatası ile soslandırılmış eski bakış açısı ne kadar havada kalıyorsa, bu yeni tanım bir o kadar yere basıyor. çünkü politikamızı kurarken, olmayan dağ türkleri'ni değil, var olan turko kürtleri temel alacağız. işte tam bu noktada, herkesin muhtemelen ıskaladağı bir nokta da şudur; eğer biz politikamızı bu gerçeklik üzerine kurarsak, kürt milliyetçilerini, turko kürtler'in varlığı ile sorunlu hale getirmiş olacağız. nasıl eskiden, dağ türkleri safsatası bizim politikamızın zaafiyeti olmuşsa, yeni durumda turko kürtler'in varlığı ve kürt milliyetçilerinin, ari kürtlük arayışı nedeniyle, turko kürtler gerçeğini inkar etme çabaları, onların politik zaafiyeti konumuna gelecek. zira gerçekler ile savaşmak zordur.

    aslında, turko kürtler ezelden beridir, kürt milliyetçilerinin kabusudur. doğuya giden öğretmenlerin katledilmesi veya kürt feodalizminin ve töresinin kürtler'e dikte ettirilmesinin altında bu sebepler yatar. türkler'e benzeme de ne yaparsan yap ? zira, türkler ile etkileşime giren her kürt bir yerden sonra, kürt milliyetçiliğinin kapsam alanı dışına çıkacak, kendi kişisel çıkarına ve turko kimliğine aykırı olacağı için türkiye'den kopmayı reddedecektir. bu bakımdan, kendileri adına daha hayırlı da olsa, sırf sürecin sonunca turkolaşmak olduğu için, kürt milliyetçileri, kürtleri töre şemsiyesi altına iteklemiştir. çünkü töreyi unutmadığın sürece kürt kalırsın ve turkolaşma sürecinden uzak kalırsın. yukarıda yapılan oryantalist eleştirilerinin patladığı yer burasıdır işte. turko kürtler'in sosyal statü olarak diğer kürtler'in üstüne çıkması bir yerde bu doğal sürecin sonucudur. (sadece bu değil elbette sebep)

    farz edelim ki, biz yeni politikamızı, kürtler'in kürt kimliği değil de, türk kimliği üzerine kurduk. yani onların türk kimliğini geliştirmeye çabaladık. kim beni bu yüzden suçlayabilir ki ? kürtleri türk kültürü ile etkilemek bir suçmudur, yoksa doğal bir sonuç mudur ?

    herşeyden önemlisi, kürt milliyetçileri bu konuda ne yapabilir ? "ey kürt oğlu kürt, kürtlüğünü unutma, aman sakın ha ince belli bardaktan çay içerek türkleşme" demek dışında. işte bu noktaya gelip, bu adamların gerçek yüzünü, halkın gözüne sokabilirsek, bu mesele sonsuza kadar kapanmış olacaktır.
  • bu noktada, kürt milliyetçilerinin turko kürtler'den neden zerre haz etmediğini açıkladık. şimdi gelelim, son zamanlarda ne hikmetse pıtrak gibi patlayan türkçü oluşumların neden bütün politikalarını turko kürtler üzerine kurmuş olduğuna ve ortada tezgahlanmaya çalışan büyük oyuna.

    2000 senesinden bu yana, kemal derviş'in başlattığı ekonomik politikalar sebebiyle tarımsal sübvansiyonlar kaldırıldı. yine öncesinde, doğu'da uygulanan şehre göç ettirme politikasını da göz önüne alırsak, bütün türkiye gibi kürtler de hızlı bir şehirleşme sürecine girdiler. bu süreç aynı zamanda, onların türkler ile etkileşime girme sürecini de hızlandırdı. bu nedenle, günümüzde, turko kürtler'in kürt nüfusu içersindeki payı giderek artıyor ve artacak da ( % 100'e doğru gidecek). üstelik, pkk'nın dağdaki askeri etkinliği de iyice azaldı. bu yeni durumda, kürt milliyetçileri, feodal ve taşra temelli eski propaganda politikalarını değiştirmek durumundalar. zira şehirli turko kürtler için bu propagandalar bir şey ifade etmeyecek bir yerden sonra. fakat kürt milliyetçilerinin bu noktada eli çok bağlı. zira kürtlerin turkolaşma süreci, en az hurrilerin kürtleşme süreci kadar masum ve karşı konulamaz. şimdi bu durumda, olaya daha geniş bir perspektiften bakalım. pkk ve türevlerinin ipini kim elinde tutuyorsa artık, kürt milliyetçilerinin elinin kolunun bağlanmış olması sebebiyle, piyasaya yeni bir aktör çıkardı. türkçüler ya da türk ırkçıları.

    sosyolojide, bir olgu vardır. bir insanın dahil olmak istediği bir toplum / sınıf tarafından reddedilmesi, o insanın ruh durumunda o topluma karşı çok derin çatlaklar açar. bunu avrupa'daki yabancılar üzerinde gözlemleyebiliriz. örneğin, aslında, tek istedikleri, basit beyaz fransızlar gibi fransız olmak olan cezayirliler'e ve faslılar'a, fransız olamayacakları yazılı olmayan toplum kuralları tarafından her seferinde hatırlatıldı. bu da onları, fransız toplumuna karşı inanılmaz bir şekilde kinlendirdi ve en sonunda malum isyanlar yaşandı. geçmişteki büyük milliyetçiler de böyle yaratılmıştır zaten, girmeye çalıştıkları toplum tarafından reddedilerek.

    işte, yeni yeni türeyen ve toplumumuzun tamamen yabancı olduğu türk ırkçılarına biçilen görev de budur. türk ırkçı sitelerine bakın, adı geçen ve hedef alınan bütün kürtler'in hespi istisnasız turko kürtlerdir. bu tesadüf değil, çünkü türkçüler'in ipini elinde tutanların amacı da, turko kürtleri hedef alarak, onları, türk kimlikleri sorunlu hale getirerek, kürt milliyetçilerinin hiçbir şekilde başaramayacakları bir amaca ulaşmaktır. kürt milliyetçileri, turko kürtler'e "aman ha ince belli bardaktan çay içmeyin, türkleşirsiniz" dese hiçbir şey değişmez ama bir türk onların yeni oluşmaya çalışan kimliklerini hedef alarak onları dışlasa, onları istese de "turko" olamayacağı şeklinde aşağılasa çok şey değişir. işte bu yüzden, durduk yere türk ırkçıları, budun bilmem neleri pıtrak gibi patlamıştır. 50 senedir olmayan olayın birden bire, 4-5 sene içinde patlamasının altında bu gerçekler yatar. kimse oyuna gelmesin. bu adamların sabah akşam yılmaz erdoğan* ile uğraşmaları boşuna değil.

    allasen, nedir yılmaz erdoğan ile bu adamların sorunu ? burada ince bir çizgi var. kim olursa olsun, bu toplum pkk gibi bir terör örgütü ile bağı ortaya çıkan birisini affetmez ve onu haklı olarak alaşağı eder. fakat yılmaz erdoğan'ın böyle bir şeyi yok ki (en azından bilindiği kadarı ile). yılmaz erdoğan, örneğin, kürtçe eğitim isteyebilir, kürtçe'nin resmi dil olmasını isteyebilir ya da diğer benzer taleplerde bulunabilir ki, resmi olarak ağzından bu konuda bir şey de çıkmadı ama farzet ki istedi. bu onu pkk'lı yapmaz. öte yandan, yılmaz erdoğan, bugüne kadar türk edebiyatına ve tiyatrosuna yaptığı katkılar sebebiyle bu türkçü budunların olduğundan bin misli daha faydalı olmuştur türk toplumuna. ha, olur ya, olacak demiyorum ama, yarın kendisi ahmet kaya'nın düştüğü hataya düşer de, vallahi ben apoyu özledim diye çığırırsa, çıktığı basamakları da bu toplum hızla geri indirir. birlikte yaşadığın topluma bu tür bir ihanetin affı yoktur zira. fakat şu hali ile niye onunla bir sorunum olsun ki ?

    işte bu şartlar dahilinde, herkes pıtrak gibi patlayan türkçü budun şeysilerine biçilen ihanet görevini çok iyi bilsin ve öğrensin. bilen bilmeyene anlatsın, kimse gafil avlanmasın. geçmişte zaman zaman avlandık*, onun için de affola. ama ben şahsım adına bu oyuna bir daha gelmem. tabii, bu demek değil ki, pkk veya türevlerine müsamaha gösterilecek, bu konuda dün neysem şimdi de oyum, bu da böyle biline. şu an içinde bulunduğumuz süreç, kürtlere karşı özellikle şehirlerde provakasyon yaratma çabaları ile dolu. özellikle mersin'e dikkat edin. bu oyuna gelmememiz lazım.
  • turko kürtler(olayla çok az ilintili olarak (bkz: ülkücü kürtler)) zaten varlığı su götürmez bir gerçek. ister son 60 yıldaki politikaların bir sonucu deyin, ister beraber yaşamanın doğal sonucu deyin böyle bir etkileşim olacaktır, oluyor da. ama turko kürtler in büyük bölümü doğal bir sürecin sonucu değil. sokakta, okulda, televizyonda kürtçeye yer olmadığı için anneannesi ile anlaşamayan nesiller yetişiyor artık. kürtçe öğrenmek için tek uygun yer olan evlerde ise bazı aileler tarafından ise, kimi zaman aman çoçuğum yarın okula başladığında aşağılanmasın güdüsü, kimi zaman da kürtçe nin bir dil olmadığına dair inandırıldığı safsatalardan, kimi zaman da hiç de yersiz olmayan korkularından kaynaklanan oto asimilasyondan dolayı kürtçe öğretilmiyor. ve türkiye de kürtçe ye olan bakış açısı böyle devam ettikçe, fransa yı bir 50 yıl geriden takip etttiğimizden dolayı 2025 li yıllarda korsika dili gibi kürtçe yi tanıyıp okullarda ders verilmeye başlandığında kürtçe bugün ile karşılaştırıldığında büyük oranda artık edebiyatı, müziği yapılan ama sokakta yeri olmayan bir dil haline gelmiş olacak. o zaman olayın sorumluları arkasına yaslanarak kürtçe yi günlük yaşamda bitirmenin verdiği gurur ile ince belli bayraktan çayı gururla yudumlayabilirler.[sonunda konuyu buraya bağlayabildim. sahi nedir bu ince belli bardak olayı. ince belli bardaktan milliyetçilik yürüten kürt olayın ilk kez duyuyorum. ince belli bardağın bir numarası mı var]

    peki bu dönemde ne olacak, gerek doğal göç süreci, gerek terörün oluşturduğu göçün ekonomik ve sosyal etkilerinden farklı olarak daha kolay ama daha acı sonuçları olan bir asimilasyon süreci olacak. bir yanda kürtçe göç edenlerin günlük yaşamında yerini ingilizce ile karışık bir türkçeye bırakırken, öteki olduğunu hissetmenin verdiği bir dışlanma ile içinde milliyetçilik hiç olmadığı kadar artacak. ve türkçe konuşan, türkçe düşünen bir kürt milliyetçisi, ırkçısı kesim oluşacak. ki bu süreç zaten 90 ların başından beri başlamış ve kendisine tam da istediği gibi, kendisini fazlasıyla öteki olarak hissettirecek ve motivasyonunu diri tutacak bir rakip olarak türk ırkçılarını bulmuş durumda. sonrası mı, düşünmek istemiyorum. şu bir gerçek ki türkiye de kürtlerin büyük bölümü, hem ülkenin batısına geçmemiş olduğundan, hem de din kardeşliği olgusundan dolayı, henüz kürt sorununda bir parça olmamış, öteki olduğunu hissetmemiş durumda[terör sorunu ile tamamen bağımsız olmasa da farklı şeyler].

    kısaca turko kürtler doğal bir sürecin sonucu değiller. ve şimdilerde içinde geçmişte olmadığından fazla tehlike barındıran bir sürecin çocukları. yukarda sayılan örnekleri gibi "iyi, başarılı" sonuçları çıksa da, başarısız, sorunlu sonuçları ile karşılaştırıldığında bu ihmal edilecek derecededir.

    peki nedir çözümü?sanırım toplum mühendisliğini, bırakıp işi oluruna bırakmak.

    edit: işi oluruna bırakmak tabii ki satükonun devam etmesi anlamına gelmemeli. tersine bugüne kadar idare ederek, toplum mühendisliği yaparak sürdürülen statükonun ne kadar ciddi şeylere gebe olduğunun altını çizmek istedim.
  • varlıkları kürt milliyetçilerinde karın ağrısı yaratan insanlar. türkiye'de kürtlerin kimlik hakları tartışılırken, hurrilerin kürtleşmesi kadar doğal bir süreçin sonucu olan bu insanların kimlikleri inkar ediliyor. hem türk tarafı hem de devlet tarafı atalet ile de olsa ciddi açılımlar yaptığı halde, kürt milliyetçileri için turko kürtler hala her türlü hakareti hak eden aşağılık insan müsvettelerinden başka bir şey değillerdir. ellerinde olsa bunları bir karşık suda boğarlar.

    (bkz: aslini inkar eden haramzadedir/@galatyphoon)
hesabın var mı? giriş yap